And from then on translate Turkish
677 parallel translation
You go by rail to Bismarck and from then on, by wagon trail.
Bismarck'a kadar trenle ondan sonra at arabasıyla.
And from then on, clear up to the night we got the judge out of bed in that little Idaho town, nothing was an accident, Ted.
O andan itibaren geceye kararımı vermiştim. O küçük Idaho kasabasında yargıcı yatağından kaldırıp... Hiçbir şey tesadüf değildi Ted.
I saw her a year ago in that dress shop... and from then on, I was drunk with her, lost.
Bir yıl önce onu şu elbise mağazasında görmüştüm... o andan sonra, ona aşık oldum.
And from then on it'll be pure profit.
Ve ondan sonra da, salt kazanç gelecek.
Anyway, he said it started him thinking. And from then on, he was going to look for the good in people.
Herneyse, Artık bu konuda düşünmeye başlamıştı ve o zamandan sonra insanların hep iyi yönlerine bakacaktı.
"At the age of four, we give a child a small banner, and from then on, without realizing it, he becomes exposed to continuous indoctrination, which lasts till his death."
"Biz çocukların eline 4 yaşında bayrak verir, ve onları onlar farkına varmadan şekillendiririz. Bu ölüme kadar devam eder." diyordu.
( man ) They captured us, and from then on we were no longer men.
Bizi ele geçirdiler ve o vakitten sonra biz artık insan değildik.
And from then on, Jackie was in view either of Mademoiselle Rosalie and Monsieur Doyle or Monsieur Ferguson and Mademoiselle Bowers, who injected her with morphia and stayed with her in her cabin all night.
Bu saatten sonra da Jackie, Rosalie ve Doyle'un, ya da Ferguson ve Bowers'ın gözleri önündeydi. Bowers ona morfin yaptı ve tüm gece yanında kaldı.
So can you please pass this letter on? And, erm, tell Claire that if I don't hear from her today, then I'll be in touch with social services and the police.
Bu mektubu Claire'e ulaştırıp, ondan yarına kadar haber alamazsam sosyal hizmetler ve polisle irtibata geçeceğimi söyler misin?
Beware you never say it for then the pictures of life will fade to shadows, haunting dreams will climb forth from your heart and feed on your blood.
O kelimeyi sakın ola söylemeyin yoksa, yaşam resminiz gölgelerle soluklaşır tekinsiz rüyalar kalbinizden sökün edip kanınızla beslenirler.
We were going to be married on Tuesday, and then we postponed it, so my sister could get there from New Hampshire, remember?
Salı günü evlenecektik, ve sonra erteledik çünkü New Hampshire'dan kız kardeşim gelecekti, hatırladın mı?
So, you draw down on the last turkey here, and then the next one, see? Kind of coming from back to front.
Bu yüzden önce en sondakini vurursun sonra hemen önündekini arkadan öne doğru gelirsin.
Then on the basis of your experience in ballistics, Mr. Johnson... and your experiments with this weapon, you would say... that this bullet came from this weapon.
O zaman balistik tecrübenize ve bu silahla yaptığınız deneylere dayanarak, Bay Johnson, bu merminin bu silahtan çıktığını söyler miydiniz?
Yeah, and keep after me from then on.
- Sonra hep daha fazlasını sızdırmaya çalışır.
I saw you come up from the lakeshore, and then this light go on.
Sizi göl kıyısından gelirken gördüm. Sonra bu ışık yandı.
But I know that if these things are done then though the English hang from the clouds and ride on the whirlwind, we shall beat them.
Ama şunu biliyorum ki bu söylediklerim yapılırsa İngilizler bulutlardan sarkıp kasırga gibi esse bile, onları yeneceğiz.
And I thought it might be best if I skipped rehearsals from then on.
Ben de artık provalara gitmemenin daha iyi olacağını düşünmüştüm.
He's just one year older than Michel and last year... he flew in from Boston on his own and then he went back without any problems.
Michel'den sadece 1 yaş büyük ve geçen yıl... Boston'dan tek başına buraya geldi ve tek başına geri döndü, hiç sorunsuz!
So then he ran away from me and hid on the wharf.
Sonra kaçıp iskeleye saklandı.
And then they reached in from the outside and they put this last thing on us.
Sonra dışarıdan uzanıp bize bunu yaptılar.
Where I come from, a girl just doesn't spend the night on a yacht and then stay for breakfast.
Bizim orada kızlar geceyi yatta geçirip sonra da kahvaltıya kalmaz.
No, you breathe it in when you're born and you spit it out from then on.
Hayır. Doğduğunda kulağına söylendi, ve sonra kullanmaya başladın.
