Can't be sure translate Turkish
1,399 parallel translation
- We can't be sure till we go to the planet.
- Gezegene gitmeden emin olamayız.
I can't be sure.
Emin olamıyorum.
If that stuff wasn't real, how can I be sure anything is real?
Hangisini daha çok sevdin askim, erkek olmayi mi kadin olmayi mi?
In the total darkness, the skunks can't be sure which end of the bat is which. So to avoid getting bitten, they roll the bat on the ground to subdue it.
Zifiri karanlıkta kokarcalar yarasanın hangi tarafa doğru baktığını belirleyemez ve ısırılmamak için yavruyu bayıltana kadar yerde yuvarlarlar.
I think there might be a couple of hours left, but I can't be sure.
Hâlâ bir kaç saat olduğunu düşünüyorum, fakat emin olamıyorum.
Even if I got the money, how can I be sure you won't blackmail me again?
Parayı versem bile... tekrar şantaj yapmayacağını nereden bileyim?
If it doesn't burn going down, how can you be sure it's bad for you?
İçerken insanın boğazını yakmıyorsa sizin için nasıl kötü olabilir ki?
Hey, Luka, you can't be in two places at the same time. - Sure, I can!
Hey Luka, aynı anda iki işi yapamazsın.
I mean, sure, they can't all be right, but they can't all be wrong, right?
Yani, hepsi doğru olamaz, ama hepsi yalnış da olamaz, değil mi?
I had to be sure Jessie's condition didn't preclude carrying a child and it doesn't so, yes, I can help you.
Durumunun çocuk taşımaya engel teşkil edip etmeyeceğinden emin olmalıydım. Engel teşkil etmiyor, yani evet size yarım edebilirim.
And, well, a lot of people don't know this about the moray, but you think, you know, "This can't be a tremendously strong animal." I mean, sure, it has a certain amount of strength, but how does it pull a man's face into a cave?
Çoğu insan mürenler hakkında bir şeyi bilmez onun olağanüstü güçlü bir hayvan olabileceğini düşünmez biraz gücü vardır derler ama bir adamın suratını bir mağaraya nasıl çeker?
We can't be sure.
Emin olamayız.
But you can't be too sure,'cause you kids are very crafty these days.
Fakat çok emin olamazsın çünkü siz çocuklar bu günlerde çok kurnazsınız.
You know what, Zita, once you feel your strings twanging with love you'll want to go through fire and water for your beloved, you can be sure of that.
Biliyor musun Zita, iplerinin aşkla tıngırdadığını bir kez hissettiğinde sevgilin için her türlü zorluğu göze alacaksın, bundan emin olabilirsin.
or at one, or two, or maybe four as if there is a moment when we can be sure that we are human
hayatın saat 3'te, ya da 1'de, ya da 2'de, belki de 4'te başladığını ortaya koymak. Ne zaman insan olduğumuzu dakikası dakikasına belirleyebilirmişiz gibi. Kanıt isteyeceksiniz.
How can you be sure you don't?
Bundan nasıl emin olursun?
Well, you can't be sure, can you?
Ama emin olamazsın, değil mi?
But I can't be too sure because... people sitting on a bed to make a baby...
Ama çok da emin olamıyorum. Çünkü bebek yapmak için yatağa giren bir çifti bir kez bile yakından görmedim.
So you can't be sure it's him?
Yani o olduğuna emin olamıyor musunuz?
What ever is going on in there, one thing's for sure : It can't be good.
Orada olanların iyi olduğunu sanmıyorum.
Or maybe more, I can't be sure.
Belki biraz daha sonra, emin değilim.
I can't be sure.
Emin değilim.
And, Well, a lot of people don't know this about the moray, but you think, you know, "This can't be a tremendously strong animal." I mean, sure, it has a certain amount of strength, but how does it pull a man's face into a cave?
Çoğu insan mürenler hakkında bir şeyi bilmez onun olağanüstü güçlü bir hayvan olabileceğini düşünmez biraz gücü vardır derler ama bir adamın suratını bir mağaraya nasıl çeker?
We make sure that if found, it can't be identified.
Bulunduğunda tanımlanamayacağına emin olmamız lazım.
Can't say for sure, but he could be dying.
