And then he says translate Turkish
395 parallel translation
Here we work half a night to get this thing rigged up, and then he says, "We'll wait a while."
Gece yarısı bu şeyi kurmak için uğraşıyoruz ama bize "bir süre bekleyeceğiz" diyor.
And then he says somebody else could have got in there. Charley, what's the matter with you?
Sonra başka biri girmiş diyebilir.
And I says, "What?" And then he says,
Ve ben "Ne?" dedim. Ve o da dedi ki,
And then he says maybe even California.
Sonra dedi ki, belki de Kaliforniya'ya gideriz.
And then he says, "So I really gave her something to yell about and I threw her out of the car."
Sonra dedi ki "Ona, çığlık attıracak şeyi verdim ve arabadan fırlattım."
HE BRINGS 2, AND THEN HE SAYS, "I THOUGHT MAYBE YOU'D BE THIRSTY." ISN'T THAT THOUGHTFUL?
Kendine bir bardak su getirmeye gitse asla bir bardak getirmez.
And then he says something, and you say,
Ve sonra o bir şey söyleyecek ve sen de...
And then he says, "I sure hope he was guilty." Then he laughs.
Sonra, "Gerçekten suçluydu umarım" deyip kahkahayı bastı.
His letter says that he's, uh... negotiating a piece of business with some lawyer, and if it works out satisfactory, then everything is gonna be all right.
Mektubunda diyor ki iş görüşmesi için bir avukata gitmiş ve olumlu sonuçIanırsa, o zaman her şey düzelmiş olacak.
Then he stuck a pistol as big as a cannon right there and says, "Brother, we want that mail safe."
Sonra gülle gibi bir silahı dayadı ve "Şu evrak kasasını ver." dedi.
So then he takes her in his arms and she says : "No, let go of me!"
Sonra da kızı kollarına aldı fakat o dedi ki : Hayır, bırakın beni!
The Lord don't hold with anybody that steals around planting time and he sure don't hold with anybody that steals and then lies and says he didn't.
Tanrı, ekin vakti hırsızlık yapandan haz etmez. Hele hele çaldıktan sonra yalan söyleyip yapmadım diyenden hiç haz etmez.
He says he's coming straight back and then...
Doğruca dönüyorum der ve sonra...
That's what he always says, and then he'll have trouble with his propeller... and you'll have trouble with your reputation.
Hep bunu söyler, sonra pervanede sorun çıkar, ve senin de itibarına gölge düşer.
- So then I go down the stinking street with my stinking books, and then I meet this stink-face. And he says :
- Sonra kokuşmuş kitaplarımla kokuşmuş sokağa çıktım, kokuşmuş arkadaşıma rastladım.
But then he's got an hour or two to think things over and he says to himself,
Ama sonra bir-iki saat düşünüyor ve kendi kendine diyor ki,
Then he says he'll get me a sedative and that he understands everything quite well.
Sonra beni sakinleştireceğini... ve her şeyi oldukça iyi anladığını söyler.
When one says something that strikes him first he thinks about it with a serious little face and then he laughs cheerfully.
İlginç bir şey söylendiğinde düşünceli düşünceli bakar, sonra da kahkahayı basar, çok mutlu olur.
Then you see him as a devil, and everything he says and does must be wrong.
Sonra onu şeytan olarak görüyorsun o zaman da söylediği ve yaptığı herşey yanlış olmalı.
She also says he whipped her until she bled and then took her to the crypt and locked her in the tomb.
Kanatıncaya kadar kırbaçladığını, sonra bodruma götürdüğünü ve mezara kilitlediğini söyledi.
And he says, "Well, next time, then."
"önemli değil, bir dahaki sefere" dedi.
Then he stops and holds your blushing, soft face in his hands and he says :
O zaman durur ve kızaran yumuşak yüzünü ellerine alır ve şöyle der :
And then, like an excited child, he says
"Neden?"
And then the boy goes over to the girl's house and knocks on the door and he says to her, "I've come to take you to a movie."
Ve sonra erkek kızın evine gelir ve kapıyı çalar ve "seni sinemaya götürmeye geldim" der.
- And then, José Dolores says... that if a man works for another, even if he's called a worker... he remains a slave. And it will always be the same.
- Ve sonra, José Dolores der ki bir insan diğeri için çalışırsa ona işçi bile dense bir köle olarak kalır.
Then he says he'd go half with her... and she'd go half with him, and this is what they did.
