And there are translate Turkish
18,029 parallel translation
It has been an unusually cold winter, and there are only so many things that I, as Prime Minister, am prepared to inflict on your subjects as a reward for winning a World War and prevailing over fascism, evil and tyranny.
Olağandışı derece soğuk bir kış geçirdik ve Başbakan olarak halkınıza Dünya Savaşı'nı kazanıp faşizmi, kötülüğü ve gaddarlığı yenmenin hediyesi olarak verebileceğim pek az şey var.
And I-I'm... I don't know how to do this thing that you do where you make me feel like crap and there are no words coming out of your mouth.
Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama ağzından tek bir kelime çıkmamasına rağmen kendimi berbat hissetmeme neden oluyorsun.
And there are a lot of people in this state that have some backward views on gays.
Yine bu bölgede eşcinseller hakkında geri kalmış görüşlere sahip birçok insan var.
In this job there are good guys and there are bad guys.
Bu işte iyiler ve kötüler var.
Well, it's a big promotion, and there are other benefits.
Bu büyük bir terfi ve başka avantajları da var.
And there are other ways to do good in the world.
Dünyada iyi işler yapmanın başka yolları da var.
And there are the cops outside of our house, Donnie.
Ve evimizin önünde polisler var Donnie.
And you said yourself there are things that you did in your past that you're not proud of.
Ve sen kendin söyledin, senin de geçmişinde gurur duymadığın şeyler var.
There are no women like you, and you know that.
Senin gibi biri yok, bunu biliyorsun.
And we'll be admitting you all back into the flock now that there are no feelings between you and Hazel any more.
Bundan sonra hepimiz Hazel ile aranda bir şey kalmadığını kabul edeceğiz.
Chuck, Ernie, and Arturo are there for you.
Chuck, Ernie ve Arturo sizin için burada.
And now there are allegations that he's taken the LSATs for people.
Mike'ın başkalarının yerine de LSAT'e girdiğine dair iddialar var.
- They said there are rumors of you taking the LSATs for people and they're accusing you of doing that for me.
- Başka insanların yerine LSAT'e girmenle ilgili dedikoduların dolaştığını söylediler ve benim yerime girdiğin gerekçesiyle de seni suçluyorlar.
And somewhere in this building there are 12 people deciding whether or not you're a fraud and you're sitting here doing the exact thing that they're accusing you of.
Ve bu binanın bir yerinde 12 kişi senin sahtekâr olup olmadığına karar vermeye çalışırken sen de burada oturup, seni suçladıkları şeyle meşgul oluyorsun.
I know I'm not a lawyer, but isn't it true that if Mike gets found innocent, there's no double jeopardy, but if a mistrial happens, they might come after him again one day? Yes, Donna, that is true, but Harvey and I are banking that never happens.
Evet, Donna, bu doğru ama Harvey ve ben olmamasını sağlayacağız.
There are about a million things with this wedding that aren't going as planned, and I'm fine with that, but I'm not gonna jinx it by having you see me in my dress.
Bu düğünün ayarlandığı şekliyle gitmemesi için bir milyon tane neden var ve benim bunlarla bir sorunum yok ama beni gelinlikle görme uğursuzluğu bu nedenlerden biri değil.
There are three sleepers in this main room and one in the master bedroom.
Salonda üç yatak odasında ise bir tane uykucumuz var. Vakit az.
I mean, besides no sleep, no sex, and stretch marks the size of Kansas, there are really great things about it.
Ayrıca uyku yok, seks yok ve çatlaklar yanında getirisi olan çok güzel şeyler.
I mean, there are only three pros and, maybe, I can probably think of a hundred cons.
Yani sadece üç tane "istediğim" olabilir ancak muhtemelen yüzlerce "istemediğim" vardır.
But there are whispers that Lady Ambrosia is not a myth, that there's a real woman out there- - takes unwanted children and raises them with the promise of eternal youth.
Hepsi bir dedikodudan ibaret ancak Leydi Ambrosia bir efsane değil dışarıda istenmeyen çocukları alıp, ebedi gençlik sözü verip yetiştiren gerçek bir kadın var.
And we know that, with this process, there are compromises.
İşlerin nasıl yürüdüğünü biliyoruz hepimizin fedakarlık yapması gerekiyor.
It's been some time since freshman English, but I seem to recall that fairy tales about abandonment, death, and witches are supposed to allow children to deal with their fears in symbolic terms, but there's nothing symbolic about this place.
Çocukluğumdan pek şey hatırlamıyorum ancak vazgeçme, ölüm ve cadılar ile ilgili peri masallarını hatırlıyorum amaç temsili terimler aracılığıyla çocukların korkularıyla yüzleşmeleriydi ancak buranın temsili olmakla alâkası yok.
And then there are different pops entirely.
Karşında bambaşka bir babalık duruyor.
There are hundreds of tubes and thousands of terminal points.
Yüzlerce boru girişleri ve binlerce çıkış noktaları var.
All right, there are two wires there- - blue and red.
Orada iki kablo olmalı, mavi ve kırmızı.
But there are things that I did, and I might be done with those things, but I can't promise you that those things are done with me.
Ama yaptığım şeyler var, onlarla da işim bitti ama o şeylerin benimle işlerinin bittiğine dair sana söz veremem.
Look, I know who you are, and if there was something to tell, I'd tell you.
Bak, kim olduğunu biliyorum.
- Yeah, there are thousands of unused and decommissioned satellites circling our heads... space junk.