"The mankind will not remain on the Earth forever, but in the pursuit of light and space, it will, at first, timidly emerge from the bounds of the atmosphere, and then advance until it has conquered the whole of the circumsolar space."
"İnsanlık sonsuza kadar yeryüzünde kalmayacaktır, ama ışık ve mekan peşinde olacak, öncelikle, atmosfer sınırlarının dışına çıkacak, ve Güneş sistemindeki bütün gezegenleri fethedecektir."
The wife, probably in a rage threatened her husband with a knife, and then, carried away by hysteria took a swing at him, and simply went on from there.
Kızgın eş kocasına kızarak bıçakla korkutmaya kalkmış ve histeri krizinin etkisiyle önüne geleni bıçaklamaya başlamış.
Well, now, you know, it's only about an hour on the train from Fort Linton to Spindle, and then from Spindle to Spanish Wells, that's just a short day's ride.
Peki, şimdi artık öğrendin, Fort Linton dan Spindle'a trenle yaklaşık bir saat oradan da İspanyol kuyularına at üstünde kısa bir yolculuk.
You know, I've decided to send her straight from camp to a good boarding school with strict religious training and then on to college.
Kararımı verdim, kamptan hemen sonra... onu dini eğitim veren... yatılı bir okula yollayacağım. Oradan da üniversiteye.
I rocked him in the second, and I figured I had him from then on.
İkinci rauntta onu sarsmıştım, o zaman kazanacağıma inandım.
I've got to go down and pick up my costumes and then we could go on to dinner from there.
Kostümlerimi alacağım... Sonrada ordan yemeğe gideriz.
All right, then, Stanley, come on, let's get down here and take it from the top.
Peki Stanley, buraya gel, baştan alalım.
Charlie mentioned that he was on some kind of roll, and he got a bonus from the movie, and then he went and blew it on some antique ring.
ve o da gitmiş sana antika bir yüzük almış. Bana onu benim için aldığını mı söylüyorsun?
I have on good authority from a close friend that these things are manufactured and then dumped into the water to be found by foolish American boy tourists.
Aptal Amerikalı turistler tarafından bulunması için o şeylerin özel olarak üretilip sonra da su altına yerleştirildiğini öğrenmiştim yakın bir dostumdan.
Then I say... obey your own judgment, and beware of remaining here among us from this moment on.
Öyleyse ben de diyorum ki : Kendi kanaatine riayet et ve burada aramızda olmaktan sakın.
I'm going to count from four down to one, and then you're going to make a full report on the social conversion of Number Six.
Dörtten geriye, bire doğru sayacağım. Sonra 6 Numara'nın sosyal dönüşümüne dair kapsamlı bir rapor vereceksin.
Then why, captain, does the computer log from your ship, made automatically at the time, indicate that you were still on yellow alert when you jettisoned, and not on red?
Peki Kaptan, o zaman neden o anda gemide yapılan bilgisayar kayıtları, yakıtı boşaltırken Kırmızı değil de Sarı Alarm olduğunu gösteriyor.
Since then, reports of some senseless killings began snowballing in a reign of terror which has hopscotched keep track of the murder reports by the placing of markers on a map seem to indicate a general spreading from the extreme southeastern and states north and west.
Ülkede terör estirmeye devam eden cinayet salgınları karşısında, polis departmanı da büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Kendilerine sürekli olarak acil vaka haberi gelen polis görevlileri, artık bu tip vakalara yetişemediklerini itiraf etti. Güney ve kuzey eyaletlerinden de yardım alan polis yetkilileri, bu soruna hemen bir çare bulunmasını istiyor.
Then we took the coast road through Williton - and got all the Taunton traffic on the A358, from Crowcombe and Stogumber.
Williton yolundan gidip Crowcombe'dan A358'de Taunton trafiğine yakalandık.
Then we can climb from tree to tree. And then we'll be free. Come on.
Ne olacak, tek yapmamız gereken ta aşağı kadar ağaçtan ağaca atlamak, sonunda da kurtulmuş olacağız!
On top of that, you then sneak and steal money from your clients.
Hepsinden öte, müşterilerine yanaşıp paralarını çalıyorsun.
Dominique and Danielle were to grow up... from then on within the pale walls of the Loisel Institute, where surgeons, reluctant to risk an operation on their delicate spinal conjoinment, decided to let them live as one.
O günden sonra Dominique ve Danielle, Loisel Enstitüsü'nün solgun duvarları arasında yetiştirilmeye başlamışlardır. Ve burada cerrahlar, yapışık olan omurilikleri üzerinde bir operasyon yapmaktan çekinseler de onların ayrı yaşamalarına karar vermişlerdir.
