And your parents translate Turkish
1,883 parallel translation
And your parents?
Ve ailen?
Because I'd know how you felt when you were 10 and your parents made you leave.
Senin 10 yaşındayken neler hissettiğini ve ailenin seni terk ettiğini bilmeliydim.
And your parents...
Ya ailen...
It must have been... hard for you... to cope with the loss of your brother and your parents'grief.
Senin için ağabeyini kaybetmek ve ailenin yas tutmasıyla başa çıkmak çok zor olmuş olmalı.
- And your parents?
- Ya annen baban?
We'll let you and your parents know what measures the school will take in this matter.
Şimdi sizi bırakıyoruz ve okulun bu konuda ne gibi önlemler alacağını ailenize bildireceğiz. Çıkın dışarı.
Jack, you can't take care of becky and your parents And the patients all at the same time.
Jack, hem Becky'le hem ailenle hem de hastalarınla aynı zamanda ilgilenemezsin.
There's a sweet one of you, JD and your parents
JD ve ailenle çok güzel bir fotoğrafınız var.
And your parents?
Peki ya ailen?
Chief, you do realize your parents have been waiting in your office for an hour and a half.
Alo? Şef, ailenizin bir buçuk saattir ofisinizde beklediğinin farkındasınız değil mi?
A simple ceremony here tomorrow with my parents and your sister, a simple reception at the house...
Her şeyin sade olmasını istedim. Yarın burada kız kardeşin ve benim anne babamla sade bir tören, evde de sade bir tören...
I mean I didn't know about your parents... I asked about uncle and she left without answering me.
Demek istediğim, ailen hakkında bilgim yoktu... Ben baban hakkında konuşunca, bana cevap vermeden gitti.
I told you, I'll go to your parents, if you and your dad catch the fish, your mom cooks the fish and I eat the fish.
Sana söyledim, Ailene gideceğim, Eğer sen ve baban balık tutup, annen pişirecekse bende yiyeceğim.
I want you to go to your parents and I'll meet you there tomorrow.
- Andy, konuşmamız gerek. - Tamam?
Well, I guess between having your parents die and having a gun pointed in your face, this has been a pretty bad week.
Sanırım, ebeveynlerinin ölümü... yüzüne silah dayanması... bu çok kötü bir hafta oldu.
And what about your parents?
Ailen?
I mean, do you think your parents will love you more if you become a career criminal and get shot?
Yani, birilerini vurup, kariyerini bu yönde yaparsan ailenin seni daha çok mu seveceğini düşünüyorsun?
Your boss, Cassidy, is over for dinner with Kyle and my parents.
Patronunuz Cassidy, Kyle ve bizimkilerle yemekte.
I see you self-publishing your novel and moving back in with your parents.
Geleceğinde, kendi kitabını bastırdığını ve ailenin yanına taşındığını görüyorum.
I have no doubt that your parents said the same thing to you... when you listened to my music, Agent Booth. And according to one of your squint reports... a bullet was gouged out of the victim's ass? Mm-hmm.
Şüphesiz, benim müziğimi dinlerken de ailen, aynı şeyleri sana söylüyordu, Ajan Booth.
What that means is that you have to reevaluate who your parents are and what they did.
Bu, ebeveyninin sana yaptıklarını tekrar gözden geçirmelisin anlamına geliyor.
But you have parents of your own, and they love you, and they want you to be with them.
Ama senin kendi ailen var ve seni seviyorlar ve onlarla olmanı istiyorlar.
As a child whose brother had just vanished, and whose parents offered no explanation, I think, you could have been very stressed out even in your dreams.
Ağabeyisi ortadan kaybolmuş ve ailesi hiçbir açıklama yapmamış bir çocuk olarak bence kesinlikle stres altındaydın uykularında bile.
Would you be willing to fly to New Jersey and discuss your relationship with your parents during a brain scan?
New Jersey'e gelip beyin taraması sırasında ailenle olan ilişkini tartışmak ister misin?
Porter, go and chill. I need to talk to your parents anyway.
Zaten ailenle konuşmam gerekiyor.
Your parents and your aunt will get letters in the post.
Senin ailene ve senin de teyzene mektup gönderilecek.
And unless you get your parents to back off - And you start leaving Nelly alone, I hit "send."
Eğer ailelerini geri çekmezseniz ve Nelly'yi rahat bırakmazsanız, "Gönder" e basarım.
And you were just a glimmer of hope... the eyes of your parents.
Ancak sizlere baktığımda... barışı görüyorum.
The School Board will meet and we'll call your parents.
Okul Yönetim Kurulu olarak toplanıp ailenizi olan bitenden haberdar edeceğiz.
Just take one sip, tell us your names and how we can get in touch with your parents.
Bir yudum daha alın, isimlerinizi söyleyin biz de ailelerinize ulaşmaya çalışalım.
- And you said that he gets along with your parents?
- Senin ailenle de iyi geçiniyor mu? - Garip bir şekilde evet.
- Why don't we go inside and we can talk and I'll call your parents and they can come and pick you up, okay?
- Neden içeri geçip konuşmuyoruz? Aileni ararım, seni almaya gelirler, olur mu?
