Will you translate Turkish
260,360 parallel translation
Will you get him out of my head?
Onu kafamdan çıkarabilir misiniz?
- Will you talk to Dad?
- Babamla konuşur musun?
What will you do?
Ne yapayım?
Who will you be riding with?
- Sana kim refakat edecek?
In addition to Dunholm, how many women will you be offering?
Dunholm'la beraber kaç kadın vereceksiniz?
Will you join me in prayer, my Lord?
- Dua ederken bana katılacak mısınız lordum?
You get your balls off my table, please? Will you get your balls off my table, please?
Taşaklarını masamdan çeker misin?
Well, I know that you will be dead in days if you don't rid yourself of her.
Tabi, senin günler içinde öleceğini biliyorum. Eğer böyle olsun istemiyorsan ondan kurtulmalısın.
With this spell and this blade, you will be a master swordsman.
Bu büyü ve kılıç ile Bir kılıç ustası olacaksın.
He will no longer bargain with you.
O artık sizinle pazarlık yapmayacaktır.
- Because you question him, he will only honor the present deal without further amendment, or there will be no deal at all.
- Çünkü ona soru sordun, Mevcut anlaşma kabul edilecek veya hiç anlaşma olmayacak.
Eliot lives and there's no war- - that you will do exactly what I tell you.
Eliot yaşarsa and ve savaş olmazsa- - Tam olarak ne söylersem onu yapacaksın.
Oh, you go near my fucking daughter again, you will have bigger problems than a shot-up truck.
Bir daha kızıma yaklaşırsan kurşunlanmış pikaptan daha büyük sorun yaşarsın.
Well, that's okay,'cause my new boyfriend will teach you poses to help you relax.
Sorun değil, yeni erkek arkadaşım sana rahatlamanı sağlayacak duruşlar öğretir.
You think your Prius-drivin', yoga-posin', climate-change-believin'boyfriend will be able to dance like this?
Senin Prius arabalı, yoga duruşu yapan, iklim değişimine inanan erkek arkadaşın böyle dans edebilecek mi bakalım?
I will see you guys again.
Tekrar görüşürüz.
You just do with that information what you will.
Gerisi sana kalmış.
No, I know you will.
Tabii, biliyorum.
You know, Dale will keep using you, you can work around here whenever you need to.
Dale seni çalıştırmaya devam eder, gerektiğinde burada da çalışırsın.
Huh. Dad... did you change your will?
Baba, vasiyetini mi değiştirdin?
I will give you one more day.
Sana bir gün daha vereceğim.
Someone who will make you his problem and not ours.
Seni bizim olmaktan çıkarıp, kendi sorununa dönüşterecek birisi.
If you so much as lay a finger on my action figures, I will sick my lawyers on you, you son of a bitch.
Eğer aksiyon figürlerimin kılına bile zarar verirsen avukatlarımı üstüne salarım, seni orospu çocuğu.
I will see you this Sunday at brunch, Mother.
Seninle bu pazar yemekte buluşacağız, Anne.
Let me tell you a story that will shake you to your core.
Size iliklerinize işleyecek bir hikaye anlatayım.
You will feel terrible afterwards.
Sonrasında berbat hissettirir.
I will dial the phone for you.
Telefonu senin yerine ben çeviririm.
I knew I shouldn't have trusted you talking to him, because you will let him get away with murder because he's a mini you and you like it.
Onunla konuşman konusunda sana güvenmemem gerektiğini biliyordum. Senin minik bir kopyan olması hoşuna gittiği için onun cinayetten sıyrılmasına bile izin verirsin.
I will not tell your gay son that you threw a Tony into the ocean.
Bir Tony ödülünü okyanusa attığını eşcinsel oğluna söyleyemem.
Honey, you gave me a V.D. I will carry with me always.
Hayatım, bana asla unutamayacağım "B.S.G." yaşattın.
And you believe you will have a choice?
- Seçeneğiniz olacağına inanıyor musunuz?
And you will only see half of it.
Yalnızca yarısını göreceksin.
You will be safe, travelling?
Seyahat ederken emniyette olacak mısın?
You may have one ear of the king... but they will most certainly have the other.
Kralın bir kulağına sahip olabilirsin ancak diğerine kesinlikle onlar sahip olacaktır.
He will speak to you when he is ready!
- Hazır olduğunda seninle konuşur!
You will fetch Lord Uhtred, tell him I have his man.
Lord Uhtred'i buraya getirecek ve ona adamının elimde olduğunu söyleyeceksin.
Kill him and you will die slowly.
- Onu öldürürsen sen de yavaşça ölürsün.
I will leave if you wish.
Dilersen gidebilirim.
Well, I will bid you good night.
- Size iyi geceler diliyorum.
You will bring me an answer.
- Cevabı bana sen getireceksin.
Hild, you will return to Uhtred.
Hild, sen Uhtred'in yanına gideceksin.
I will fight you... and I will win.
Sizinle savaşırım. Kazanırım da.
In exchange for peace, in compensation for the loss of Eoferwic, I will offer you a fortress, at Dunholm.
Barış karşılığında, Eoferwic'in kaybını telafi etmesi için size Dunholm'daki kaleyi teklif ediyorum.
Kjartan's fortress at Dunholm... you will tell me of the weaknesses.
Kjartan'ın Dunholm'daki kalesinin zayıf yönlerini anlat bana.
You will become a slave, Uhtred.
- Köle olacaksın Uhtred. - Hayır!
I will stay beside you.
Yanınızda kalacağım.
Guthred, you should kill me, or I will return, I swear!
Guthred beni öldürmezsen yemin ederim ki dönerim!
You will be silent now!
Artık susmalısın!
You will kill me, burn me alive, whether I tell you or not.
Söylesem de söylemesem de beni öldüreceksin, diri diri yakacaksın.
We have told her that if you tell us who paid for your fleet and attack then we will spare your life.
Ona dedik ki filonun ve saldırının masraflarını kimin karşıladığını bize söylersen canını bağışlayacağız.
Perhaps they will spare you.
Belki senin canını bağışlarlar.
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24