English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against her will

Against her will translate Turkish

783 parallel translation
And if a man shall molest a woman captive against her will... he, too, shall receive the same punishment.
Eğer biri tutsak bayanlardan birine cinsel tacizde bulunursa o da aynı cezaya çarptırılacak.
By force, against her will.
Zorla, kendi arzusu olmadan.
Sam, do you think George is keepin'her over there, you know, against her will?
Sam, sence George orada onu kendi isteği dışında tutuyor olabilir mi?
- One even against her will.
- Hatta bir tanesi kendi isteği dışında.
- You're holding her against her will.
- Ama onu orada zorla tutuyorsunuz.
We'll put Mrs Després against her will to the ministry coveted by Fançoise Bourgeois.
Biz Bayan Bourgeois'in göz koyduğu bakanlığa Bayan Després'i getirteceğiz.
Rumour has it that she is a twin sister of yours and that you keep her locked away against her will, because you cannot bear the thought of there being another person who looks like you.
Söylentiye göre sizin bir ikiziniz varmış.. ve ikizinizi hapis tutuyormuşsunuz... İkiziniz olduğunu ne kadar saklamak istenizde... açıkçası bunu pek beceremiyorsunuz.
Against her will?
Ona rağmen mi?
Like I save precious gems which have been locked away in a vault I have come to take a girl forced to be a bride against her will and set her free in the green fields outside.
Kasada kilitli tutulan kıymetli taşları kurtarmayı severim... İstemeden zorla gelin yapılan bir kızı götürmeye ve onu yeşil kırlarda serbest bırakmaya geldim.
Don't appear like you got her against her will.
Onun rızası olmadan kızı almış gibi görünmüyorsun.
Didn't look to me like she was going against her will.
Arzusu hilafında yapıyor gibi değildi.
They are holding her against her will.
Biliyorum. Onu zorla bir yerde tutuyorlar.
Let's detain her against her will.
Haydi istediği şeyden alıkoyalım onu.
You cannot confine her against her will on this ship.
Bu gemide onu arzusu dışında kısıtlayamazsın.
Hit one... lt was over his attempt to coax an ensign to his quarters... against her will.
Birine vurmak... Bir teğmen'in tatlı dille odasına gitmesini isterken meydana gelen bir yanlış anlaşılmaydı.
"Since everything is a pastime, Doctor, I hope you will not hold it against me if we now go over to play poker..."
"Her şey eğlence olduğu için Doktor, " eğer poker oynamaya geçersek, "umarım beni suçlamazsınız..."
If this girl has been tricked into breaking her vow, I will not share in a sentence against her.
Bu kız yeminini bozduysa ona karşı verilecek hükümde adım geçsin istemem.
hath been so clear in his great office, that his virtues will plead like angels, trumpet-tongued, against the deep damnation of his taking-off ;
Her değeri ayrı bir İsrafil borusu olur lanet okumak için onu öldürene. Acımak yeni doğmuş bir çocuk olur, çırılçıplak, kasırganın yelesine sarılmış.
For each one of us you kill, 100 will come against you.
Öldürdüğün her birimiz için 100 kişi doğacak!
Not against his will.
Her şeye baştan başlamayacaksınız, huh?
Though I must warn you that anything you say will be taken down in writing and may be used in evidence against you.
Ancak sizi uyarmalıyım ki, söyleyeceğin her şey yazıya geçirilecek ve size karşı kanıt olarak kullanılabilecektir.
All the time, and we're here very much against our will. Tintin!
Her an alabilir ve ne kadar istemesek de, buradayız.
Your investments, too ; even against your will, as always.
Yatırımlarını da, her zamanki gibi rızan olmasa da.
Everything you say, can and will be held against you.
Söyleyeceğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
Mr. Ben Agajanian... it's my duty to warn you that anything you say will be held against you.
Bay Ben Agajanian... söyleyeceğiniz her şey aleyhinize kullanılabilir. Şimdi... Ordu'nun altını nerede?
The wren, the most diminutive bird, will fight her young in the nest, against the owl.
Minicik çalıkuşu bile yuvadaki yavrularını korumak için, baykuşla çarpışır.
Japan will rise from her ashes, to take revenge, against the bestial Americans and English.
Japonya küllerinden doğacak, Hayvani Amerikalı ve İngilizlerden intikamını alacak.
You will hold a grudge against me for hiding to you the fact that he was not dead.
Onun ölmediği gerçeğini senden sakladığım için benden her zaman nefret edeceksin.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.
Anne, in the middle, held the rose against her breast. So no one will detect her crime.
Anne göğüslerinin arasında bir gülleydi ama hiç kimse bunun farkında değildi.
I warn you, any force will be turned against you.
Seni uyarıyorum Koenig, her güç, yine size karşı kullanılacaktır.
What we should do, we will do we will call in our allies, lead the new one against them
Böyle devam edemez. Yapılması gereken her şeyi yapacağız.
You will ask nothing about the charges against her or about any event that occurred during or directly after the war.
Hakkındaki suçlamalar ya da savaş sırasında ve sonrasında olanlar hakkında bir şey sorulmayacak.
If you speak now, whatever you say will be taken down as evidence against you.
Eğer şimdi konuşursan, dediğin her şey aleyhine delil olabilir.
His hand will be against every man, and every man's hand against him. "
Her adamın üzerinde onun eli,.. ... ve her adamın eli de onun üzerinde olacak. "
If you give up the right to remain silent... anything you say can and will be used against you. "
Eğer sessiz kalma hakkını kullanmazsan.. .. söylediğin her şey hakkında delil olarak kullanılabilir. "
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğin her şey, mahkemede aleyhine delil olarak kullanılacaktır.
- Bomb, bomb, bomb us into oblivion if you dare, but each word I speak will be a shield against your savagery. Each line I utter protection from your terror.
- Bombalayın, bombalayın bizi sonsuzluğa, cesaretiniz varsa, ama diyeceğim her söz vahşiliğinize karşı bir kalkan olacaktır.
If you give up that right anything you say can and will be used against you in a court of law.
Eğer konuşursanız... söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir.
If you give up the right, anything you say can and will be used against you in a court of law.
Sessiz kalma hakkından vazgeçersen söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanacak.
Mr. Thaddeus Sholto, it is my duty to inform you that anything you say will be taken down and maybe used in evidence against you.
Bay Thaddeus Sholto, söyleyeceğiniz her şeyin aleyhinize delil olarak kullanılabileceğini söylemek benim görevim.
Anything you say can and will be used against you.
Söylediğin her şey aleyhine delil olarak kullanılabilir.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine kullanılabilir. - Öldü.
She will stick to her belief, against thick and thin.
Bu inancına sıkı sıkıya tutunur.
Let me begin by saying, whatever Agent Cooper is guilty of will not be held against you ;
Öncelikle, Ajan Cooper her neyle suçlanıyorsa, size karşı kullanılmayacak.
It will turn the country against her.
- Bütün ülkeyi ondan soğutur.
Anything you say can and will be used against you in a court of law.
Söylediğin her şey bir mahkemede aleyhine kullanılabilir.
Do not call her deeds against her, for in her heart she desired to do your will.
Onun günahlarını bağışla, çünkü o kalbinde emirlerini yapmak istedi.
Anything you say can and will be used against you.
Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir.
Anything you say can and will be used against you... in a court of law.
Söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil olarak... kullanılabilir.
And when you hear the evidence objectively... you will acquit Rebecca Carlson of the charges against her.
Ve kanıtları objektif olarak değerlendirdiğinizde... Rebecca Carlson'ı beraat ettireceksiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]