English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And leave

And leave translate Turkish

25,693 parallel translation
I want everyone to get up very slowly and leave this room.
Herkesin yavaşça kalkıp bu odadan çıkmasını istiyorum.
After that, we take the children and leave behind the adults who are nonessential.
Sonra da çocukları alıp gereksiz olan yetişkinleri geride bırakacağız.
Love them and leave them, and take half of everything.
Onları sev, yanlız bırak ve herşeyin yarısını al.
And leave right now!
VE şimdi terk edin!
Now I'd give anything just to see her get married, and leave home.
Şimdi Evlendiğini görmek için herşeyimi verirdim, ve evden ayrılışını.
You want to cut off my breasts and leave scars across my chest?
Göğüslerimi kesip, göğsümde büyük bir yara izi bırakmak mı istiyorsunuz?
Anyway, get them out and leave soon.
Nasıl gideceksin ayrılacağım Her neyse, onları çıkar ve yakında ayrıl.
And Geoffrey Charles. And leave Jeremy and me to fend for ourselves.
- Ve Geoffrey Charles'e.-Ve Jeremy ile beni kendimizi savunmak için yalnız bırakın.
Eh, he's more like a "kill'em and leave'em" kind of guy.
- Bence öldür-bırak tarzı bir adam.
Would you go and leave me here alone
Beni bir başıma bırakıp gider miydin
- and leave it where we found it.
- ve bulduğumuz yere bırakmasını söylemişler.
No. I want you to leave and have fun.
Hayır, gidip eğlenmenizi istiyorum.
Your lifestyle is hurtful and unfulfilling to him, and he doesn't dare say it for fear that you would leave him.
Yaşam tarzın onun için yaralayıcı ve tatminkâr değil. Ama onu terk edersin diye söylemeye korkuyor.
And I'm not ready to leave the clinic when we've barely begun our tenure.
İşte kalabilme hakkımızı yeni kazanmışken klinikten ayrılmaya hazır değilim ben.
I know that you don't want to leave this place, that you feel valued and fulfilled here, and I'm glad about that, because, Art, I want you to be happy.
Buradan gitmek istemediğini biliyorum. Burada kendini değerli ve başarılı hissettiğini de biliyorum ve bundan memnunum çünkü Art, senin mutlu olmanı istiyorum.
You won't have Mom, and... if I leave, you'll have no one.
Annem de olmayacak ve eğer ben de gidersem, kimsen kalmayacak.
- When I quit here, after you and I fucked around and then you got weird, so I had to leave.
İstifa ettiğimde, seninle yatıp kalkarken garipleştiğin için buradan ayrılmak zorunda kalmıştım.
AND SHE WOULDN'T LET US LEAVE. "
"... bizi asla bırakmayacağını anladım. "
3 WEEKS AFTER THEY ARRIVED. HIS FRIEND SAM WAS TOO SCARED TO LEAVE WITH HIM AND ENDED UP BEING ANTONIA'S LAST VICTIM.
Arkadaşı Sam kaçmaya korkmuş ve Antonia'nın son kurbanı olmuş.
ADAM'S MOTHER WANTED TO STAY, AND I DIDN'T HAVE THE HEART TO ASK HER TO LEAVE.
Adam'ın annesi kalmak istedi ve gitmesini söylemeye kıyamadım.
W-What, am I supposed to jump at the chance to leave my wife and kid for a... a year or more?
Bir yıl boyunca karımdan ve çocuğumdan uzak durma fırsatına balıklama atlasa mıydım?
Then I'd take my final, last shot of Jonathan Daniel's, leave the instructions for my internment and a nice $ 6,500 check for burial costs.
Sonra son Jonathan Daniel shotımı atardım talimatlarımı bırakır ve.. defin işlemleri için 6.500 dolarlık çek bırakırdım.
- You know, your husband's the one that shot me and he's just gonna leave me standing out here in the cold.
- Biliyor musun, beni vuran kişi kocandı ve.. bu soğuğun ortasında beni bırakacaktı.
I need to leave France, and you need someone at your side you can trust.
Fransa'dan gitmem lazım. Ve senin yanında güvenebileceğin birine ihtiyacın var.
And I'm never gonna leave my son again.
Oğlumu bir daha asla terk etmeyeceğim.
You want to know what kind of shape they're in so you can decide who you take and who you leave behind to die.
Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verebilmek için ne durumda olduklarını bilmek istiyorsun.
Just call me when you're ready to leave and let's get this shit done.
Her şey yoluna girecek.Gitmeye hazır olduğunuzda beni ara ve şu işi bitirelim.
All right, then, we go in and we show our faces and then we leave.
Peki öyleyse. İçeri bir girip onlara görünür, sonra da gideriz.
'Detective Lenhart and I were also looking into a man,'before my health forced me to leave Eckhausen.'
