Will you forgive me translate Turkish
458 parallel translation
Will you forgive me, M. Laurin, for having loved her as much as you?
"Onu sizin kadar sevdiğim için beni affedecek misiniz François?"
Will you forgive me, François?
"Beni affedebilecek misin François?"
Will you forgive me?
Beni affedecek misin?
- Will you forgive me?
- Beni bağışlar mısın?
Will you forgive me, Pascualito?
Beni affeder misin Pascualito?
- Will you forgive me?
- Beni affedecek misiniz?
- Will you forgive me?
- Beni bağışlayabilecek misin?
Will you forgive me, please?
Beni affedin lütfen.
My dear alicia, will you forgive me for being late?
Sevgili Alicia, geç kaldığım için bağışlar mısın?
will you forgive me for even talking aboutit?
Bundan bahsettiğim için beni affeder misin?
Will you forgive me and stay on?
Ben çok üzüldüm. Beni affedip, burada kalır mısın?
- Will you forgive me first?
- Önce beni affeder misin Henry?
- Will you forgive me?
- İzin verir misin?
Catherine, will you forgive me for the pain I caused you?
Catherine, sana çektirdiğim acılar için beni affedecek misin?
- Will you forgive me, Mr. Ordinary Smith? - Yes.
- Beni bağışlayın Bay Sadece Smith.
Will you forgive me?
Beni affeder misin?
Will you forgive me for a moment?
Bir dakika izin verir misiniz lütfen?
Will you forgive me for just a moment?
Bir dakika izin verir misiniz?
Ah, will you forgive me if I make sure that Vassili gets the right kind of water?
Senden izin istiyorum, Vassili'nin doğru suyu getirip getirmediğinden emin olmalıyım?
Gruver-san, will you forgive me?
Gruver-san, beni affeder misiniz?
Will you forgive me for not getting up?
Kalkamadığım için beni affeder misin?
Will you forgive me?
Özür diliyorum.
Will you forgive me?
İzninle lütfen.
Will you forgive me, my lord?
Beni affeder misiniz lordum?
Will you forgive me?
Beni bağışlayın.
H. It's rather foolis forgive me, will you?
Çok aptalcaydı değil mi? - Affedebilecek misiniz?
Will you ever forgive me?
Beni bir gün affedebilecek misiniz?
- After tonight, will you ever forgive me?
- Gidersem, beni affeder misiniz?
- I hope you will forgive me.
- Umarım beni bağışlarsınız.
If you mock me, Allah will not forgive.
Eğer benimle alay ediyorsan, Allah seni affetmez.
I will never forgive you for trying to pawn a forest fire on me when you had that musical. - Yes, but we gave our word to Dietz.
Elinizde böyle bir müzikal varken bana bir orman yangınını yutturmaya çalışmanı asla affetmeyeceğim.
You will forgive me if i leave at once.
Eğer aniden masayı terk edersem beni bağışlayın.
If you make me leave you to his quiet whims, I will never forgive you.
Sizi onun eline bırakmaya beni mecbur ederseniz, sizi affetmem.
You had to? Your father will never forgive me.
Babanız beni asla affetmez.
You will forgive me, that I know.
Beni affedeceğini biliyorum.
I hope you will forgive my speaking to you on a personal matter, but it worries me that Henry should spend so much time on his hobby that he has little left for any more useful activity.
Sizinle böyle kişisel bir konuyu konuşmamı mazur görürsünüz umarım. Ancak, Henry'nin hobisine bu kadar çok zaman ayırarak diğer faydalı etkinliklere hiç vaktinin kalmaması bana endişe veriyor.
I am leaving soon, and you will forgive me if I speak bluntly.
Yakında ayrılıyorum, patavatsız konuşursam beni bağışlayın.
You will forgive me for receiving you like this.
Sizi bu şekilde karşıladığım için beni affedersiniz umarım.
You must forgive me for intruding on you, Morten Borgen will you take my hand?
Morten Borgen, izinsiz geldiğim için beni affetmelisin. Elimi tutar mısın?
Franz, forgive me, but I will break the ceremonial procedures... but I will do that for you and for your country.
Franz, İspanyol Saray merasimine aykırı bir şey yaparsam beni affetmeni isteyeceğim. Bunu sen ve ülken için yapıyorum.
Forgive me, Aunt Marie, but what will you say?
Affet, Marie teyze, ama ne söyelyeceksin?
Maybe he'll never forgive me, but in time he will you.
Belki beni sonsuza kadar affetmez ama zamanla seni affedecek.
Good. You will forgive me if I don't join you for the minute.
Şimdi bana birkaç dakika izin verir misiniz?
You will forgive me if I ask a very personal question?
Çok kişisel bir soruysa beni affedin.
You'll never forgive me, will you?
Beni hiç affetmeyeceksin, değil mi?
No, you will forgive me, chancellor. That has all the elements of a joke.
- Beni affedin Başkan, ama bu tam anlamıyla bir şaka gibi.
Madame, you will forgive me if I do not rise.
Ayağa kalkamadığım için beni bağışlayın hanımefendi.
Now, Lords, if you will forgive me.
Şimdi lordlarım... izninizle.
The way I treated you was unforgivable, but if you forgive me, everything will be different.
Sana olan davranışım affedilemez ama eğer beni affedersen her şey şimdikinden çok farklı olacak.
If you knew how I've suffered, what I've endured if you knew what evil I've seen, you would forgive me but I will never forgive myself.
Eğer ne kadar acı çektim, nasıl dayandım bilseydin, eğer gördüğüm şeytanı sen de görseydin, beni affederdin ama ben kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğim.
I hope you will forgive me.
Umarım beni bağışlarsın.
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24
will you marry me 800
will you be okay 42
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24