English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A million

A million translate Turkish

16,664 parallel translation
- A million dollars?
- Bir milyon dolar mı?
If you gave me a million years, I still would not have come up with that.
Bana düşünmek için bir milyon yıl versen yine de böyle bir şey uyduramazdım.
Fourth-year associate snags a quarter of a million in billings?
Dört yıllık avukat çeyrek milyonluk sözleşmeyi bağladı demek?
A million dollars.
Bir milyon dolar.
'Cept my shoes don't have a million dollars in'em.
Ayakkabılarımın içinde 1 milyon dolar yok ama.
There's a million dollars at the bottom of that river, and it can be a seed.
Nehrin dibinde 1 milyon dolar var ve başlangıç tohumu olabilir.
Hmm, yeah if we were here together, we would have a million wicked laughs together.
Sen de burada olsaydın, gülmekten ölürdük.
Phil, we've gone over this a million times.
Phil, bunu defalarca konuştuk.
I'm hiding in the bushes with my begging bowl, waiting to leap out at anyone who looks like money, and you're getting ready to set fire to half a million dollars on some hare-brained...
Yalakalıklarımla birlikte çalıların içine saklıyorum, Para gibi görünen herkese sıçramayı beklemek, Ve ateş etmeye hazırlanıyorsun
She gets in, tells the driver where she wants to go, just like we've all done a million times.
Araca binip, şoföre gitmek istediği yeri söylüyor. Aynen bizlerin de milyonlarca kez yaptığı gibi.
But what you minimum wage pencil dicks can't possibly understand is that however repulsive you seem to think I am, that the darkness swallowing this country whole and coming for you and your half-breed families is a million fucking times worse.
Ama siz asgari ücretli bamya siklilerin kafasının asla basmayacağı şey, beni ne kadar itici bulsanız da karanlığın bu ülkeyi bütün olarak yuttuğu ve durumun sizin ve melez aileleriniz açısından milyon kere daha kötü olacağı.
And I'm vain and selfish and a million bad things.
Gösterişçi, bencil ve bir sürü kötü şeyim.
- We haven't been there in a million years.
- Milyonlarca yıldır oraya gitmemiştik. - Biliyorum.
Not in a million years do I want to do that.
Milyon yıl geçse de bunu istemem.
Huh? When that doesn't work out, I'll bet you a million dollars, you're already looking for the next thing.
Bu işe yaramadığında, milyon dolarlara bahse girerim ki bir sonraki şeye çoktan bakmaya başlarsın.
We have been friends, uh, for a very long time, and there are a million reasons why I love you, but one of them, one of the biggest ones, is that you are always have been incredibly committed to making the most of your life.
Çok uzun süredir arkadaşız ve seni sevmemin milyonlarca nedeni var. Ama onlardan biri, en büyüklerinden biri, kendini inanılmaz şekilde hayatının çoğunda üretmeye adamış olman.
Jessa, I told you once, I told you a million times, do not bother me at work.
Jesse, sana milyon kere söyledim işteyken beni rahatsız etme.
But this thing could go a million different ways.
Ama bu iş, çok farklı sonuçlara yol açabilir.
That scholarship proves you're one in a million, Bo, don't forget that.
O burs, senin milyonda bir olduğunu kanıtlıyor, Bo. Bunu sakın unutma.
You've been in here a million times.
Milyon kere geldin buraya.
Half a million Londoners even signed a petition to stop it being built, but he still managed to steer it through.
Yarım milyon Londralı bile inşşatın durması için imza topladı. - ama o hala sürmeyi başarıyor.
I told you a million times, my teeth are coming in.
Sana defalarca söyledim, dişlerim içe doğru büyüyor.
"I told you a million times."
"Sana defalarca söyledim."
That's one drop of blood in a million, and they can smell it from a quarter mile away.
Yani milyon damlada bir damla kanın kokusunu 300 metre öteden alabilirler.
I've told you a million times- -
Sana kaç defa...
You could've walked away from this a million times.
En başından beri bu işin dışında kalabilirdin.
- A million.
- Bir milyon.
Even if by some miracle you survive this, there are a million more like me
Bir mucize ile bunu yaşasanız bile, Benim gibi bir milyon daha var
In my life these days, a million to one sounds like great odds.
Bu günler hayatımda, Birine milyonlar büyük ihtimalle benziyor.
And he knows that as soon as he turns up to the opera, even if he has on a top hat and looks like a million bucks, it doesn't matter, that he's still gonna terrify everyone there.
Biliyor ki, operaya gitse bile... Şapkasıyla çok şık gözükse bile bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Yine de oradaki herkesi korkutacak.
How about a million!
Bir milyona ne dersin?
I'm very hungry, and my possible girlfriend and parents are waiting for us to order, and it feels like you've done over a million tests.
Çünkü çok açim ve muhtemel sevgilim ve ailem siparis vermek için bizi bekliyor. Ve sanirim zaten milyonlarca test yaptiniz.
A million little perfect pieces.
Bir milyon küçük mükemmel parça!
I've done it a million times.
Milyonlarca kez öldüm.
♪ Never said but nearly sung about a million ways ♪
# Hiç söylemedim fakat şarkı söylemenin milyon tane yolu var #
Oh, that's a... Um. Three million...
Neydi, neydi... 3 milyon...
Someone stole a quarter million.
Birisi çeyrek milyon çaldı.
You know, million dollars a week, biggest show in the world, no big deal. Lou.
Bilirsin, haftada milyon... dolarlar kazanan dünyanın en büyük gösterisi, gözünde büyütmeye değmez.
Well, folks, what about a 10 million hour rule?
Pekâlâ millet,'10 Milyon Saat Kuralı'na ne dersiniz?
And by the time I became CEO here in the UK, we were earning 900 million a year.
Ve zamanla UK'de SEO oldum, şimdi yılda 900 milyon kazanıyoruz.
Three and a half, four million bucks.
3.5-4 milyon dolar. Hadi be!
It's gonna be a big ass one - to hold 4 million bucks.
Dört milyonu orada tutuğuna göre bayağı büyük bir kasa olmalı.
A year ago you sold my husband $ 1.1 million of bearer bonds.
Yaklaşık bir yıl önce kocama 1.1 milyon dolarlık'hamiline tahvil'satmışsınız.
Said somebody donated a quarter million in bonds to his church.
Birisinin kilisesine çeyrek milyon dolarlık tahvil bağışladığını söyledi.
We come from a country of 400 million men.
400 milyon erkegin yasadigi bir ülkeden geliyoruz.
The Scimitar will be making a section 106 contribution of £ 16 million going to the local community.
Pala yerel topluluğa 16 milyon pound katkıda bulunuyor.
It's a £ 500 million development.
500 milyon pound'lık yatırım.
Cilic's kids are now aware that you've been left half-a-million dollars of their father's money, and they're going to fight it.
Cilic'in çocukları babalarının parasından sana yarım milyon dolar bırakıldığından haberdar, ve bunun için uğraşacaklar.
One hundred and fifty-five million dollars lost in business... over 3000 arrests, 132 injured police officers, a thousand fires recorded.
Bir milyon elli beş milyon dolarlık iş kaybı 3000'in üzerinde tutuklama, 132 yaralı polis 1000 adet yangın bildirildi.
Raviga decided to officially fund Pied Piper Series A Round at $ 5 million at a $ 50 million valuation.
Ama bu akşam erken saatlerde Raviga, Pied Piper'ın Seri A değerlendirmesini resmi olarak 5 milyon dolardan 50 milyon dolara çıkarmaya karar verdi.
I mean, $ 2 million is a lot of money.
Sonuçta 2 milyon dolar çok para.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]