Dedektif Lenhart ile ben, sağlık durumum beni Eckhausen'den ayrılmaya zorlamadan önce bir adamı araştırıyorduk ayrıca.
If I leave, it is going to be your fault, and you will join the great unemployed wasteland that is your generation.
Eğer gidersem bu senin suçun olacak, ve büyük işsizler çoraklığına katılmış olacaksın. Senin jenerasyonun oraya ait.
I had to leave him alone, and Reg is nowhere to be found.
Onu yalnız bırakmam gerekti ve, Reg'i hiçbir yerde bulamıyorum.
She'll get you outside long enough for her friends to win Trivia, and then she'll leave on her boyfriend's motorcycle.
Arkadaşları Trivia'yı kazanana kadar seni burada tutmaya çalışacak ve sonra sevgilisinin motorsileti ile buradan ayrılacak.
I was gonna leave her and her smoldering spawn here, but then I saw her pain speak to you and, well, I'm just a sucker for a reunion.
Onu ve yanan dölünü bırakıp gidecektim sonra acısının seninle konuştuğunu duydum ve ben de yeniden buluşma hayranıyımdır.
And I appreciate that. But I don't want to leave anything, um, undone.
Bunun için teşekkür ederim ama aramızda sonlanmamış bir şey kalmasını istemiyorum.
You told him to leave and then you blamed it on Dad.
Ona gitmesini söyledin, sonra da suçu babamın üstüne attın.
- Oh, not yet. I-I called her to try to get an ETA, but it's the kind of day where you leave messages and reach no one, you know?
Varış saatini belirtmesi için aradım ama olur ya hani mesaj atarsın, kimseye ulaşmaz bu da o günlerden, anlıyor musun?
People die or... or go leave to do some stupid errand and never come back!
İnsanlar ölür ya da gider saçma bi'ayak işine ve asla dönmez!
You will leave this house now, sir, and you will never return.
Bu evden hemen ayrılacaksınız, bayım ve bir daha asla dönmeyeceksiniz.
Be sure to make no commotion as you leave and bring the gaugers down upon us.
Giderken gürültü patırtı yapıp da gümrük memurlarını başımıza toplamamaya dikkat edin.
Leave me a message and I'll call you back.
Mesaj bırakın, daha sonra size dönerim.
I know you're gonna leave, but I just wanted to say thank you, and you're not a monster.
Biliyorum, gitmek zorundasın, sadece teşekkür etmek istedim, ve sen canavar değilsin.
You have unfinished business there, and you will leave Elizabeth Carruthers to me.
Orada yarım kalmış bir işin var. Ve Elizabeth Carruthers'ı bana bırakacaksın.
But it'll reveal the true nature of our system and they'll just tear it all down, just leave a fuckin'mess, so rich people still have everything, but a dollar won't be worth a dime,
Ama sistemimizin özünü ortaya çıkaracak ve onlar da her şeyi mahvedip ortada bir keşmekeş bırakacaklar. Zenginlerin hâlâ her şeyi olacak ama doların bir kuruş değeri kalmayacak o yüzden zengin olman kimin umurunda?
Until some little crazy-ass punk pulled a knife on those guys and got them to leave me alone.
Ta ki ufak tefek manyak bir serseri onlara bıçak çekip beni rahat bıraktırana kadar.
And where would that leave a child in his custody?
Bu onun gözetimi altındaki bir çocuğu nasıl etkiler?
Leave a message and I'll call you back.
Sizi sonra ararım.
You are jealous of her because she and Maxine are close now, so you got all butt hurt, but they aren't actually trying to leave you out.
Onu kıskanıyorsun çünkü artık Maxine'le ikisi çok yakın. O yüzden fazla hassas davranıyorsun. Aslında seni dışarıda bırakmaya çalışmıyorlar.
You wake me so I-I know to listen for Tuck so I know not to rush out of here for the hospital in the morning thinking you did the morning thing and just had an early surgery so I don't leave our child in the house asleep in his bed
Beni uyandırırsın. Böylece Tuck'la ilgilenmem gerektiğini bilirim. Bütün gece ameliyatta olduğun için sabahleyin hastaneye gitmek için aceleyle evden çıkmamam gerektiğini bilirim.
We came in here with four babies and we want to leave with...
Buraya dört bebekle geldik ve hepsiyle beraber gitmek istiyoruz.
So I'm gonna deliver Charles, I'm gonna stop labor, sew up the cervix, and then leave the rest of the three inside for delayed delivery.
Charles'ı doğurtacağım, doğumu durdurup rahim boyunu dikeceğim ve geri kalan üçünü belirlenen doğum tarihine kadar içeride bırakacağım.
A man must leave his father and mother and cleave unto his wife...
Bir erkek ana babasından kopup, karısına bağlı olmalı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]