Even better translate Turkish
4,041 parallel translation
But I might have found something even better than a print.
Ama bir nüshadan daha iyi bir şey buldum.
Or, even better, get her to say something good, like,
Ya da daha iyisi, güzel bir şeyler söyle.
Well yes, but secretly, which makes it even better.
Evet.Ama gizlice. Böylesi daha iyi olur.
That's an even better idea.
O daha da iyi bir fikirmiş.
Even better.
O da olur.
You look even better.
Daha da yakışıklı oldun.
Even better. Heard you might need some extra on-site testing.
Alanda fazladan elemana ihtiyacınız varmış diye duydum?
Wait. Make it even better, right here.
Şunu da al, daha güzel olsun.
Even better.
Yok, daha da iyisi.
maybe even better. Based on your extensive study.
Geniş çalışmaların sonucunda.
And even better, I have been placed in the earthling's most secret base. [knocking on door]
Ve daha iyisi, dünyanın en gizli üssüne yerleştirildim.
But if there is a hypothetical chance that we could provide a home with two parents who are hypothetically together, then that could be even better hypothetically.
Ama farazi bir şans varsa iki ebeveynli bir ortam sunmanın.. ... ve bu iki kişi farazi olarak birlikte, daha iyilerse farazi olarak.
Excellent win, Ron. Even better loss, Leslie.
Daha da iyi bir mağlubiyet, Leslie.
It's even better than sex!
Seksten bile iyi!
That's even better.
Daha da iyi.
Well, I found an even better way to make some money.
Ben de para kazanmanın daha iyi bir yolunu buldum.
Maybe even better than me.
Belki benden bile iyi.
Yeah, even better.
Evet, hatta daha iyisi.
- OH, EVEN BETTER.
- Daha iyi olur.
- We're out of bread. - Even better.
- Ekmek götürmeyeceğiz.
I'm sure you'll like these even better.
Bunları daha çok seveceğinize eminim.
Oh, even better than money.
Paradan çok daha iyi.
This is turning out to be even better than Vegas!
Vegas'tan bile iyi oluyor bu.
I want our marriage to be even better.
Evliliğimizi daha iyi hale getirmek istiyorum.
Tastes even better on the ground.
Yere inince tadı daha güzel geliyor.
It's even better in zero gravity.
Yerçekimsiz ortamda çok daha iyi oluyor.
But we found something even better.
Ama biz daha iyi bir şey bulduk.
Even better- - he's a wasp.
Onu deliğinden çıkarmak daha da kolay.
The fax you sent me back, confirming that I was on the list. I have even better...
Daha iyisi...
Even better.
Daha da iyi.
Even better.
Ondan da iyisi.
It's even better from the bedroom.
Yatak odasında manzara daha güzel.
Or, no, even better.
Dur dur daha iyisi var.
- Even better.
- Daha iyi.
Friends are great, but there is something even better than friends.
Arkadaşlar iyidir, Ama arkadaşlardan bile daha iyi bir şey var.
Oh, this is even better than when I told my children I'd take them to Disneyland, and they all got chicken pox.
Bu çocuklarıma onları Disneyland'e götüreceğimi söyleyip de onların su çiçeği olmasından daha iyi bir şey.
I wouldn't give in if we lived in even a slightly better world.
Biraz daha iyi bir dünyada yaşasaydık, vazgeçmezdim.
Even better.
- Daha da güzel.
Even if I was comfortable with the idea of him watching over you 24 / 7, which I'm not, something tells me he's got better things to do.
Seni günün 24 saati kolladığı fikrinden ne kadar hoşnut olsam da ki değilim içimden bir ses onun yapacak daha iyi bir işi olduğunu söylüyor.
I'm grateful that I'm a better kicker than Austin Jenner in soccer, even though it's his fault my arm's in a sling.
- Ben, futbolda Austin Jenner dan daha iyi şut çekiyorum.
You'd better check the batteries in your hearing aid, because that's not even a word.
İşitme cihazını kontrol etsen iyi olur Coggins, öyle bir kelime yok.
And now we're connected through something even bigger and better than that.
Ve artık daha büyük ve daha iyi bir şeyle birbirimize bağlıyız.
I will never feel better until I get even.
Ödeşene kadar kendimi asla iyi hissetmeyeceğim.
You know the irony is, you won't even find a better lawyer than me.
Esas ironi ne biliyor musun, benden daha iyi bir avukat bulamazsın.
Even better.
Daha da iyisi.
You're gonna tell me that the medication makes me feel better, and that's why I don't think I need it anymore, even though I still do.
O ilacın bana kendimi daha iyi hissettirdiğini söyleyeceksin. Ama ona ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. Hâlâ kullanıyor olsam da.
Even though the boys are better at science. "
Erkekler bilim dallarında daha iyiyken kızlara hitap ediyor. "
I think they're a lot better than nothing. even this may be enough firepower to blind them all at once.
Hiç yoktan iyidir. İkmal odasında hâlâ 7 tane 3-4 metrelik dev olsa da bu ateş gücüyle hepsini bir seferde kör etmek imkansız değil.
We'd better had, or we won't even get past the front door.
Bulsak iyi olur aksi taktirde ön kapıdan bile giremeyiz.
Don't even think that you can do Connery better than me.
Sakın Connery benden daha iyi yapabilir diye düşünme.
Even better!
Daha iyi!
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
better than me 42
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better than what 22
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
better than me 42
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better than what 22
better than nothing 32
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25
better than 39
better get going 29
better be careful 25
better and better 18
better still 66
better not 94
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25
better than 39
better get going 29
better be careful 25
better and better 18
better still 66
better not 94
better than okay 22
better than that 75
better yet 239
better go 43
better idea 20
better now 93
better be good 17
better hurry up 22
better be 31
better hurry 60
better than that 75
better yet 239
better go 43
better idea 20
better now 93
better be good 17
better hurry up 22
better be 31
better hurry 60