English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against my will

Against my will translate Turkish

550 parallel translation
- He did it against my will.
Hiç de mutlu görünmüyor.
I've been kidnapped and brought here against my will.
Buraya kendi rızam olmadan kaçırılarak getirildim.
Against my will?
Benim isteğim dışında mı?
I demand to know why I'm being kept here against my will.
Burada isteğim dışında neden tutulduğumu bilmek istiyorum.
You think you can decide my fate against my will?
Benim iradem dışında, yazgıma karar verebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
You mean you'd make me stay here against my will?
İsteğim dışında beni burada tutacağını mı söylüyorsun?
Be thou my witness that against my will, as Pompey was, I am compelled to set upon one battle all our liberties.
Tanığım ol ve bil ki, ben de Pompeius gibi içimden hiç istemeyerek razı oldum varımızı yoğumuzu bir tek savaşa bağlamaya.
Better to be killed than marry him against my will!
İsteğim dışında evlenmektense öldürülmeyi yeğlerim!
It followed me against my will.
Beni takip etme dedim ama etti.
Isn't it reason enough that he locks me in this house, holds me against my will?
Beni bu eve kilitleyip rızam olmadan burada tutması yeterli bir sebep değil mi?
Not against my will, sir.
Şuna baksana. Ama, ben de istedim, bayım.
I left my suitcase there and came back here... almost against my will.
Çantamı filan orada bırakıp buraya geldim geleceğime tamamen zıt.
Your hot-headed men made me kill against my will!
Kızgın adamların, istemememe rağmen kendilerini öldürttüler!
Something will make me do it against my will.
Bir şey beni kendimle karşı karşıya getiriyor.
Ted, do you want me to do something against my will?
Ted, isteğim dışında bir şey yapmamı mı istiyorsun şimdi?
Do you want me to do something against my will? Do you?
İsteğim dışında bir şey mi yapayım şimdi?
I am forced to do it, Herbert... against my will and without strong conviction.
Bunu yapmaya mecburum Herbert. İster istemez, içime sinmese bile.
I'm here against my will too, just as you are.
Ben de isteğim dışında buradayım, senin gibi.
I was dragged into this against my will.
Elimde olmadan olayların içinde buldum kendimi.
The who enters it against my will should be aware of the consequences.
Bana rağmen kim içeriye girerse sonuçlarını kabul etmiş olur.
I was forced against my will.
İrademe hâkim olamadım.
I confess that against my will, under the compulsion of Prince Miloslavsky, I acted temporarily as a tsar.
Kendi arzum haricinde, Prens Miloslavsky'nin baskısı ile Bir çar gibi davrandığımı itiraf ediyorum.
I have been imprisoned by my father... who wishes me to marry against my will.
Beni isteğim dışında evlendirmek..... isteyen babam tarafından hapsedildim.
- Against my will?
- İstemediğim halde mi?
I warn you, Rada, don't go against my will.
Seni uyarıyorum Rada, isteğime karşı gelme.
Now you Nibelungen, all of my men will be against you.
İşte şimdi, bütün adamlarım sana karşı Nibelungen.
Against my will.
Benim isteğimin aksine.
And as I stand there against the glory of Mother Nature, my horse will steal up behind me and nuzzle my hair.
Tabiat Ana'nın zaferi karşısında, orda ayakta dururken atım arkamdan yürüyecek ve saçlarıma yaslanacak.
If the great white father gives word to my brother's people then Long Hair and his long knives will defend Black Hills against all white men who seek to profane them.
Büyük beyaz baba kardeşimin halkına söz verirse Uzun Saç ve onun uzun bıçakları Kara Tepeleri kirletmeye gelen beyazlara karşı koruyacak.
I cannot deny that I hope, that I know that this jury will be prejudiced in favour of my case for I am pleading for the rights of the individual against the system.
Sisteme karşı bireysel haklar için yalvaracağımdan, bu jürinin, davamın lehine taraflı olacağını bildiğimi, bunu umut ettiğimi inkar edemem.
I'm an honest man. Nobody will hold it against me for doing my duty as I see it.
Ben dürüst bir adamım... ve kimse görevimi inandığım gibi yaptım diye... beni suçlayamaz.
My blessed son, I will protect you against them all, trust me.
Kutsanmış oğlum, onlara karşı seni koruyacağım, güven bana.
And thus against the will, nay the commands of my father, I broke loose and went out to sea.
Ve bu yüzden babamın rızasını almadan başıboşluğu kırdım ve denize açıldım.
And you, Athenians, you citizens of the capital of the world, you representatives of its culture, you dignitaries, emissaries, whom I find in Persia still conspiring with Darius as you did against my father, you will be held with us as hostages for Athens'fickle favours.
