English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against his will

Against his will translate Turkish

312 parallel translation
Not against his will.
Her şeye baştan başlamayacaksınız, huh?
It followed him, against his will.
Karşı çıkmasına rağmen, Joseph'in peşinden gelmiş.
And the fact is, you can't hypnotize a person against his will.
Ve gerçek şu ki, bir kimseyi istemeden hipnotize edemezsiniz.
Mr. Thornhill has told us that he was brought here against his will last night and forcibly intoxicated by some friends of your husband and set out on the road.
Bay Thornhill'in dediğine göre dün gece kaçırılıp buraya getirilmiş... ve kocanızın arkadaşları ona zorla alkol içirip arabayla yola bırakmışlar.
Look, brother, i don't know much about this cult of yours - what's permitted, what isn't permitted - but i seriously doubt if you have the authority to imprison a man against his will.
bak, kardeşim. ben senin hakkında anlatılan bu garip şeylerle ilgili bir şey bilmiyorum... ne yapıyorsun, ne yapmıyorsun ciddi şüphelerim var eğer izin verirseniz, bir adamı onun iradesi dışında neden hapsettiğinizi öğrenmek istiyorum.
You have stated that our Lord Jesus Christ was hanged and not crucified, that he didn't want to die, and that he died against his will, that he was a sad person, and that he used to perform miracle-like acts to seduce the people.
Diyorsun ki, İsa Mesih asıldı ve çarmıha gerilmedi, ölmek istemedi ve iradesine rağmen öldü. Mutsuz bir insandı, ve mucize sanatını insanları ayartmak için icra etmeye alışkındı.
- Against his will?
- İstemediği halde mi?
No one can go against his will and live.
Hiç kimse onun iradesine karşı gelemez.
How can you hold him against his will and get any kind of results?
İhtiyaçlarını nasıl karşılayacaksınız, hiç düşündünüz mü?
Against his will?
İhtiyaçları mı?
Brung into the cruel, cruel world on a night like this, against his will.
Böyle bir gecede bu zalim, zalim dünyaya getirildi... isteği olmadan.
A spirit whose life you took against his will?
Bir insanın canını isteği dışında almamak mı?
- He's being held against his will.
- İradesi dışında alıkonuluyor.
I am sure, think the worst of me because I desire to share my husband's anxieties, even against his will.
Eminim, benim için en kötü olan şey, onun karşı çıkacağını bile bile, kocamın endişesini paylaşmak arzusuydu.
Once, and once only, have I had to cut the hair of a gentleman against his will.
Bir defa, yalnızca bir defa bir adamın saçını, rızası olmadan kesmeye kalktım.
- What's done is done. The army, they're drugging him and holding him against his will in some mental hospital.
Ordu onu ilaçlarla uyutuyor, onu zorla... akıl hastanesinde tutuyorlar.
I'm going to take Sam against his will... and straighten him out because I truly believe... that if we can get two women on the Supreme Court... we can get at least one on you, Sam.
Sam'i zorla götürüp onu adam edeceğim çünkü Yargıtay iki kadın çıkartabiliyorsak bir tane de senin üzerine çıkartabiliriz Sam.
Freeze was taken against his will, and obviously by a robotics expert.
Freeze robotlar konusunda uzman biri tarafından, kendi isteği dışında kaçırıldı.
If the old man was forced to call us against his will, it mean he need our help bad, trap or no trap.
Profesör, kendi iradesi disinda bizi çagirmaya zorlandiysa tuzak olsun olmasin, yardimimiza ihtiyaci var demektir.
I will not take Mr. Tuvix'life against his will.
Rızası olmadan, Bay Tuvix'in yaşamını sonlandıramam.
A crime committed upon him, against his will.
Onun üzerinden, onun isteği dışında yapılan bir suç.
"His hand will be against every man, and every man's hand against him."
"Kardeşlerinin hepsiyle çekişme içinde yaşayacak."
If the great white father gives word to my brother's people then Long Hair and his long knives will defend Black Hills against all white men who seek to profane them.
Büyük beyaz baba kardeşimin halkına söz verirse Uzun Saç ve onun uzun bıçakları Kara Tepeleri kirletmeye gelen beyazlara karşı koruyacak.
And this dagger will strike down whoever raises his hand against Moscow.
Ve bu hançer de Moskova'ya elini kaldıranlara saplanacaktır.
hath been so clear in his great office, that his virtues will plead like angels, trumpet-tongued, against the deep damnation of his taking-off ;
Her değeri ayrı bir İsrafil borusu olur lanet okumak için onu öldürene. Acımak yeni doğmuş bir çocuk olur, çırılçıplak, kasırganın yelesine sarılmış.
He will not raise his hand against us, grandfather.
O bize el kaldırmaz dede.
Obey the Lord, or he will raise his hand against the waters of the river.
Tanrıya itaat edin yoksa elini nehrin sularına karşı kaldıracak.
In any case, all his men will turn against me.
Bütün adamları bana düşman olur.
For his infamous crimes against all of humanity, the Crown will ask, nay, demand, that Sasha Ismail be made to forfeit his life.
Bütün insanlığa karşı işlediği bu menfur suçlara karşılık, Majestelerinin savcısı Sasha İsmail'in yaşama hakkının elinde alınmasını istiyor, hayır, talep ediyor.
Not one knight in all Castile will risk his life against Rodrigo.
İnan bana Chimene, Bütün Kastilya'da Rodrigo'ya karşı hayatını riske atacak tek bir şövalye yok.
When a man falls against the stone, he will break his bones.