- Evet, binlerce kullanılmayan ve servis dışı bırakılmış uydular var başımızın üstünde dönüp duruyorlar... uzay çöplüğü.
Ladies and gentlemen, there are any number of pleasures that come with being on the board of directors of Leyland, but none greater than presenting the head, heart, and soul of our school, Dr. Leslie Graham.
Bayanlar ve baylar, Leyland yönetim kurulunun başkanlığına gelmiş çok sayıda onurlu insan bulunmakta,. ama hiçbiri okulumuzun başını, kalbini ve ruhunu temsil eden
The towel and the brushes are in there too.
İçinde havluyla diş fırçası da var.
There's a lot of emotion around, and people are making Dan the face of all this.
Çevrede bir sürü coşku var, insanlar Dan'ı bu coşkuların sesi yapıyorlar.
If you tell me to... there are things that I could find out about that school and how they treated your son.
Bana anlatırsanız o okul ve oğlunuza nasıl davranıldığı hakkında bir şeyler ortaya çıkarabilirim.
There's still bits and pieces that are visible. ( Gasps ) wait.
Hâlâ görünebilir parçalar var. Bekleyin.
And with Derek accidentally dead there are no loose ends.
Ve Derek'in kazara ölümü incelenmeye başlanacak.
You stumble out there and everyone just walks all over you, but here, we just simply take your hand and lift you up because our fuck-ups are just a reminder that we're all human.
Dışarıda sendelersiniz ve herkes üstünüze basıp geçer. Ama burada sadece elinizden tutarız ve sizi kaldırırız. Çünkü bozukluklarımız sadece insan olduğumuzun birer hatırlatıcısıdır.
I don't want to sound like I'm full of myself... but, you know, there are people out there, and in here, in this case, who are interested in taking pictures of celebrities,
Kendimi yüceltmek istemiyorum ama biliyorsunuz, dışarıda ve mevzubahis olay için burada ünlülerin fotoğraflarını çekmek isteyen birileri var.
There are hundreds of open cases on the HSK database, and finding this unsub is going to be like finding a needle in a haystack.
OSK veritabanında yüzlerce çözülmemiş vaka var ve bu şüpheliyi bulmak samanlıkta iğne aramak gibi olacak.
How many truck stops are there between Atlanta and the disposal sites?
Atlanta ile atılma alanları arasında kaç dinlenme tesisi var?
Yeah, look, there are placement errors and hesitation marks.
Evet bak. Iskalama ve duraklama izleri var.
Your mom starts her new job running grandpa's closet company on Monday, and you know how she gets when there are big changes.
Anneniz pazartesi günü dedenizin dolap şirketinin başına geçiyor. Büyük değişiklikler yaşandığında nasıl olduğunu biliyorsunuz.
As expected, your samples didn't prove conclusively there are demons in Purgatory, and they sure as hell don't prove the existence of revenants.
Beklenildiği üzere, örneklerin Araf'ta iblisler olduğunu kesin olarak kanıtlamadı ve tabii ki hortlakların varlığını da kanıtlamıyor.
Do you know... there are cities where the air smells of spices... and women are carried on jeweled chairs?
- Bilir misin baharat kokan ve kadınların mücevherli koltuklarla gezdikleri öyle şehirler var ki.
I mean, there are Dark Ones, and then there is you.
Yani, bir Karanlık Olanlar var bir de sen varsın.
There are always young men and boys who could help us out.
... kazıda bize yardım edebilecek genç adamlar ve çocuklar her zaman bulunur.
Remove the excess and there you are.
- İşte böyle fazlasını süpürün.
And the old woman said, "there are no more Russian soldiers?"
Yaşlı kadın "Artık Rus askerleri yok" dedi.
Well, there's only one of him and all of us, so why are we living like this?
O bir kisi ve biz bunca insanken neden boyle yasiyoruz ki?
The best sororities are the Kappas, Thetas, Alphas, and you're not gonna get in there, so...
En iyi kız kardeşlikler Kappas, Thetas Alphas ve sen bunlara giremeyeceksin. Kesinlikle!
There are two nuclear plant meltdowns and the comms are being disrupted everywhere.
İki nükleer santral eriyor ve iletişim her yerde kesintiye uğruyor.
And people are there.
Orada insanlar var.
It's a gong show up there because of that explosion and you got ferals everywhere, You are gonna have to take point, you ready for that?
O patlamadan dolayı dışarısı kaynıyor ve her yerde vahşiler var öncülük yapman gerekecek, buna hazır mısın?
and there's more 69
and there you go 56
and there you have it 52
and therefore 143
and there i was 26
and there it is 180
and there's 117
and there's this 29
and there it was 64
and there you were 36
and there you go 56
and there you have it 52
and therefore 143
and there i was 26
and there it is 180
and there's 117
and there's this 29
and there it was 64
and there you were 36
and there's nothing 21
and there 292
and there we are 37
and there's a 25
and there you are 57
and there we go 24
and there's something else 41
and there she was 52
and there he is 78
and there were 18
and there 292
and there we are 37
and there's a 25
and there you are 57
and there we go 24
and there's something else 41
and there she was 52
and there he is 78
and there were 18
and there is 20
and there was 39
and there they are 27
and there she is 48
and there he was 70
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
and there was 39
and there they are 27
and there she is 48
and there he was 70
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there are so many 43
there are three 23
there are two 35
there are people here 16
there are more than 22
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there are so many 43
there are three 23
there are two 35
there are people here 16
there are more than 22