English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Come along then

Come along then translate Turkish

221 parallel translation
Come along then.
Gelin o zaman.
- There's some ladies here for the boat, sir. Come along then, please.
- Burada birkaç bayan daha var efendim.
- Come along then.
- Gidelim haydi.
- Come along then, Flora.
- Hadi gidelim Flora.
Come along then.
Gidelim hadi.
Come along then, come along!
Gelin bakalım o zaman, gelin!
Come along then!
Devam et!
Good, well, come along then.. ladies
Pekala, buraya gelin... bayanlar.
Then come along with me.
O zaman benimle gel.
Then I'm just what the doctor ordered. Come along.
Öyleyse ben tam aradığın kişiyim.
Come along then. Get out.
Haydi, öyleyse.
Well, come along, then.
Haydi anlat.
They expect a boy, and get his name all picked out, and then you come along.
Erkek çocuk bekliyorlarmış, ismini bile koymuşlar. Ama siz doğmuşsunuz.
[Singing] We come home, we come home some of us are gone some of us are lost but we are friends our blood is on the earth together someday, someday we shall meet again farewell and then at quarter to 6 in the morning on november 7th, 1936 18 years later, 500 of us Germans were walking through the Madrid streets on our way to fight the fascist swine along the Manzanares river.
Eve geldik, eve geldik bazılarımız yok bazılarımız kayıp ama bizler dostuz kanımız toprağa birlikte aktı birgün, birgün tekrar kavuşacağız Veda ve sonra 7 Kasım 1936'da sabah saat altıya çeyrek kala 18 yıl sonra, bizim taraftan 500 tane Alman Madrid sokaklarında yolumuzdaki faşist domuzlarla savaşmak için Manzanares Nehri Boyunca yürüyorlar.
Then somebody else would have come along to take care of Zachetti for you.
Belki birini de Zachetti'nin icabına bakması için ayarlamışsındır.
And then she'd come along like school was out... and everything else was just a stone you sailed at the sea.
Ve sonra okuldan yeni çıkmış gibi geliverir ve diğer her şey denize bıraktığın bir taş gibi olurdu.
Then we won't do anything to him. Come along.
Öyleyse biz de ona hiçbir şey yapmayız.
Then a few years ago, along come an epidemic.
Sonra birkaç yıl boyunca bir salgın hastalık oldu.
Come along, then.
Gel o zaman.
And then you come along and you're good and fine, and everything that Ed could never hope to be.
ve sonra sen geldin. Doğru ve iyi bir adamsın... ve şu Ed'in bir daha gelmemesini diledim.
Come along, then.
Gelin öyleyse.
Well, then you come along, and you shoot him... and heaven's will is done and destiny fulfilled.
Sen geldin. Onu vurdun. Tanrı'nın iradesi yerine geldi ; kaderi gerçekleşti.
Then these Comanches come along and the chief took me for his son.
Sonra Comancheler geldi ve şefi beni oğlu ilan etti.
Then to crown it all, you get cold feet and come running along here to hide, bringing the wretched child with you.
Ve senin de paçaların tutuştu ve o zavallı çocuğu yanına alarak buraya saklanmaya geldin.
Come along, then.
Gelin o zaman.
Then come along, and I'll put some hot food into you right away.
Öyleyse gel, sana hemen biraz sıcak yiyecek koyayım.
Come along, then.
- Gel o zaman.
Come along, then.
Haydi gel, öyleyse.
Then, he'd better come along, we can talk in the car.
O zaman o da gelsin arabada konuşuruz.
Well, come along, then.
Öyleyse gelin.
Then a couple of new fellas will come along.
Sonra birkaç yeni şovmen daha ortaya çıkacak.
Then she come along, started seeing'im on the sly.
Sonra o kaltak ortaya çıktı ve gizlice onunla görüşmeye başladı.
One day some pretty little thing will come along and then...
Güzel, dört gözle bekliyorum. Sevgilim, ben geldim.
All right, you come along, then.
Peki, sen de gel.
Then when the pirates come along, they fall in.
Korsanlar geldiğinde içine düşerler.
What, we do all the work, then you come along to rake in the dough?
O işi geçeceksin. Biz işimizi bitirelim, ardından gelip parsayı götürebilirsin.
Then, I come along.
O zaman ben de seninle geleyim.
And then some more soldiers come along and tried to stick me in the arm.
Sonra birkaç asker daha geldi ve koluma iğne yapmaya çalıştılar.
- All right, then, come along!
- Pekâlâ, kalkın artık!
Come along, then.
Gelin bakalım.
Yes, yes, well, come along, then.
Evet, evet gel öyleyse.
Minding own business. Then white Long Knives come along and attack peaceful Indian.
Sonra Uzun Bıçaklılar çıkageldi ve barışçı kızılderililere saldırdı.
Come along, then, Job.
Gelin, o zaman, Job.
Come along, then.
Gel, hadi.
Then come along.
O hâlde benimle gel.
Funny, huh? Then I come along.
Komik, ben sonuncusuyum.
But then you come along, and take my last sigh from me.
Ama sen gelip son ahımı alıyorsun.
You come along and keep me company... and then, since you're already there... he can take a little peek at you, too.
Benimle gelip arkadaş olursun. Ve gelmişken sen de muayene olursun.
Come along. Hold out your arm... then it'll all be over.
Haydi ama, kolunu uzat, sonra hepsi bitecek.
Come along, then.
Hadi gelin bayım.
But she would throw her eyes to heaven, and then she would hug me and laugh when I told her she made the finest jam in the entire world, and that one day a prince would come along and taste her jam and carry her off to a castle of solid gold.
Ama o gözlerini yukarı kaydırır dünyanın en güzel reçelini yaptığını ve bir gün bir prensin gelip reçelini tadarak onu som altından şatosuna götüreceğini söylediğimde bana sarılıp gülerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]