With your parents'opinions, and your, and your friends'opinions,
Ailenin, arkadaşlarının fikirleri elbette her zaman önemlidir.
Add birth or marriage certificates, or official abstracts from state and parish registers for your wife, parents - hers and yours - and grandparents.
Doğum veya evlilik belgelerinizi ekleyin veya devletten aldığınız bir özgeçmiş ve karınız, anne babası ve onların babaları için kiliseden alınmış kayıt belgeleri.
You know, he left a fingerprint on that ransom note that he sent to your parents, and we can match that bite mark on his hand to your teeth.
Ailene gönderdiği fidye notunda parmak izi vardı. Ayrıca elindeki ısırık izini senin dişlerinle eşleştirebiliriz.
And I'll tell my parents you gave me a headband. And that you asked me to lick you down low, at your keyboard.
Babamlara da, bana saç bandı verdiğini ve eğilip, klavyeni yalamamı istediğini söyleyeceğim.
Wasn't Jackson Farnsworth your old college buddy, who was really upset about his divorce so you had to console him instead of going out to dinner with me and my parents?
Bu Jackson Farnsworth boşandığı için morali bozulan ve bu yüzden benimle ve annemlerle yemeğe gitmek yerine onu teselli etmek zorunda kaldığın üniversite arkadaşın değil miydi?
All right, listen. You have five seconds to leave or I'm gonna put you in jail and call your parents.
Tamam, dinle, gitmek için beş dakikan var, gitmezsen seni hapse atarız ve aileni ararız.
No to picking up your parents... and No to going to the food tasting at the club... and also no to ever explaining anything to you!
Her gün gidip aileni almaya hayır. Ve o aptal kulüpte değişik şeyler tatmaya hayır. Ve bir de sana herhangi bir konuda açıklama yapmaya hayır!
Are ye sick and tired of your parents and teachers telling ye what to do all the time?
Ebeveynlerinizin ve öğretmenlerinizin sürekli neler yapacağınızı söylemelerinden bıktınız mı?
How are your parents Dan and Cathy?
- Hey, Jason. Annenle baban, Dan ve Kathy, nasıllar?
And that's gonna involve your parents and lawyers.
Ve bu da aileni ve avukatları da işin içine sokar.
I hate to ask y'all this, since I know it's against your nature, But, do you think that you could distract Erik's parents and his lawyer, sort of irritate them down the hall?
Sizden bunu istemek hoşuma gitmiyor, biliyorum huyunuz değildir ama Erik'in ailesi ile avukatının dikkatini dağıtıp koridordan uzaklaştırabilir misiniz?
People think that with time, you start loving your parents and things work out.
İnsanlar ailelerimizi zamanla sevmeye başlayacağımızı ve her şeyin yoluna gireceğini sanır.
Did you tell your parents? About a million times they had a chance to tell me the truth, and they didn't. Yeah!
Bunu ailene anlattın mı?
I shall expect you to work there each day between nine and eight and then return home to your parents'house at the end of each working day, too exhausted to indulge your new-found passion for promenading and gin.
- Her gün saat 09 : 00 ile 20 : 00 arasında orada çalışmanı ve sonra her iş gününün bitiminde ailenin evine dönmeni bekliyorum, bu sayede yeni edindiğin bu gezinti ve içkiye karşı olan tutkuna kendini kaptırmak için fazla yorgun olacaksın.
But we have to start paying these doctors'bills... or they're gonna go to a collection agency. And then my parents are gonna find out that I'm with child... your child.
Ama bu faturaları ödemeye başlamamız gerekiyor, yoksa ödenmeyen faturalar acentesine gidecek ve annemler de bebek beklediğimi anlayacak.
Just have your parents come in and sign for it.
Sadece ailenin buraya gelip bunu imzalaması lazım.
So, your parents were drunk when they named you, And you shoot bambi?
Ailen sana isim verirken sarhoştu ve sen Bambi'yi mi vurdun?
Well, according to your mother Charlie's parents think she's been smoking pot. And she may have had sex with her ex-boyfriend. And she's making some not very good friends.
Şey, annene göre Charlie'nin ebeveyni, onun kafayı dumanladığını düşünüyor, ve eski erkek arkadaşıyla seks yapmış olabilir ve hala pek iyi... olmadığı arkadaşlarıyla da yapıyor.
Or I gift-wrap this DVD and send it to your parents.
Yada bu dvd yi paketler ailene gönderirim- -
and your daughter 42
and your wife 79
and your father 132
and your point is 28
and your friend 42
and yourself 86
and your brother 50
and your friends 28
and your children 18
and your mother 135
and your wife 79
and your father 132
and your point is 28
and your friend 42
and yourself 86
and your brother 50
and your friends 28
and your children 18
and your mother 135
and yours 281
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your eyes 18
and your hair 20
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your eyes 18
and your hair 20
and your baby 18
and your son 52
and your mom 46
and yours is 17
your parents 205
parents 260
and you 7643
and you know it 1023
and you know 574
and you're welcome 67
and your son 52
and your mom 46
and yours is 17
your parents 205
parents 260
and you 7643
and you know it 1023
and you know 574
and you're welcome 67