Could you tell me translate Turkish
2,777 parallel translation
Ma'am, could you tell me how many companies placed their products in your movie?
Hanımefendi, filminizde kaç tane firmanın ürünlerini kullandığını bana söyler misiniz?
Could you tell me if he has been at the house when I have not been here?
Acaba söyler misin ben yokken de bu eve hiç geldi mi?
If you were to have done it, could you tell me why?
Bir tür fazdır bu
Could you tell me in what circumstances you found your husband?
Kocanızı ne şekilde bulduğunuzu anlatır mısınız?
Okay, could you tell me where else I've been banned from?
Peki, bana yasaklanan diğer bölgeleri de söyleyebilir misin?
Hello, could you tell me if there's a Mr. Jiminy Cricket in Mouthe?
Merhaba, acaba Mouthe'de Jiminy Cricket isimli biri var mı?
Could you tell me about the medicine from the Time Beyond?
Bana Zaman Ötesi'nin ilaçlarından bahseder misin?
Could you tell me where this call is being made from, please?
Bu çağrının nereden yapılmış olduğunu söyleyebilir misiniz, lütfen?
Could you tell me how to get there?
- Oraya nasıl giderim?
You heard me tell them we could had six months.
Onlara 6 ay dayanabileceğimizi söyledim.
I thought you guys could tell me that.
Bunu bana sizin söylemenizi umuyorum.
Could you possibly tell me in your expert opinion... how much do you think it would cost?
Peki bana uzman görüşünüzle ne kadara mal olacağını... -... söyleyebilir misiniz? - Ne?
I bring the revision of the first chapters in my book, and if you could tell me... If I'm going in the right direction, It would be grateful. - Déjemo see it.
Kitabımın ilk bir kaç bölümünün son halini getirdim, merak ettim de belki bana doğru yolda olup olmadığımı söyleyebilirsin.
Maybe you could tell me what you think is going on here.
Belki siz neler olup bittiğini anlatabilirsiniz bana.
So tell me. Are you really willing to die to protect this piece of filth? Honestly, I could care less about him.
Söyle bana bu pisliği korumak için ölmeye değer mi?
You know, it would help if you could tell me what the weapon was made from.
Bu aletin neyden yapıldığını söyleseniz faydası olabilir.
Tell you what. You know what? You could still do something decent here, if you tell me where you took Amy from.
Bakın size ne diyeceğim hala işe yarar bir şey yapabilirsiniz bana Amy'yi nereden aldığınızı söyleyebilirsiniz.
How could you not tell me about this?
Bana nasıl söylemezsin?
Could you please turn down those blimp engines and tell me where you are? !
Şu zeplin motorlarını kapatıp bana nerede olduğunu söyler misin?
I didn't interrupt my day just so you could kiss my ass. Then let me tell you why you did.
Şimdi, menüye bir bak, çünkü açlıktan ölüyorum.
- How could you not tell me?
- Bana nasıl söylemezsin?
I was hoping you could tell me.
Ben de senin söyleyeceğini umuyordum.
What does it matter? Could tell me all I need to know about you.
- Önemli değil
Well, can you at least tell me this - - if you could do it all over again, would you?
En azından şunu söyle. Her şeye en baştan başlasaydın bir daha yapar mıydın?
You could tell me what kind of shoes you do want to make.
Yapmayı istediğin türde ayakkabıları bana söyleyebilirsin.
I was hoping you could tell me.
Ben de sen biliyorsundur diye umuyordum.
No, I mean, you've already done more for me than I could ever hope to repay, which is why I felt like I needed to tell you face-to-face.
Yani demek istediğim karşılığını ödeyemeceğim kadar çok şey yaptın bile. Bu yüzden seninle yüz yüze konuşmam gerektiğini düşündüm.
Well, you could tell me everything's gonna be okay.
Bana her şeyin yoluna gireceğini söyleyebilirsin.
I said, you could tell me everything's gonna be okay.
Bana her şeyin yoluna gireceğini söyleyebilirsin dedim.
I was wondering what you could tell me about councilman Randall Hess and his involvement with the district attorney.
