And for good reason translate Turkish
324 parallel translation
And for good reason, ma'am.
İyi bir nedenle, bayan.
I dislike that smell... and for good reason.
Bu kokuyu hiç sevmem. Bunun için haklı nedenlerim var.
And for good reason because work is so hard to draw.
Sebebi de belli, çünkü çalışmayı çizmek çok zor.
They will flock to my cause and for good reason.
Etrafımda toplanıyorlar, iyi bir sebepten dolayı.
Beau was angry and for good reason.
Beau haklı olarak kızmıştı.
But I didn't forget our meeting, and for good reason.
Ama toplantımız unutmadım ve iyi bir nedenle.
The chief has a lot of pride and for good reason. I really respect him. The things he does.
Ona ve yaptıklarına saygı duyuyorum.
Your notice was sent to you in good time and for good reason.
Haber sana iyi olduğun zamanlarda gönderildi. Hiç elime ulaşmadı.
She is concerned about you and for good reason.
Sizin için endişeleniyor ve haklı da.
They stopped building them and for good reason.
Uygun bir sebeple inşasını durdurdular.
And you said no, for what I thought was a very good reason.
Ve sen hayır demiştin, çünkü benim düşündüğüm çok iyi bir nedendi.
And if I don't want to call it a day, I'm quite sure you won't for a very good reason.
Eğer ben paydos etmek istemiyorsam çok iyi bir nedenin olmadığına eminim olduğumdandır.
And personally, I think a chicken is as good a reason for murder as a blonde, a mattress full of dollar bills, or any of the customary, unimaginative reasons.
Bence bir tavuk cinayet için gayet iyi bir neden olabilir. En az bir sarışın, bir tomar para veya alışıldık akla gelmeyen diğer sebepler kadar iyi bir sebep.
- And I had good reason for haste. - No doubt.
- Hızlı olmak için iyi bir sebebim vardı.
And if one of us didn't show up, it would be for a darn good reason.
İkimizden biri gelmezse mutlaka çok önemli bir nedeni olacaktı.
Now and then, for no good reason a man can figure out, life will just haul off and knock him flat.
Yani bazen bir adam, hiçbir sebep olmaksızın yaşamın sadece yumruk atmak için geri çekildiğini ve onu yere sereceğini anlayabilir.
Unless it entailed pain or violence, it would mean nothing to the child. ... for the good and simple reason that he has no sexuality.
Cinselliğe sahip olmaması gibi iyi ve basit bir nedenle acıya veya şiddete yol açmadıkça, çocuk için hiçbir anlamı olmayacaktır.
If a samurai risks shame and ridicule to beg for a day or two's grace, he must surely have good reason.
Ama bir samuray ekstradan bir kaç gün süre isteyip utanç ve alay konusu olma riskini alıyorsa mutlaka iyi bir sebebi olmalı.
And I get up, and there's a very good reason for getting out of bed, until, of course, I remember.
ve kalkıyorum, yataktan kalkmak için çok iyi bir nedenim oluyor, taki, hatırlayana kadar.
There's a good reason Mother was afraid for you to go anywhere... and it still applies.
Annemin seni dışarı salmamasının haklı bir nedeni vardı. Bu durum değişmedi.
And for a damn good reason.
- Ve çok da iyi bir nedeni vardı.
And then, for no good reason, he raped and killed an acquaintance.
Sonra birden hiç sebep yokken bir tanıdığına tecavüz edip öldürdü.
And for a very good reason.
Hem çok iyi bir nedeni var.
Her Majesty is in communication with my cousin, the king of France and I have good reason to hope for support from Ireland.
Kraliçe kuzenim Fransa kralı ile haberleşiyor ve İrlanda'dan destek ummak için iyi bir nedenim var.
- and for a very good scientific reason.
- Çok iyi bir bilimsel nedenleri var.
Same scoundrels that took his doll, Sammy, and broke open his head, shot us all up for no good reason.
Aynı şerefsizler, oyuncak bebek Sammy'i aldı, kafasını yardı, ve sebepsiz yere bize ateş ettiler.
- Good-bye, Matisse. - I think Elmyr's problem for years... and the reason why he could not succeed as a painter in his own right... was that the type of life he led... prohibited him from having a personal vision.
- Bence Elmyr'in uzun yıllardır süregelen asıl sorunu... ve kendi başına bir ressam olarak başarılı olamayışının sebebi... yıllardır sürdürdüğü yaşam tarzının... onun kendine özgü bir vizyon sahibi olmaktan alıkoymasıydı..
And you thought you had good reason for what you did.
Yaptigin seyi geçerli bir sebep oldugunu düsünerek yaptin.
And an Injun is red for a real good reason.
Kızılderili'nin kızıl olmasının iyi bir nedeni vardır.
And for a very good reason.
Ve kızmak için iyi bir sebebi vardı.
All of them lived in wet, moist places and for a very good reason.
Hepsi ıslak ve nemli yerlerde yaşıyordu ve bunun geçerli bir sebebi vardı.
I know what is good for you both and you will have no reason to complain of anything I intend to do.
İkinizi de kimin mutlu edeceğini biliyorum. Ama ikiniz de onlara sahip değilsiniz.