Ve siz, Atinalılar siz dünyanın başkentinin yurttaşları, siz onun kültürünün temsilcileri siz ileri gelenler, elçiler, Pers'te Darius'la hala işbirliği içinde bulduğum sizler babama karşı da böyle davranmıştınız Atina'nın desteği için bizim yanımızda rehin olarak kalacaksınız.
My brave Trojans... ... will you show as much spirit against the Spartan army... ... as against one Spartan woman?
Kahraman Truvali halkim bir Spartali kadina gösterdiginiz bu öfkeyi ordusuna da gösterebilir misiniz?
I will answer any questions concerning myself, but it is against my conscience to give names or to inform on other people.
Kendi hakkımdaki soruları cevaplarım. Ama başkalarının ismini vermek veya haklarında bilgi vermek vicdanıma aykırı bir davranış.
My lord, members of the jury, I will be brief in my final speech because I think we've proved so obvious a case of murder against Leonard Vole, that a verdict of guilty must be the only possible conclusion.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, kapanış konuşmamı kısa tutacağım. Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. Bu yüzden "suçlu" kararı mümkün olan tek sonuç olacak.
You will lead your troops into battle against the Germans, or my friend here will kill you, very slowly and very painfully.
Askerlerini Almanlara karşı savaşa süreceksin ya da buradaki arkadaşım seni öldürür. Yavaşça. Ve çok acı vererek.
And it is upon this rock that I will build my church and the gates of hell shall not prevail against it.
Ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek.
Does it mean that against my recommendation you will use Grauman?
Bu, tüm uyarılarıma rağmen yine de Graumann'ı kullanacağınız anlamına mı geliyor.
And my personal guarantee that the warheads will not be used against your country.
Size kişisel garantimi de veriyorum. Başlıklar ülkenize karşı kullanılmayacak.
My lawyer has advised me that if your father makes any more accusations against my husband he will have to take immediate action. Do you understand that, Mr. Roat? Yes.
Avukatım babanızın bir daha kocama karşı suçlamada bulunması halinde derhal harekette bulunmak zorunda kalacağını bildirdi.
Mr. Ben Agajanian... it's my duty to warn you that anything you say will be held against you.
Bay Ben Agajanian... söyleyeceğiniz her şey aleyhinize kullanılabilir. Şimdi... Ordu'nun altını nerede?
I'll pray for him for the rest of my days, but I will not risk testing his faith against your stupidity.
Geri kalan günlerimde onu için dua edeceğim. Ama sizin aptallığınıza karşı onun inancını test etme riskine girmeyeceğim.
His daughter Flores will stay under his protection this also is against my better judgement.
Yine, üstün sağduyuma ters düşse de kızı Flores onun korumasında, yanında yer alacak.
I, Wendell Armbruster Sr., do solemnly swear... that I will uphold and defend... the Constitution of the United States... against all enemies foreign and domestic... and that I will perform the duties of my office... to the best of my ability, so help me God.
Ben Wendell Armbruster Senior, Amerika Birleşik Devletleri'ni iç ve dış düşmanlara karşı koruyacağıma ve görevimin gereklerini elimden geldiğince yerine getireceğime ant içerim. Tanrı yardımcım yolsun.
And, in that smoke, from this day forward, my people will crouch and conspire and plot and plan for the inevitable day of man's downfall. The day when he finally and self-destructively turns his weapons against his own kind. The day of the writing in the sky, when your cities lie buried under radioactive rubble.
Ve bu dumanın içinde, bugünden sonra halkım, insanoğlunun çöküşünün kaçınılmaz günü için sinecekler, komplo kuracaklar, entrika çevirecekler ve plan yapacaklar ve sonunda insanoğlu kendi yıkıcılığından dolayı silahlarını kendi türüne karşı çevirdiği gün gökyüzünde yazılı olan gün şehirleriniz radyoaktif döküntünün altında yattığında denizler ölü birer deniz olduğunda ve toprak çoraklaştığında onların esareti olmadan insanlarıma liderlik edeceğim.
In the name of the justice of my country... one day, he will stand against the wall and be shot.
Ülkemde adalet varsa... bir gün duvarın önünde kurşuna dizilecektir.
In my opinion, the majority in Parliament will take advantage of this and vote against the amnesty.
Bence Parlamentoda çoğunluklardır Ve Genel affa karşı oy verdiler
I will not raise my hand against any man for any reason.
Hiç kimseye, hiçbir sebeple el kaldırmayacağım.
I challenge this committee to produce any witness or evidence against me, and if they do not, I hope they will have the decency to clear my name with the same publicity with which they have besmirched it.
Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. Şimdiye kadar yapmadılarsa, bundan sonra adımı lekeledikleri şekilde temize çıkaracaklarını umarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]