Climb down translate Turkish
421 parallel translation
We'll climb down the garage and change our clothes in the drainpipe.
Garajdan aşağı tırmanıp,.. .. çatı oluğunda giysilerimizi değiştiririz..
Now climb down here.
Şimdi in aşağı.
Climb down!
İn, hadi!
If I were you, I'd climb down onto the pavement.
Senin yerinde olsam aşağı inerdim.
Cheeta, Tarzan wants you to climb down and get lots of turbans.
Tarzan aşağı inip çok türban getirmeni istiyor.
Climb down from there and get to the fairground.
Oradan inin ve panayır yerine dönün.
Climb down. We'll go look for him.
- Aşağı in, onu aramaya gitmeliyiz.
We'll climb down off his roof and cut his throat for a Christmas present.
Çatısından aşağı inip, Noel hediyesi diye boğazını keseriz.
But I did go tell that boy's Mama where he was, so she could rest easy till the varmints left out and give him a chance to climb down.
Fakat gidip çocuğun annesine haber verdim, böylece annesi o serseriler gidene ve ağaçtan inmesi için bir şans verene kadar rahat edebilirdi.
But I should think any able-bodied man would have the strength to climb down a rope.
Fakat bence gücü yerinde herkes ipten aşağı tırmanma gücüne sahiptir.
We'll climb down today.
Bugün aşağı iniyoruz.
- Climb down.
- Aşağı ineceğiz.
I climb down Mount Akagi.
Dağa tırmanacağım.
Climb down into that pan.
Şu kaba tırman.
- Climb down and identify yourselves.
- İnin ve kim olduğunuzu söyleyin.
I'll climb down and get him.
Aşağıya inip onu yakalayacağım.
Well, why don't you climb down off your soapbox and just shut your mouth?
Sabun kutusundan aşağı inip ağzını kapatsan ne olur?
But we did attract attention. Do you know that a policeman came into the room just as I was about to climb down that pipe?
Polisin odaya girdiğinde borudan inişimi görmeliydin.
Shall we climb down for a look?
Bakmak için aşağı inebilir miyiz?
Get ahold of the rope and climb down.
İpi tut ve aşağıya in.
Climb down!
Aşağıya in!
Though the fact that Herbert's got to climb down is no news to anyone.
Artık Herbert'in mecburen inişe geçeceğini herkes biliyor gerçi.
When we climb down, lift off to 1,000 feet and hover at a safe distance.
Aşağı indiğimizde, 1000 fite yüksel ve güvenli mesafede kal.
Did ye climb down a ladder in the moonlight?
Ay ışığında merdivenden mi indin?
Climb down, Harvey.
Heyecanlanma, Harvey.
So there was a drainpipe going down the wall, and the boy thought, "If I make it across and get hold of that, I'll be able to climb down."
Duvardan aşağı giden bir su borusu varmış, çocuk da eğer ona tutunabilirsem, aşağı inebilirim diye düşünmüş "
Climb down, boys.
Gelin çocuklar.
Climb down, mister.
Aşağı inin bayım.
Climb down, Teo!
Aşağı in, Teo!
Maybe his radio's busted and the son of a bitch is too lazy to climb down and use the phone.
Belki telsiz bozulmuştur... ve orospu çocuğu, aşağı inip telefonu kullanmayacak kadar tembeldir.
You can't climb up that tree on to the balcony, but you sure as hell can climb down.
O ağaçtan balkona tırmanamazsın, ama kesinlikle aşağı inebilirsin.
He'll climb down, when he sobers down.
Ayılınca, aşağı inecektir.
You climb up and get him and hand him down.
Sen yukarı tırmanıp onu al, aşağıya uzat.
I suppose you'd like me to climb up and push him down.
Yukarı çıkıp onu aşağıya ittirmemi bekliyorsun sanırım.
You get a mean guard down on you, unless you got what it takes... you might as well climb up on tier two and jump off.
Acımasız bir gardiyan sana takarsa ve yeterince güçlü değilsen... yapabileceğin tek şey, iki kat tırmanıp, kendini bırakmak olur.
You will swear under oath that you saw both the man and the woman... climb the embankment while the truck rolled down the slope?
Adamla kadının, kamyon yamaçtan yuvarlanırken... seti tırmandıklarına yemin edebilir misiniz?
I heard a tugboat whistle, and right down on top of me... comes a coal barge... so I grab ahold and climb aboard.
Römorkör'ün sirenini duydum, sonrasında tam tepemde bir kömür teknesini gördüm. Ben de ona tutunup güvertesine çıktım.
I'm gonna skin me down to the hide... climb up that ladder, and dive in that tank, right to the bottom.
Derim soyulana kadar yıkanacağım. Şimdi o merdivene tırmanacağım ve tankın dibine kadar ineceğim.
Madame says before the bridge can go down one of your men must swim the moat and climb to her room.
Madam köprü kalkmadan önce adamlarınızdan birinin hendeği geçmesi ve odasına tırmanması gerektiğini söylüyor.
You change, climb out the window and get down to the bus station.
Üstünü değiştirip, pencereden kaçıp, otobüs istasyonuna gideceksin.
Meanwhile, taxes and cost of upkeep continue to climb, while the project remains a park, instead of a final resting place where our dear brothers may lie down at the end of a weary journey.
Bu arada, vergiler ve bakım giderleri artmağa devam ediyor, buna karşın proje park olarak kalıyor, yorucu bir yolculuk sonunda kardeşlerimizin yerleştirilebileceği bir dinlenme yeri olmaktan çıkıyor.
Why don't you put the tailgate down and let him climb in?
Neden kamyonun arka kapağını açıp içeri almıyorsunuz?
Take that examining magistrate, he has only to see a woman and he'll climb over the bench and knock down the defendant just to get his hands on her.
Sorgu yargıcına baksanıza... Kadın görünce mahkemeyi erteliyor.
I want to climb a parallel up to his head... and look at the people down below praying for my battalion.
En tepesine tırmanmak ve aşağıda taburum için dua eden insanlara bakmak istiyorum.
How about going down this side on a rope, and trying to climb the other?
Bu taraftan iple aşağı insek ve karşıya tırmansak nasıl olur?
When I was a child, I would come down and climb a tree... ... and look in your garden.
Çocukken aşağı iner, bir ağaca tırmanır ve sizin bahçenize bakardım.
A difficult climb, 15 miles up and down.
Zor bir yer, 24 kilometre çıkış ve iniş.
Then there's a big clock in the middle of the room and about 12 : 50 you climb up it and then eventually, it strikes 1 and you all run down.
Daha sonra odanın ortasında büyük bir saat vardır ve 12 : 50 civarında ona tırmanırsınız sonunda 1'i vurur ve hepiniz aşağı kaçışırsınız.
I've to climb higher. I'll never fall down.
Ben hep yukarı çıktım, asla düşmeyeceğim.
They'll climb the ladder again, up and down.
Yine merdivene tırmanacaklar, yukarı, aşağı.
Hey, why don't we just call it a climb the way it is and take the escalator down?
Neden bu tırmanışla yetinip aşağıya merdivenle inmiyoruz?
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23