English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / During the

During the translate Turkish

17,030 parallel translation
His brother said he used to run around bombed-out buildings in London during the Blitz shouting, "Heil Hitler."
Kardeşi, eskiden Londra'daki hava saldırıları sırasında bombalanmış binaların etrafında koşar ve "Yaşa Hitler!" diye bağırırdı, diyor.
This morning we'll see the beginning of an extraordinary case in which question the evidence for the mass killing of Jewish people at Auschwitz during the Second World War.
Bu sabah oldukça sıra dışı bir davanın başlangıcını göreceğiz. Dava... İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz'te,... Yahudilerin toplu katliam yapılarak öldürülmesinin kanıtlarını sorgulayacak.
When the time comes for you to just enjoy yourself sometimes, even during the season I take a weekend and just have fun with my friends.
Kendinizle zevk almanızın zamanı gelince sezon içindeyken bile bir haftasonu sadece arkadaşlarımla eğleniyorum.
He died during the night.
Sabaha çıkamadı.
I realized something during the dance.
Dans sırasında bir şeyin farkına vardım.
You don't want to miss Stephanie singing during the Seventh Inning Stretch.
Stephanie molada şarkı söyleyecek, bunu kaçırmak istemezsiniz.
You know, what's the point in being rich if you don't have help during the holidays?
Eğer bayramda hizmetçiniz yoksa, zengin olmanın manası nedir ki?
We met last summer during the school orientation.
Geçen yıl okul toplantısında karşılaşmıştık.
The cameras shut off during the ceremony.
Merasim sırasında kameralar kapanmış.
You must each choose a second to be your companion and look after your interests during the rituals.
Size refakat edecek ikinci birini seçmeli ve ayin sırasında çıkarlarınızı gözetmelisiniz.
Now, then Lord, he fashioned two great lights, the larger one to shine during the day.
Sonra Tanrı, büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı yarattı.
Now it's fun, but during the campaign...
Şimdi komik geliyor ama kampanya sırasında...
A dog at night, A bird during the day.
Geceleyin bir köpek, gündüz vakitleri bir kuş gibi.
Because the agents on the original cases didn't ask the right questions during their suspect's interview.
Niye ki? Çünkü gerçek davada görevli ajanlar şüpheli sorgulamasında doğru soruları sormadılar.
During the Arrival, two of our Hosts were killed in Dallas.
İşgal sırasında ziyaretçilerimizden ikisi Dallas'ta öldürülmüştü.
Tom's wife was killed during the arrival, and now he lives with his 12-year-old daughter, Fiona, in a house shared with four other families.
Tom'un karısı işgalin ilk günü öldürüldü. Şu an 12 yaşındaki kızı Fiona ile birlikte 4 ailenin kaldığı bir evde yaşıyorlar.
Shot to death during the attempt to commandeer Spearhead.
Spearhead'ı ele geçirmeye çalışırken vuruldunuz.
During the war, Isodyne, along with every other legitimate company in their field, was working towards a successful atomic reaction.
Savaş sırasında Isodyne, alanındaki diğer şirketlerle beraber başarılı bir atomik reaksiyon için çalışıyordu.
Her work put Isodyne on the map during the war.
Savaş sırasında Isodyne onun sayesinde ün kazanmış.
Served in the Philippines during the war.
Savaş sırasında Filipinler'de görev yapmış.
You know, when I was a kid, I learned about sex during the AIDS crisis, you know?
Ben çocukken, seksi AIDS krizi sırasında öğrendim.
It was found during the reconstruction.
Yeniden inşa sırasında bulunmuş
He in charge now. Only one allowed back in the quarters during the workday.
İş gününde odalara sadece onun girme izni var.
Yeah, the caregivers are there during the day, but, you know, nothing's better than family.
Gündüzleri bakıcıları yanında oluyor, ama aile gibisi olmaz.
- No history of alcoholism, but credit card records and surveillance cams suggest that he's been drinking during the day.
- Alkolizm geçmişi yok ama kredi kartı kayıtları ve güvenlik kameralarına göre gündüzleri içiyor.
She must've left during the shift change.
Nöbet değişimi sırasında gitmiş olmalı.
John : He's sleeping in his closet now so that he can touch the walls during the night'cause a tiny, dark closet feels more like home to him than his actual home.
Geceleri, asıl evi gibi hissedebilmek için duvarlara dokunarak uyumak istiyor dolap bölmesinde uyuyor.