Encümen Üyesi Randall Hess ve Bölge Savcılığı'na karışması hakkında neler anlatacağını merak ediyorum.
I mean, nothing would make me happier than for you to tell me what I need to know, so I could drive you back to the airport, and you can get on a plane, and you could head to wherever it is you're going.
Bilmem gerekeni söylemenden başka hiçbir şey beni memnun edemez. Böylelikle seni havaalanına bırakırım. Uçağa binersin ve yoluna gidersin.
Could you tell him, from me, to hang in there?
Benim adıma, Rex'e dişini sıkmasını söyleyebilir misin?
Yeah, you could tell people to call me "doctor" around here.
Evet, insanlara söyler misin beni de "doktor" diye çağırsınlar.
I mean... it could mean hundreds of millions of dollars for my client, so... you tell me.
Demek istediğim bu, müvekkilim için yüzlerce milyon dolar olabilir,..
What could you possibly tell me that would excuse her behavior? I'm her daughter.
Davranışına mazeret gösterecek ne söyleyebilirsin ki?
Assuming you're not gay, and those shoes tell me you're not, we could do that thing where we flirt for a few weeks.
Eşcinsel olmadığını varsayarsak ve bu ayakkabıyı saymazsak.
I was just wondering if you could tell me about him.
Sadece bana ondan bahseder misiniz diye merak ediyordum.
And let me tell you something, I-I-I don't like Harry Truman, but when he dropped the bomb, he got the best information he could, he made his decision, and that was that.
Sana bir şey daha söyleyeyim, Harry Truman'ı sevmem fakat bombayı attığı zaman, sahip olabileceği en iyi bilgiye sahipti, kararını verdi ve olan oldu.
You could tell me about yourselves, then go back to drama school and hug some more.
Bana kendini ancak sen anlatabilirsin, öyleyse drama okuluna geri dönüp biraz daha kucaklaş.
My subconscious was trying to tell me you could never get through this without drugs.
İçimden bir ses, bu olayı haplar olmadan atlatamayacağını söylüyordu.
Well, sir instead of me kicking this off, maybe you could tell us the questions
Şey, efendim belki ben bunu iptal etmeden önce sormamız gereken soruları...
You know, you could really help me with this if you would just tell us the sex.
Aslında cinsiyeti söyleyip şu karmaşayı sona erdirebilirsin.
Um, can you tell me where I could look up information on someone, like, scientific papers he might have published, that kind of thing?
Birinin hakkındaki bilgilere, yayınladığı bilimsel makalelere falan nasıl ulaşabilirim?
How could you not tell me, Lupo, hmm?
Bana nasıl söylemezsin, Lupo?
Tell me you don't know about this. - I was gonna talk to them about you, fix it so that you could stay. I
Bundan haberin olmadığını söyle.
What could you have gotten into that was so bad that you couldn't tell me?
Bana söyleyemeyecek kadar nasıl kötü bir şeyin içine girdin?
I was hoping you could tell me.
Ben de senin açıklayabileceğini sanıyordum.
Just I'm at the hospital here I was hoping you could meet me, just want to maybe tell you something I've been thinking about.
Ben burda hastanedeyim de, senin benle buluşabileceğini umuyordum, belki hakkında uzun süredir düşündüğüm sana söyleyebileceğim bir şeyler var.
Could you tell me about your mom?
Bana annenden bahsedebilir misin?
tell me, do you think you could be pregnant?
Sizce hamile olabilir misiniz?
Come on, listen to me, Leo, I could tell, this ain't you ; Just let her go.
Hadi ama, beni dinle Leo, konu seninle ilgili değil, bırak kızı.
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18
could you help me 76
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18
could you help me 76
could you be more specific 57
could you get that 18
could you come in here 19
could you come here 36
could you help me out 17
could you hold on a second 17
could you not 23
could you tell 16
could you imagine 18
could you come with me 29
could you get that 18
could you come in here 19
could you come here 36
could you help me out 17
could you hold on a second 17
could you not 23
could you tell 16
could you imagine 18
could you come with me 29