All the good times we've been through, and all the bad times it breaks my heart to think that the only reason you came with me was for money!
Hep birlikte iyi günler de kötü günler de gördük. Benimle gelmenizin tek nedeninin para olduğunu düşününce kalbim kırılıyor!
For no good reason other than you were in a bad mood and that stinks!
Bunun da tek nedeni moralinizin bozuk olmasıydı ve bu berbat bir şey!
And for a very good reason.
Ve bunun çok iyi bir nedeni var.
Lady Brackenstall and her maid must have some very good reason for shielding the real criminal.
Lady Brackenstall ve hizmetçisinin, gerçek suçluyu gizlemek için çok önemli nedenleri olmalı.
You are all very talented athletes and chosen for good reason.
Tüm yetenekli sporcular iyi nedenlerden ötürü tercih edilmektedir.
I couldn " t change it, but... for some reason we lost old Bobby, and... it was up to me to make that reason a good one, cause... cause Bobby, he deserved it.
Bunu değiştiremem artık, fakat bazı sebeplerden dolayı yaşlı Bobby'yi kaybettik. Ve bu bana iyi bir yol gösterdi. Bobby, iyi bir neden için ölmüştü.
But in the meantime, there's no reason for me to stay here, and I would feel really bad... if Martha woke up and found out that I'd gone without even saying good morning, you know?
- Fakat bu arada benim, burada kalmam için bir sebep yok, ayrıyeten Martha, bir günaydın bile demeden gittiğimi öğrenirse, gerçekten çok kötü hissederim.
ALL THIS LYIN'AND SNEAKIN'ABOUT, IT AIN'T RIGHT... EVEN IF IT WAS FOR A GOOD REASON.
Bütün bu yalanların ve gece dışarıya sıvışmaların... iyi bir nedeni vardı.
And for no good reason.
Hem de nedensiz yere.
Bad things happen to good people all the time, Andy, and for no reason.
- İyilerin başına, her zaman kötü şeyler gelir Andy. Sebepsiz yere.
As for breeding, I count my father as a kind man, an honest man, and I know no other good reason for respect.
Görgüye gelince, babamın hoşgörülü ve dürüst bir insan olduğunu kabul ediyorum ki bence saygı gösterilmesi gereken tek şey bunlardır.
Well, Samantha, things will happen in your life that you can't stop... but that's no reason to shut out the world, there's a purpose for the good and for the bad
Samantha hayatta engel olamayacağın bazı şeyler olacak. Ama bu dünyadan uzaklaşmak için bahane değil. İyinin de kötünün de amaçları vardır.
I feel very strongly that you should never lie to your wife and for one very good reason.
Tek ve iyi bir nedenden dolayı karına asla yalan söylememelisin.
Nothing. I just reached out to Frank, and he kicked me in the teeth because Frank hates me for no good reason. But, hey, that's Frank.
Frank'e elimi uzattım, oysa bana tekmeyi bastı Nedensiz yere benden nefret ediyor nede olsa Frank.
I should tell him that what he did was for the greater good, and there is a reason for it.
Ona demeliyim ki... yaptığı şey mutlak iyilik içindi ve bunun için bir sebebi - var-.
I winged the Crow pretty good... and then for no reason, Redding started firing.
Yerli olanı etrafımızdan dolaştı. ve sonra, hiçbir neden yokken Redding ateş etmeye başladı.
No, no, sometimes for no good reason I get hot and cold flashes.
Hayır, hayır, bazen sebepsiz yere ateşim çıkıyor ve düşüyor.
We have laws against it, Polkgood laws, and for a damn good reason
Buna karşı kanunlarımız var babalık. İyi sebepler yüzünden lüzumlu yasalar.
Traditional music is good and all but how are we going to stand it for 5 hours? I think there is a reason why we were told to watch it. What reason?
Bir kadının görevi bellidir, aynı anda iki erkeğe nasıl hizmet edebilir?
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and for all i know 16
and for once 56
and for some reason 87
and for whatever reason 27
and forsaking all others 18
and for the record 267
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and for all i know 16
and for once 56
and for some reason 87
and for whatever reason 27
and forsaking all others 18
and for the record 267
and for dessert 24
and for the first time in my life 26
and forgive me 21
and for god's sake 35
and for me 98
and for that 299
and for the first time 59
and for you 233
and for your information 74
and for a while 22
and for the first time in my life 26
and forgive me 21
and for god's sake 35
and for me 98
and for that 299
and for the first time 59
and for you 233
and for your information 74
and for a while 22
and for 69
and for what it's worth 63
and fortunately 16
and for that reason 27
and for what 396
and for this 25
for good reason 61
and fyi 64
and friends 41
and fuck you 55
and for what it's worth 63
and fortunately 16
and for that reason 27
and for what 396
and for this 25
for good reason 61
and fyi 64
and friends 41
and fuck you 55
and fourth 18
and father 32
and finally 517
and from now on 89
and fast 161
and fire 35
and furthermore 69
and funny 55
and frankly 308
and father 32
and finally 517
and from now on 89
and fast 161
and fire 35
and furthermore 69
and funny 55
and frankly 308