And we will then coordinate Aires Phase Two, which will exterminate all dissident factions on signal from our reborn leader.
Ardından Aires Proje'sinin ikinci aşaması olarak yeni liderimizin talimatıyla bütün muhaliflerini yok etmeye başlayacağız.
And sometimes, when one or two rows had already been shot, they had to lie on the people who'd been shot and then they were shot from the edge of the grave.
Hattâ bazen, bir ya da iki grup infaz edildikten sonra sırası gelen grup, ölülerin üzerine yatmak zorundaydı. Ardından mezarın kenarından bunlara da ateş edilirdi.
The pressure was taken off and virtually he and I, plus the regional officers, conducted operations from then on.
Baskı azalmıştı ve o ve ben fiilen... bölgesel yöneticilerle beraber, operasyonları ele almıştık.
And this was whisked off to the German commander on the spot, and, of course, from then on he had all the information of what we were trying to do.
Plân hemen oracıkta bulunan Alman komutanına uçuruldu ve hâliyle o noktadan sonra düşman, amacımızın ne olduğunu tam olarak öğrenmiş oldu.
And then we had to rely on the ammunition taken from the Germans, or there were factories of ammunition and arms in Warsaw going on, and they were producing their own ammunition.
Sonrasında Almanlardan ele geçirdiğimiz mühimmata bel bağlamak zorundaydık. Yine Varşova'da, kendi ihtiyacını karşılamak üzere çalışan silâh ve mühimmat fabrikaları vardı.
And from there, we could then creep on to the target and put flares down, different coloured flares.
Buradan yola çıkarak, hedefe doğru buralardan sokulabilecek işaret fişeklerini, farklı renklerdeki işaret fişeklerini atabilecektik.
He'd arranged my passage on a mail boat from Norway to England... and then a very large man appeared at my door.
Norveç'ten İngiltere'ye, bir botla yapacağım yolculuğu ayarladı sonra da iri bir adam kapımda beliriverdi.
The road from the station passed through Ignatievo, then swerved near the farm we had lived on each summer before the war, and through a dense oak forest went on as far as Tomshino.
İstasyona giden yol lgnatievo'dan geçerdi. Savaştan önce yazlarımızı geçirdiğimiz çiftlikten kıvrılır karanlık bir meşe ormanını izleyerek Tomshino'ya giderdi.
On Mount Shibano they were hung from the great oak tree And then, the excruciating torment began...
Shibano Tepesinde büyük bir meşe ağacına asıIdılar ve ızdıraplı işkence dönemi başladı
From then on, the young couple stopped coming to see Erwin and he was never invited to their home again.
O zamandan sonra, genç çift Erwin'i görmeye gelmeyi kesti, 696 00 : 53 : 39,063 - - 00 : 53 : 42,032 ve bir daha evlerine davet etmediler.
If you condense the whole history of life, from its beginnings until the present moment, into a year, then it wasn't until the end of September that the first creatures of any size, jellyfish and so on, appeared in the sea.
Dünyadaki yaşamın tarihini başından bugüne kadar tek bir yıla indirgersek ancak Eylül ayının sonunda denizlerde denizanaları gibi boyutlara sahip hayvanlar oluşmuş olur.
Where do they come from? Were they once free-living in the wild and then induced to adopt some less strenuous life on the farm?
Bunlar bir zamanlar serbestçe doğada yaşayan vahşi, ve sonradan çiftlikteki kolay yaşama alışmış canlılar mı?
and from now on 89
and from there 54
and from what i hear 34
and from what i understand 18
from then on 61
then one day 195
then one night 39
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and from there 54
and from what i hear 34
and from what i understand 18
from then on 61
then one day 195
then one night 39
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and fyi 64
and fuck you 55
and friends 41
and fourth 18
and for all i know 16
and for once 56
and father 32
and finally 517
and for some reason 87
and fyi 64
and fuck you 55
and friends 41
and fourth 18
and for all i know 16
and for once 56
and father 32
and finally 517
and for some reason 87
and for whatever reason 27
and for good reason 43
and forsaking all others 18
and for the record 267
and for dessert 24
and for the first time in my life 26
and for god's sake 35
and fast 161
and fire 35
and forgive me 21
and for good reason 43
and forsaking all others 18
and for the record 267
and for dessert 24
and for the first time in my life 26
and for god's sake 35
and fast 161
and fire 35
and forgive me 21
and furthermore 69
and funny 55
and for me 98
and for that 299
and for the first time 59
and frankly 308
and for you 233
and funny 55
and for me 98
and for that 299
and for the first time 59
and frankly 308
and for you 233