English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Call for help

Call for help translate Turkish

815 parallel translation
There's no need to call for help.
Yardım çağırmaya gerek yok.
Let me close the door, or I'll call for help.
Kapıyı kapatmama müsade edin yoksa yardım çağıracağım.
Don't you touch me, or I'll call for help.
Sakın dokunma bana, yoksa imdat diye bağırırım.
- You won't call for help?
- Yardım çağırmayacak mısınız?
- Why don't you call for help?
- Niye imdat diye bağırmıyorsun?
First time I've heard him call for help.
İlk defa yardım istediğini duyuyorum.
Call for help indeed.
Elbette yardım isteyecek.
A lorry driver saw the Signora clim up the embankment and call for help.
Bir kamyon sürücüsü bayanın seti tırmanıp yardım istediğini görmüş.
Lady Penrose lived long enough to drag herself to the church and toll the bell in a frantic effort to call for help.
Bayan Penrose, kendisini kiliseye sürüklemesine ve yardım için çılgınca bir çabayla çanı çalmasına yetecek kadar uzun yaşadı.
I'll call for help.
Yardım çağıracağım.
You'll call for help?
Yardım mı çağıracaksın?
Did you hear anything, any call for help, or scream?
Hiç bir şey duydunuz mu, yardım çağrısı, ya da bir çığlık?
Call for help!
Yardım çağır!
I won't call for help until the fire reaches this floor, and then you'll be far away.
Yangın bu kata çıkmadan yardım çağırmayacağım ve sen o sırada uzaklarda olacaksın.
I think you'd better call for help.
Sanırım yardım çağırsan iyi olur.
Shouldn't we call for help?
Yardım istemeyelim mi?
There is no electricity, no phone, no one within miles, so, no way to call for help.
Elektrik yok. Telefon yok. Yakınlarda kimse yok
I'll call for help!
Yardım çağıracağım!
CALL FOR HELP.
Yardım çağır.
You call for help?
Yardım için mi arayacaksın?
I promise not to call for help.
Yardım çağıracağıma söz veriyorum.
Are you locked up inside there for half an hour without daring to call for help?
Yarım saattir yardım istemeye cesaret edemeden içeride mi bekledin?
Are you gonna get out or do I have to call for help?
Dışarı çıkacak mısın, yoksa yardım çağırayım mı?
On a peaceful motor ride, millionaire Bruce Wayne and his ward, Dick Grayson, have been summoned to Wayne Manor by an urgent but anonymous call for help.
Sakin bir gezinti sırasında, milyoner Bruce Wayne ve koruması, Dick Grayson, gizli ve acil bir çağrı alarak Wayne Manor'a çağrıldılar.
When the people of Latvia rise up and call for help my organisation with all its resources will be right there.
Letonya halkı ayaklanıp, yardım istediğinde organizasyonumuz, bütün kaynaklarıyla onlara yardım edecek.
- l'll call for help with my things.
- Eşyalarım için yardım isteyeceğim.
Even when faced with fire, he doesn't cry or call for help!
Ateşle karşı karşıya kalınca bile, ağlamadı veya yardım çağırmadı.
He didn't call for help, because he knew he could help himself.
Yardım için bağırmadı çünkü kendisini koruyabileceğini biliyordu.
I'll call for help.
Yardım çağıracağım bak.
"... hasten to our call for help...
" yardım çığlığımıza karşılık ver...
So shocked he couldn't even call for help.
O kadar şaşkındı ki yardım bile isteyemiyordu.
As far as the embassy is concerned, you don't exist, so don't call for help.
Elçiliğin endişelendiği durum şudur ; Siz aslında yoksunuz, o yüzden yardım isteyemezsiniz.
I told you to call for help.
Sana yardım aramanı söylemiştim.
Shall we call for help?
Yardım çağıralım mı?
A soul in mortal distress was crying out for help, and a voice within urged him to heed that call.
Ölümcül çileleri olan bir ruh yardım istiyordu diğer bir ses de kendisinin bu sese kulak vermesini istiyordu.
Call on any of the other magazines for help.
Diğer dergilerden de yardım alabilirsin.
I'd call and get some help, we'll find him for you
Ben, Devriye Delaney.
He's grown accustomed to emergency messages like this : a sick baby, a telephone call, a mother's plea for help.
Hasta bir bebek, telefon görüşmeleri, bir annenin yardım çağrısı gibi acil durumlar karşısında hazır bulunmaya alışkın olarak yetişti.
But don't call on me for help as I shall not give it to you.
Ama yardım için beni arama. Çünkü sana yardım etmeyeceğim.
I could pretend to call to the warder for help as I fire.
Ateş ederken gardiyanı çağırıyormuş gibi yapabilirim.
I'll call Baker for help.
Yardım için Baker'ı arayacağım.
My son-in-law is berating me, my daughter is hounding on me day and night, why I didn't call them for help.
Oğlum beni azarladı, kızım gece gündüz beni kışkırtıyor, neden onları çağırmadım diye.
I would come here occasionally, call me for help please.
- Ara sıra bize uğra. Bir şey olursa da ara.
Lacking a posse or a sheriff able to do the job, come to me, we could call on the US Marshal in Santa Fe for help.
Bu işi bir birlik ya da şerif yapabilir, ama bana göre yardım için Santa Fe'deki Birleşik Devletler şerifini çağırabiliriz.
Help me call for him.
Birlikte ona seslenelim.
You realize now it's impossible to call for any help.
Yardım isteme imkanımız kalmadığını fark etmişsindir herhalde?
Don't bother to call out for help because no one passes by here.
Boşuna kimseye seslenme, zira buradan kimse geçmez.
Special Deputy Herman Shulty, the Sheriff's brother-in-law, who was leading a search party through the Wrigley Building has sent out a call for immediate help.
Wrigley Binasını arayan ekiplerin başında bulunan Şerifin kayınbiraderi, özel görevli Herman Shulty acil yardım çağrısında bulundu.
But I'll call on you for help before they do.
Onlar beni öldürmeden önce yardımın için sana seslenirim.
We must call the Police for help.
Yardım için polis çağırmalıyız.
I would also like to remind him that Mr. : Douglas. Did not call for help to rescue his wife.
Ayrıca hatırlatmak isterim ki, Mr.Douglas mağarayı terkederken görüldüğünde bekçi O'nun nerede olduğunu sorana kadar karısını kurtarmak için yardım çağırmamıştır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]