All those people translate Turkish
1,991 parallel translation
" Somehow, she didn't want to confess to him that she was still wary of all those people who'd seemed to want to care about her.
Etrafındaki onca insanın kendine ilgi duyuyormuş gibi görünmesinden sıkılmıştı, ama bunu kendine itiraf etmek istemiyordu.
You know, Sarah Jane, All those people dying at your work's got me thinking.
Sarah Jane, iş yerinde ölen bütün o insanlar düşünmeme sebep oldu.
You mean all those people killed puppies?
Yani bu adamların hepsi köpek yavrusu mu öldürdü?
Think of all those people you'll be able to help.
Yardım edebileceğin insanları düşün.
But he did kill all those people just for money.
Ama bütün o insanları sadece para için öldürdü.
All those people tonight, they can't deny what they saw.
Bu geceki o insanlar, gördükleri şeyi yadsıyamazlar.
You know all those people, Teardrop.
Onların hepsini tanıyorsun, Teardrop.
Do you know how hard it is looking at all those people who do not want the children that they have?
Ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
I'm not singing in front of all those people. Stop it!
Onca insanın önünde şarkı söylemeyeceğim.
The irradiation of all those people?
O kadar insan radyasyon zehirlenmesi yaşayınca, ne olacak?
You telling me you killed all those people?
Bütün o insanları sen mi öldürdün?
What the hell happened here? What killed all those people?
Burada ne oldu, o insanlar neden öldü?
Before we go up there and see all those people,
Yukarıya çıkıp, diğer insanları gördükten sonra,
What with all those people angry about all those deaths.
Tüm o insanlar bütün bu ölümler hakkında kızgınlar.
To show you what it can be like away from the craziness of town, away from all those people, you know, just be us.
Kasabadaki çılgınlıktan uzaklaşmanın nasıl bir şey olduğunu göstermek tüm o insanlardan kaçmanın nasıl bir şey olduğunu göstermek için. Sadece ikimiz.
Killed all those people.
Bir sürü insanı öldürdüm.
What I did to that town, all those people.
O kasabaya ve tüm o insanlara yaptıklarımdan sonra.
He walked into those classrooms and... and he actually shot all those people...
Sınıfa girdi ve bütün o insanlara ateş açtı.
He would rather go without a present than actually get up in front of all those people, let alone sing.
O kadar insanın önünde şarkı söylemektense hediye almadan gitmeyi tercih ederdi.
Look at all those people, Peter.
Şu insanlara bak Peter.
He couldn't leave all those people like that.
İnsanları bu şekilde bırakmak istemedi.
All those people.
Tüm o insanlar.
# All those people
# All those people
This is our screw-you money for all those people who said we couldn't do it!
Bu, bizim başaramayacağımızı söyleyenlere canınız cehenneme parası!
I mean, all those people and it's my fault.
Hepsi benim suçum.
All those people that I saw yesterday, they all look exactly like you do now.
Dün gördüğüm herkes hepsi tam da şimdi göründüğün gibiler.
Homie, I'm still a little nervous about performing in front of all those people.
Homie, o kadar insanın önünde şarkı söylemek konusunda hala gerginim biraz.
It's hard to believe that guy was so starved for attention that he murdered all those people just to one-up his father.
İlgiye bu kadar aç birinin babasının önüne geçmek için bu kadar insan öldürmesine inanmak zor.
- Murdering all those people...
- Başkalarını öldürerek.
- Well, where did all those people come from?
- Tamam, butun bu insanlar nerden geldi?
All those people out there, They just want to stare at me.
Dışarıdaki insanların hepsi beni görmek istiyor.
But... We saved all those people.
Fakat ; bütün o insanları kurtardık.
All I know is that you abandoned those people when they needed you.
Tek bildiğim, sana ihtiyaçları varken,... o insanları terk etmiş olman.
You killed all those innocent people.
Bütün bu masum insanları öldürdün.
People don't want to hear all those details about cattle.
İnsanlar büyükbaş hayvanlarla ilgili tüm bu detayları duymak istemiyorlar.
You must consider that one of those people - might be the Devil. - All right.
Şunu hesaba katmalısınız, oradaki insanlardan biri Şeytan olabilir.
All those shoot dates and publicity work, people fussing over you.
tüm o çekimler ve çalışmalar, insanlar üstüne titriyordu.
People get hurt all the time with those things.
Bu şeyler yüzünden insanlar sürekli yaralanıyorlar.
Man, those people, all those missing people.
Adamım, o insanlar bütün o kayıp insanlar.
Those people could be sipping margaritas in Cabo right now for all we know.
Tüm bildiğimiz şu anda bu heriflerin Cobo'da Margarita içtiği.
I mean, if there's a God and all, why does he allow all those innocent people to die for no reason?
Yani, eğer Tanrı varsa neden bunca masum insan nedensiz yere ölüyor?
But all of those people including Aunt Louise are lying in the churchyard!
Ama Louise hala dahil tüm bu insanlar kilisenin avlusunda gömülü.
I believe that when people step back and actually really look at who the great bands were, they are one of those bands but somehow they were never popular enough that they get commonly name-checked as one of the great bands of all time.
İnsanların geriye dönüp baktığında en iyi grupların kim olduğunu gerçekten düşündüğünde, Rush'ın da bu grupların içinde olacağına inanıyorum. ama bir şekilde hiçbir zaman tüm zamanların en iyi gruplarında sık sık listelere eklenecek kadar popüler olmadılar.
I like to think that, at the end of the day, people will step back and all those labels fall away because the body of work is significant.
Şöyle düşünüyorum, günün sonunda, insanlar geriye çekilecek ve tüm etiketler küçülecek, çünkü önemli olan yapılan işin değeri.
He's gonna kill all of those people out there.
Dışarıdaki onca insanı öldürecek.
The death of all those young people is a tragedy.
Bu kadar genç insanın bir arada ölmesi bir trajedi.
See, I didn't like having to steal from all those innocent people, but I knew there was no other way to get that juror in our pocket.
Tüm o masumların parasını çalmaktan hoşlanmıyordum. Ama elimdeki jüriyi satın almak için başka çarem yoktu.
Millions of people all over the world watch those stories every day and nobody cares if they're fucking real or not.
Dünyada milyonlarca insan izliyor bunları ve gerçek olup olmadığını kimse umursamıyor.
I don't tell people I'll share 30 beers, smoke a bunch of weed and watch all the "lethal weapons" and then not do any of those things.
Ben insanlara 30 birayı ve bir paket otu paylaşıp ardından tüm "Lethal Weapon" serisini izleyeceğimizi söyleyip izlememezlik etmiyorum.
Those are all people, who can't really sing, don't wear very many clothes and get married far too young.
Bu insanların hiç biri gerçekten şarkı söyleyemiyorlar. çok fazla kıyafet giymeyen, çok evlenme yaşından çok geç evlenenlere.
All those poor people... dead!
Bütün o zavallı insanlar... Öldü!
all those years ago 44
all those years 76
all those in favor 29
all those things 18
all those 22
those people 102
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
all those years 76
all those in favor 29
all those things 18
all those 22
those people 102
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81