O taşın üzerine düşen, paramparça olacak.
I'll pray for him for the rest of my days, but I will not risk testing his faith against your stupidity.
Geri kalan günlerimde onu için dua edeceğim. Ama sizin aptallığınıza karşı onun inancını test etme riskine girmeyeceğim.
Besides, this Duncan hath borne his faculties so meek hath been so clear in his great office that his virtues will plead like angels, trumpet-tongued against the deep damnation of his taking-off.
Duncan, yetkilerini öyle insanca kullandı görevini o kadar iyi yerine getirdi ki erdemleri birer melek olup, borazanlarla haykırarak öldürülüşünü lanetleyecek.
His daughter Flores will stay under his protection this also is against my better judgement.
Yine, üstün sağduyuma ters düşse de kızı Flores onun korumasında, yanında yer alacak.
And, in that smoke, from this day forward, my people will crouch and conspire and plot and plan for the inevitable day of man's downfall. The day when he finally and self-destructively turns his weapons against his own kind. The day of the writing in the sky, when your cities lie buried under radioactive rubble.
Ve bu dumanın içinde, bugünden sonra halkım, insanoğlunun çöküşünün kaçınılmaz günü için sinecekler, komplo kuracaklar, entrika çevirecekler ve plan yapacaklar ve sonunda insanoğlu kendi yıkıcılığından dolayı silahlarını kendi türüne karşı çevirdiği gün gökyüzünde yazılı olan gün şehirleriniz radyoaktif döküntünün altında yattığında denizler ölü birer deniz olduğunda ve toprak çoraklaştığında onların esareti olmadan insanlarıma liderlik edeceğim.
Will his mighty powers be of any avail Against the holocaust?
Muazzam güçleri katliam karşısında dayanabilecek mi?
If you continue to resist it'll be against His Majesty's will
Direnmeye devam ederseniz bu Majestelerinin emirleri hilafında sayılacaktır.
If a general is going to be running against you, his name will be Eisenhower, not MacArthur.
Karşınıza çıkacak bir general varsa o... Eisenhower olacaktır, MacArthur değil.
Nelson Hayward, candidate for the U.S. Senate, in a race to fill the seat of the late Harold Lench will have round-the-clock police protection following the reported threats against his life.
Birleşik Devletler senato adayı Nelson Hayward müteveffa Harold Lench'in koltuğunu doldurma yarışında ölüm tehditleri haberi üzerine 24 saat polis koruması altında olacak.
His hand will be against every man, and every man's hand against him. "
Her adamın üzerinde onun eli,.. ... ve her adamın eli de onun üzerinde olacak. "
From the front seat of his cab... with his faithful companions, Hannibal, Faceman, and Amy... he will lead this war against injustice.
Taksisinin ön koltuğunda sadık dostları Hannibal, Faceman ve Amy ile birlikte adaletsizliğe karşı bu savaşta lider olacak.
Together with his feeble-minded assistant, he's waged a war against our kind for 20 years, and he will not rest until he has wiped the last of us from the face of the earth.
Kafası çalışmayan yardımcısıyla türümüze karşı 20 yıldır mücadele ediyor ve dünya yüzünde sonuncumuz kalıncaya kadar durmayacak.
That the war against the Ottomans will be lead by His Majesty, at the time chosen by His Majesty.
Osmanlılara karşı savaşın Majesteleri tarafından yürütüleceğini. Majestelerinin belirleyeceği vakitte.
Coach Couzo and his staff, it's my pleasure to announce the names of the five young men who will represent the United States of America in competition against
Antrenör Couzo ve personeli adına... Seçilen isimleri okumaktan zevk duyacağımız Beş genç Kore takımıyla yapılacak müsabakada Amerika Birleşik Devletleri'ni temsil edecek
- No. Rather I will go to Benedick and counsel him to fight against his passion.
Benedick'e gidip, duygularına gem vurmasını söylemeyi yeğlerim.
Hit one... lt was over his attempt to coax an ensign to his quarters... against her will.
Birine vurmak... Bir teğmen'in tatlı dille odasına gitmesini isterken meydana gelen bir yanlış anlaşılmaydı.
This interview will cite specific charges against Mr. Sinclair and he and his staff will submit to telepathic scan to determine the validity of these charges.
Bu ön duruşmada Yarbay Sinclair'e belli suçlamalar yöneltilecek ve ekibiyle birlikte telepatik taramadan geçirilerek suçlamaların gerçekliği araştırılacaktır.
Bok tried to kill me six years ago and I don't doubt that he will try to make good his threat against the boy.
Bok altı yıl önce beni öldürmeye çalıştı. Çocuğa yaptığı tehdidi gerçekleştirmeye çalışacağından şüphem yok.
If ever my will did trespass against his love either in discourse of thought or actual deed or that mine eyes, mine ears or any sense, delighted them in any other form or that I do not yet and ever did and ever will though he do shake me off to beggarly divorcement love him dearly...
Düşüncede veya davranışta ihanet ettiysem âşkına veya gözlerim, kulaklarım ya da başka bir duyu organım bir başkasından hoşlandıysa beni silkeleyerek attığı halde onu hâlâ sevmiyorsam, hep sevmemişsem ve hep sevmeyeceksem huzur terk etsin beni!
And he deserves to die for his crimes against our people, and die he will.
Halkımıza karşı işlediği suçlar yüzünden ölmesi gerekiyor ve ölecek de.
But keep in mind that all his past bad deeds... -... will still weigh heavily against him.
Ama, bütün geçmiş eylemlerinin hala ona karşı daha ağır olacağını aklında tut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]