John : [Echoing] He's sleeping in his closet now so that he can touch the walls during the night
Dolap bölmesinde uyuyor geceleri duvarlara dokunabilmek için.
Especially when I recall how cowardly he was during the siege.
Özellikle de kuşatma boyunca ne kadar ödlek olduğunu hatırladıkça.
The ability to make fire kept the human race alive during the Ice Age.
Ateş yapabilme yeteneği, insan ırkını Buz Devri sırasında hayatta tutmuştur.
During the afternoons Rippon Street is almost empty.
Rippon Sokak öğle saatlerinde boş olur.
We found an aluminum box, during the dig that time.
Kazı sırasında aliminyum bir kutu bulduk.
During the time-period you're inquiring about.. ... I was in prison for drunk-driving.
Soruşturma devam ederken ben sarhoş araba kullanmaktan hapse girmiştim.
Turns red during the spring time.
İlkbaharda kırmızı renge dönerler.
Especially during the spring.
Özellikle bahar aylarında.
The SSR came on board because a body of water froze during a heat wave.
SSR bu davaya göl sıcak hava dalgası sırasında donduğu için katıldı.
During one of the fights, Romeo ends up getting killed by Juliet's badass cousin, Tybalt.
Bir kavga sırasında Juliet'in belalı kuzeni Tybalt Romeo'yu öldürüyor.
But during our opening fight, this cop, better known as the Prince of Verona, shows up and breaks up the fight.
Ama bizim açılıştaki kavga sahnemizde, Verona Prensi olarak bilinen polis ortaya çıkıp kavgayı ayırıyor.
She blamed the raps for her mother's death during lunch at school, and one of the teachers overheard her.
Okulda yemek yerken annesinin işgalcilerin yüzünden öldüğünü söylemiş. Öğretmenlerinden biri de duymuş.
The SSR came on board because a body of water froze during a heat wave.
SSR bu davaya, göl sıcak hava dalgası sırasında donduğu için katıldı.
Three days later, the FBI rushed in during homeroom, and they interrogated me for 10 hours.
3 gün sonra, FBI sınıfımızı bastı ve 10 saat boyunca beni sorguladılar.
I'm guessing you think it's "Polis" because the "A" and the "R," they burned off during re-entry.
Sanırım iniş sırasında'A've'R'yandığı için "Polis" sanıyorsunuz.
Show no mercy during your hunt for the child, for the Lord is eternally merciful, but He also requires sacrifices.
Çocuğu ararken merhamet göstermeyin, Tanrı'nın merhameti sonsuzdur, ancak O kurbanlar da ister.
Are you going to the bathroom during class?
Ders sırasında tuvalete mi gidiyorsun?
Lisa, it looks like you're the perfect student to look after Nibbles the hamster here during spring break.
Lisa, görünüşe göre bahar tatilinde bu hemstıra bakabilecek tek öğrenci sensin.
Just this morning, the "Financial Journal" reported that Bobby Axelrod may have made much of his considerable fortune by preying on aviation, hotel, and shipping companies when they were most vulnerable, shorting their stock during those early moments after the September 11th terrorist attacks.
Bu sabah Financial Journal, bobby Axelrod'un servetinin önemli kısmını 11 Eylül saldırılarının ilk dakikalarında, en hassas durumda olan havacılık, otelcilik, ve gemicilik sektörlerindeki açığa satılan hisseleri toplayarak elde etmiş olabileceğine dair haberini yayınladı.
Both our countries have the same punishment for spying during wartime, no?
Amerika da savaş zamanı ajanlara aynı cezayı vermiyor mu?
In 1983, Special Agent Bruce P. Mindhorn was captured during a secret operation on the Siberian border.
1983 yılında, Özel Ajan Bruce P. Mindhorn Sibirya sınırındaki... MINDHORN, BRUCE P. MI5 AJANI... gizli bir operasyon sırasında yakalandı.
Some say they swam ashore during a shipwreck in the 16th century.
Bazıları 16. yüzyıldaki bir gemi kazasında kıyıya yüzdüklerini söylüyor.
By then I was already posted in the North-east.. ... and I would only come home during holidays.
Sonrasına Kuzey Doğu'ya atandım ve eve bir tek tatillerde geldim.
He asked her on the beach during a sunset.
Evlilik teklifini kumsalda güneş batarken yaptı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]