English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Ah no

Ah no translate Turkish

4,974 parallel translation
Oh, no, no, no.
Ah, hayır, hayır, hayır.
[grunts] Ah! No!
Hayır! 1.
TIM : Aw, no, no...
Ah, hayır, hayır...
Ah, no. I'm with someone right now.
Hayır, şuan biriyle birlikteyim.
Ah, Miss Sarah, ham and cheese, no crust, just the way you like it.
Ah, Bayan Sarah, jambon ve peynir, ekmek kenarı yok, tıpkı sevdiğiniz gibi.
Why would the barn play a foghorn? No, no, no, no, no, no, no.
Ahır neden sis düdüğü çalsın ki?
Oh no.
Ah, hayır.
Oh, no!
Ah, hayır!
- Oh, no.
- Ah, hayır.
Ah, uh, no, no, Rachel, I'm sorry, but I can't talk right now.
Hayır, hayır, Rachel, affedersin ama şu an konuşamam.
No, ah, I see.
Ah anladım.
- Ah, ha, oh, stop, no, really.
- Gerçekten dur artık.
Oh, no?
Ah, yapamam mı?
While there are no, uh, witnesses available... while... while we have, uh... while, uh...
Olsa hayır, ah, tanık kullanılabilir... süre... biz varken, ah... ise, ah...
Ah, this is fun, no?
Eğlenceli, değil mi?
Well, there's no time to dawdle then, is there?
- Ah, doğru. Neyse, burada daha fazla zaman kaybetmeyin o zaman?
Ah, so there's uneven rewards, no?
Eşit olmayan ödülleri geldi, değil mi?
Uh, no.
Ah, hayır.
No, I ah... won't.
Hayır, vermem.
Ah, no.
Hayır.
Ah, man, no.
Dostum, olamaz.
Oh, it's no use.
Ah, işe yaramıyor.
Oh, no.
Ah, hayır.
No. He'll fire me, and then we'll end up having to get married in your family's barn.
Beni kovar ve biz de ailenin ahırında evlenmek zorunda kalırız.
Ah, I must look terrible right now. No.
- Berbat görünüyor olmalıyım.
Ah, so you don't believe in the supernatural. No.
- Yani doğaüstü şeylere inanmıyorsun.
- Ah. - There is no third option!
Üçüncü seçenek falan yok!
Mr Wickham would be foolish to challenge Captain Denny, as he was armed and all. No, Sir. Ah!
Bay Wickham'ın tamemen silahlı ve teçhizatlı olan Yüzbaşı Denny'ye meydan okuması aptalca olurdu.
Oh, no, we're too late.
Ah, hayır, çok geç kaldık.
Ah. There's no vaccine for dengue fever.
Dang humması için aşı yok yalnız.
The barn is a no-fly zone during hide-and-go-seek.
Saklambaç oynarken ahır yasak bölge.
Uh, that's a no, thank you.
Ah, hayır, teşekkürler.
Oh, no, no, no.
Ah, yo, yo, yo.
Ah! No!
Hayır!
Ouchie, ouchie! Mommy rape my no-no.
"Ah, ah, anneciğim, popoma sokma" diyovum ben de.
He said ouchie, ouchie mommy rape my no-no.
"Ah, ah, anneciğim, popoma sokma" dedi.
there's no pudding cups left.
Hiç puding kalmamış. Ah!
No, you don't get to "oh, it's you" me.
Bana "Ah, sen miydin?" yapamazsın.
Uh... no.
Ah, hayır.
Ah. No, do I need one?
Hayır, ihtiyacım mı var?
Ah. No wife.
Karısı değilmiş.
No!
Ah! Hayır!
Ah. Say no more.
Daha başka bir şey söyleme.
Ah, no, no, no.
Hayır, hayır...
No, I- - ah, I'm sorry, I can't- - couldn't possibly...
Hayır, yiyemem. Özür dilerim. Ben tokum.
Uh, no DNA off the bomb parts.
Ah, bomba parçaları kapalı bir DNA.
Oh, no, no!
Ah, hayır, hayır!
Ah, yeah, no.
- Bilemiyorum.
Ah, no, no, she isn't.
Hayır, hayır, o evde değil.
Oh, no...
Ah, hayır...
Oh, no. He went up to Cabotsville years ago, but... I'm sure I would've heard if Henry had passed.
Ah, hayır. yıllar önce Cabotsville'e gitti, ama... eminim ki ölse duyardım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]