Could you translate Turkish
180,229 parallel translation
Could you do that? - I...
Sen bildirir misin?
Could you get my jacket?
Ceketimi getirebilir misin?
All right, if I get him there, could you talk me through it?
Pekala, onu oraya götürürsem bana anlatacak mısın?
How could you tell?
Nereden anladın?
Could you get us our weed? "
Otumuzu verir misin? "
- Could you hold on? Would you hold on?
- Biraz hatta bekler misin?
How could you rat me out?
Ortağımsın. Beni nasıl gammazlarsın?
How could you bring him here?
Onu nasıl buraya getirirsin?
Papa, how could you?
Baba, nasıl yapabildin?
Could you knock, please?
Kapıyı çalar mısın lütfen?
Get-get... Alba, could you...?
Gi-git Alba'yı bul, olur mu?
Could you stop interrupting me?
- Eğer sadede gelirsen...
How could you do this?
Bunu nasıl yapabildin?
How could you do such a thing?
Nasıl böyle bir şey yapabildin?
I never could have done what you did.
Ben sizin yaptığınızı asla yapamazdım.
You could bleed out.
Kan kaybından ölebilirsin.
And I said, "I don't know how he could have broken it playing Ping-Pong," but, you know...
Pinpon oynarken nasıl kırdığını bilmiyorum dedim.
- I could just walk you right in there...
- Sizi oraya götürebilirim.
Glad you guys could make it on such short notice.
Bu kadar kısa sürede gelebilmenize sevindim.
Do you think it could get in here?
Sence içeri girebilir mi?
Yeah, but you are killing people, and Bryan could die because of you.
Evet, fakat sen insanları öldürüyorsun,... ve Bryan senin yüzünden ölebilir.
You could cause an arterial bleed or... or a million other variables, all of them leading to death.
Atardamar kanaması yapabilirsiniz,... ya da milyonlarca seçenek var. ... hepsi hastayı ölüme götürür.
How could I not hate you for that?
Bunun için senden nasıl nefret etmem?
- No one could love you.
- Seni kimse sevemez.
which I paid for, by the way... so you could wipe butts and play Mommy and Me in the park.
Bu arada parasını ben ödemiştim. Sen popo temizleyip parkta "Annem ve Ben" oynayabilesin diye mi?
Uh, my best guess is, you could probably use both.
En iyi tahminle ikisini de kullanacaksın sanırım.
Frank, I'm scared... about what this could do to you.
Frank, başına bir şey gelecek diye korkuyorum.
Could it be because you were the one who lost him in the first place?
En başında onu kaybeden sen olduğun için... olabilir mi?
How could I ever be mad at you?
Sana nasıl kızabilirim ki?
You know, we could pick up Evie together, open a bottle of wine at Carlo's just like old times.
Evie'yi beraber alabiliriz bu akşam, eski zamanlarda olduğu gibi Carlo'da bir şişe şarap açarız.
You know, dead or not, Marina could have been a little more specific.
Ölü olsun olmasın Marina'nın daha belirgin bir şey söylemesi gerekirdi.
We were hoping you could fill us in.
Geri kalanını anlatmanızı umuyorduk.
Wish we could help you out.
Keşke yardımcı olabilseydik.
We were hoping you could shed some light on an incident Kong hoshi had with Finn.
Kong Hoshi ve Finn arasında geçen olaylara ışık tutabileceğini umuyorduk.
Did he share with you how much money he thought we could make if we only aimed bigger?
Sadece büyük kitleyi hedeflersek ne kadar para kazanabileceğini paylaştı mı?
So... your parents are safe and they just wanted to see if I could spend a little time with you guys while this whole thing gets sorted.
Yani... Aileniz güvende ve tüm bu olan biten çözülürken sizinle biraz vakit geçirsem nasıI olur diye görmek istediler.
Listen, I was just... I had this thought that maybe if you had a couple spare minutes, you could give'em a call and let them know that you fled the country and left them with a total stranger, you stupid, selfish monsters!
Düşündüm de eğer birkaç dakika boş vaktin olursa onları arayıp ülkeyi terk ettiğinizi ve tamamen bir yabancıyla baş başa bırakıldıklarını söyleyebilirsin.
I wish I could bash you.
Keşke suratına bir tane patlatabilsem.
I just was hoping that you could come over here and... wreak havoc on my insides.
Buraya gelip içimi dışıma çıkartmanı isterdim.
I guess I could stay, you know, if you guys need me.
Evet, sanırım ben kalabilirim. Tabii eğer bana ihtiyacınız varsa.
Hey, so glad you could make it.
Sonunda gelebildiğine sevindim.
Mm-hmm. You could also actually knock. Yeah.
- Kapıyı gerçekten tıklayabilirdin.
I think if we... you just gave me a second, we could...
Bana bir kaç saniye verirsen...
- I could pay you $ 500 to make out with me?
-... benimle öpüşmen için 500 $ verseydim?
Well, you could tell everybody you tackled a school shooter.
İnsanlara bir okul katliamcısını engellediğini söyleyebilirsin.
If you could tell him anything, what would you say?
Ona şu an bir şey söyleseydin ne derdin?
Whilst Agent Thomas and I have a chat with Mr. Dreyfuss, perhaps you could divine what it was he sought from the Smithsonian.
Ajan Thomas'la ben Bay Dreyfuss'la sohbet ederken siz de belki Smithsonian'dan ne aldığını bulursunuz.
Now, what if you could sever the symbol from the spell?
Peki ya sembolle büyünün bağlantısını kesersek?
Actually, I could really use your help monitoring the situation from here, you know, in case we need any more info on the sigils.
Aslında buradan izleyerek yardım etmen gerek. Semboller hakkında bilgi gerekirse diye.
If only there was somebody around who's been through this before, you know, some kind of mother figure who could help.
Keşke etrafınızda bunları önceden yaşayan biri olsaydı... Bir anne figürü yardımcı olabilir.
I didn't know you could do that.
- Bunu yapacağını hiç düşünmemiştim.
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you excuse me 18
could you help me 76
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you excuse me 18
could you help me 76