Sonra onunla yarı yarıya ödeyeceğini kadın da aynısını yapacağını söyledi Bu şekilde yaptılar.
And then he takes a gun and says, " Hand it over.
Ve sonra bir silah alır, "ver onu" der.
I drop down to the news studios every now and then and ask Howard Beale about you, and he says you're doing fine. Are you?
Stüdyoya her geldiğimde Howard Beale'a senin nasıl olduğunu soruyorum ve iyi olduğunu söylüyor.
Then... he bought a crutch for the boy from Mr. Kinsey. And then when we got to the cottage, he whips off his cap and says to the boy's mother,
Ve Koltuk değneği aldı... Mr. Kimseyden ve kulübeye vardığımızda yanımızda insanlar, çocuğun annesine seslendi
Then the manager comes steaming out and he says...
Antrenör, küplere biniyor.
Then I heard that "keep quiet." I ran down, and all of a sudden then he goes, he says...
Sonra "sessiz ol" lafını. Yukarı koştum ve aniden gidiverdi, dedi ki...
Well and then he says
Grisha, senin tipini tarif ediyorlar.
Then he goes and says Simon is delivering the stuff...
Sonra da sağda solda Simon'un kendisini ele verdiğini anlatacak.
Then the Jews started talking again, in their language, as he says, ra-ra-ra, and so on.
Dediğine göre, sonra yine kendi dillerinde konuşmaya başlıyorlardı, ra-ra-ra. Ve böyle sürüp gidermiş.
And he says that, if the wall is being put up as a hygienic measure to prevent Jewish epidemics from engulfing the Polish or German population outside, then why is it... why is it that the Jews have to pay for it?
Ama yalnızca duvarı inşa etmesi için değil, bir de bunun için para vermesi istendiğinde tartışmıştı. Eğer duvar Polonyalı ve Almanlar'ı Yahudiler'in salgın hastalıklarından korumak içinse o zaman parayı neden Yahudiler veriyor ki, demişti.
And he drinks it. He sits for a while, then says, "Jackass, pour me another."
Adam içiyor. "Bir tane daha eşek." diyor ve barmen bir tane daha doldurur.
And then he comes up to me and says :
Ve sonra bana yaklaşıp der ki :
He says the number one man of Belgrade is the King, and then you.
Belgrad'da Kral'ın bir numara olduğunu, sonra da senin geldiğini söylüyor.
~ Keep it up like this and then "Murder", he says
# Keep it up like this and then "Murder", he says
Then he calls and says he cannot be there... he must sell...
Şimdi arayıp gelemeyeceğini söylüyor. Satış yapıyormuş.
Then he points out all the condos and loft co-op conversions out the window... and he says, "If it wasn't for Jackson, none of this would be happening."
Sonra penceremden apartman bloklarını ve kooperatif binalarının tavanarasından bozma katları gösterip, "Jackson olmasaydı, bunların hiçbiri olmazdı." dedi.
And he says he loves me... and then is gone.
Ve beni sevdiğini söyler... ve artık orada değildir.
Every now and then you run into a story that says, some guy broke into a house, stole a lot of things, and while he was in there, he raped an 81-year old woman.
Arada sırada şöyle haberlere rastlarsınız adamın biri bir eve girdi bir sürü şey çaldı ve evden çıkmadan önce 81 yaşında bir kadına tecavüz etti.
And then when they bring in the helicopters to bring his men out, he says, "No, I fought too hard for this land,"
Sonra adamlarını taşıyan helikopterleri getirdiklerinde, Kurtz, "Hayır, bu topraklar için çok savaştım."
And then, suddenly, he says : "Get out!"
Ve birden size, "Defol" dese.
Then he meets with Jessup, and at 5 : 00 he says it was poison?
Sonra Jessup'la görüşüyor ve zehir olduğunu 05 : 00'da mı söylüyor?
He acts like a bully and then says someone else started the fight.
Bir kabadayı gibi davranıyor ve sonra kavgayı başkasının başlattığını söylüyor.
And then he gets up, comes next to my chair and says,
ardından ayağa kalktı, yanıma geldi ve
Then he leaves this message and says :
O da şu mesajı bıraktı :
He says you then lost your nerve and ran from a small French patrol.
Soğukkanlılığınızı kaybedip küçük bir Fransız devriyesinin peşinden koştuğunuzu söylüyor.
Then he says, "I saw the painting," and goes into the bedroom.
Ve gider... Ve resmi görür... Ve yatak odasına girer.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113