Emin değilim ama ölüyor olabilir.
- How can we be sure? We don't know this guy.
Bu adamı tanımıyoruz.
Nobody, not one of us, can be sure... it didn't happen exactly the way Ramone Valasquez said it did.
Kimse, ama hiç kimse, olayın kesinlikle Ramone Valasquez'in... anlattığı gibi olmadığından emin olamaz.
I can't be sure that it isn't real this time.
Bu sefer ciddi olup olmadığından emin değilim.
But I can't be sure it's real, which means my duty is to the patient.
Tehditleri gerçekse ve anlatmazsan... Emin olamam. Hastama karşı sorumluluğum var.
We can't be sure who did it.
Kimin yaptığından emin olamayız.
He can't be sure I'm not after the boy too.
O ben değil çok çocuk sonra emin olamaz.
- I can't be sure.
Emin değilim.
Oh, you can't right now? ! I'm sure you'd be happy to go for a walk with Pat!
Eminim Pat'le yürüyüşe çıkmayı çok istersin değil mi?
Ofcourse, I can't be sure.
Ama emin olamıyorum.
Without the lesions, we can't be sure.
Lezyon yoksa emin olamayız.
Well I can't be sure without the x-ray.
Röntgenine bakmadan emin olamam.
However, we can't be sure until we perform a biopsy.
Yine de biyopsi yapmadan emin olamayız. Bu nasıl olacak?
Still, I can't be sure, so it's always good to test.
Yine de emin olamıyorum. Test etmek her zaman iyidir.
You can be sure there wasn't even one mistake in almost 300 cases?
Yaklaşık 300 davada bir tane hata dahi olmadığına emin misin?
- Well, you can't be too sure.
- Emin olamazsın.
Can't be sure.
Emin olamıyorum.
How can you be sure Soren and his followers aren't right?
Soren ve taraftarlarının haksız olduğundan nasıl emin olabilirsin?
But at the moment I can't be sure of anything.
Fakat şu anda hiçbir şeyden emin olamıyorum.
We can be sure they won't agree to our terms.
Emin olabiliriz ki şartlarımıza razı olmayacaklar.
But how can we be sure they won't come after us?
Fakat bizim peşimizden gelmeyeceklerinden nasıl emin olabiliriz?
How can you be so sure I wasn't here yesterday?
Dün burada olmadığıma, nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
We can't be sure about that.
Bundan emin olamayız.
I mean, sure, being single can be lonely sometimes but it's better than being together with someone you don't love or respect.
Bekar olmak bazen yalnızlık anlamına Gelebiliyor ama gerçekten sevmediğin veya saygı duymadığın biriyle ilişki içinde olmaktan iyi.
Any more than you can be sure you won't be hit by a bus.
Size otobüs çarpmayacağından da emin olamazsınız.
You don't know me, and I'm pretty sure it can't be this simple... but I wanted to give you this.
Beni tanımazsınız ve eminim bu o kadar da kolay değil ama bunu size vermek istiyordum.
Well, you can't be so sure.
Öyle düşünmene neden olan şeyi merak ettim.
can't be too careful 48
can't believe it 58
can't be 155
can't be helped 41
can't be done 35
can't believe this 20
be sure 34
sure 38285
surely 971
suresh 61
can't believe it 58
can't be 155
can't be helped 41
can't be done 35
can't believe this 20
be sure 34
sure 38285
surely 971
suresh 61
sure i'm sure 17
sure you can 218
sure you were 30
sure i can 72
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
sure is 153
sure it is 177
sure i do 177
sure you can 218
sure you were 30
sure i can 72
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
sure is 153
sure it is 177
sure i do 177
surely not 99
sure does 54
sure we are 22
sure i am 51
sure thing 785
sure you are 144
sure do 122
sure there is 44
sure i will 32
sure we do 40
sure does 54
sure we are 22
sure i am 51
sure thing 785
sure you are 144
sure do 122
sure there is 44
sure i will 32
sure we do 40
sure he will 16
sure am 51
sure i did 54
sure they are 18
sure he is 30
sure it was 24
sure it does 32
sure he did 23
sure am 51
sure i did 54
sure they are 18
sure he is 30
sure it was 24
sure it does 32
sure he did 23