English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Call it

Call it translate Turkish

30,483 parallel translation
Well, I'll call it more of a hesitation.
Daha çok bir tereddüt diyelim.
I'm reading this comic book... I think the young people call it, uh, a graphic novel.
Şu komik dergiyi okuyordum da sanırım gençler buna "çizgi roman" diyorlar.
Call it weakness if you will, but I cannot give myself...
İstersen buna zayıflık diyebilirsin, fakat kendimi kocamdan başka... - Evet, yapabilirsin.
Call it faith, optimism, or stubbornness, the people of Medellín thought they'd seen it all, but they hadn't.
Buna inanç, iyimserlik ya da dik kafalılık deyin. Medellin sakinleri göreceklerinin hepsini gördüklerini sanıyordu.
Call it inter-agency cooperation.
Birimler arası dayanışma diyelim.
I call it Momstein Bar.
Buna annerji barı adını koydum.
- Listen, these messages from your unconscious, from your soul... I mean, call it whatever you will...
Dinle, bu şuursuz mesajlar, ruhsal mesajlar, her ne diyorsan...
- They did not call it off!
- İptal yok!
I'd call it a lot worse.
Ben olsam o kadar dalgaya vurmazdım.
Turn on the strobes and call it in.
Şunu açıp haber ver.
I'm gonna call it in.
Merkeze bildireceğim.
And they call it Pangaea.
Adı Pangaea.
This will tell us if you can use me to do... whatever you call it?
Bu test ilaç için beni kullanıp kullanamayacağınızı mı gösterecek?
Whatever you bastards call it, you still end up in prison.
Sizler buna ne derseniz deyin boyladığınız yer tıpatıp aynıdır.
But let's call it what it really is...
Ama bunun gerçek adını söyleyelim..
But that's why they call it the day of reckoning.
İşte bu yüzden hesap günü olarak derler.
I call it.
Diyorum.
- We have to call it.
- İlan etmeliyiz.
And please don't call it a scam like Frank and Monica.
- Ve lütfen Frank ve Monica gibi dalavere deme.
It's why you have to lie and call it something else.
Başka isim takıp yalan söylemenizin sebebi de bu.
We call it, like, "paint-kart" or "go-balls."
Bunu paint-kart yada go-ball şeklinde söyleyebiliriz.
I prefer to call it a walk of triumph.
- Zafer yürüyüşü demeyi tercih ederim.
Call it a hunch.
İçime doğdu, diyelim.
I call it... an "Everbulb."
Ona "Sonsuz Lamba" diyorum.
Why do people call it "pork"?
Niye domuz demiyorlar?
They call it a Blink Drive.
Sıçrama Sürücüsü adını vermişler.
Call it professional curiosity.
Buna profesyonel merak de.
It's, uh, it's call waiting.
Bekleyen arama varmış.
I'd love it if somebody would call me something cool.
Birisi bana böyle kıyak bir şey söyleseydi, ben severdim.
You know what we want, Gloria, so why don't you call me when you're ready to give it to us.
Ne istediğimizi biliyorsun, Gloria, O yüzden isteklerimizi karşılamaya hazır olduğunda beni ara.
Apparently, they don't like it when you call multiple companies and make them race to pick you up.
Anlaşılan birden fazla kişiyi arayıp senin için yarıştırmanı hoş bulmuyorlarmış.
I am getting a call, maybe it's Zakir.
Hatta biri var belki Zakir'dir.
That man wants to dangle my family before Los Pepes and use my children as bait, and you, who call yourself a man of principle, do nothing about it.
O adam çocuklarımı yem yapıp ailemi Los Pepes'in önüne atmak istiyor ve siz, kendinizi ilkeli olarak tanıtıyor ama hiçbir şey yapmıyorsunuz.
It's a distress call.
Bu bir imdat çağrısı.
When he uses it again, we will call you.
Gemiyi tekrar kullandığında... sizi arayacağız.
Call Hwang Byeong Uk. It must be a face-to-face transfer.
Hwang Byeong Uk'a telefon açıp transferin yüz yüze yapılması gerektiğini söyleyin.
I told you my call sign, it's WQ2YV.
Çağrı kodumu söylemiştim, WQ2YV.
Uh... So if, um... If you need to call your parents or your campers need anyone, um... there's a phone in my office, and you're welcome to use it any time.
Şey, şayet ana babanızı aramanız gerekirse ya da kampçılara biri lazım olursa,... şey ofisimde telefon mevcut, ne zaman olursa olsun kullanabilirsiniz.
Jessie, we can use it to call the spirits of light!
Jessie, onu ışığın ruhlarını çağırmak için kullanabiliriz.
And, uh, the bathroom sink... it just needed a new washer, so don't call your guy.
Bir de banyo lavabosunun contasının değişmesi gerekiyor. Şimdiden söyleyeyim.
We'll call Allied tomorrow to clear it up.
Yarın halletmek için Allied'ı ararız.
It's the right call.
Doğru kararı verdik o kadar.
Call the crime scene guys to come and clean it up.
Olay yeri ekibini ara, temizlesinler.
Sorry, I tried to call Todd and Dirk, but, uh, it went straight to voicemail.
Pardon, Todd'la Dirk'ü aradım ama sesli mesaj çıktı.
Goddamn it, call the whole National Guard!
Milli Muhafız Teşkilatı'nı bile çağır.
Yes, well, it's hard to get a SWAT team together based on one phone call.
Evet, ama tek bir telefon konuşmasıyla özel tim toparlamak zor iş.
They will always be there for them, and I think it was a wake-up call when my dad passed away.
Hep orada olacaklarını, ama babam öldüğünde benim için... bir uyanış oldu.
Did you call an ambulance? - It's on its way.
Ambulans çağırdınız mı?
What if the water brought back something with it? I'm gonna call Baird and see if she can get a sample.
Baird'i arayıp numune alabilir mi diye soracağım.
That call button, it's a call to action.
O çağrı butonu, harekete geçme çağrısı.
- It was trying to do, like, a call...
- Ben de çağrışım yapsın diye...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]