Everything is different translate Turkish
204 parallel translation
Even if it hurts you, everything is different now.
Seni incitmiş olabilirim ama şimdi her şey daha farklı durumda.
Since yesterday, everything is different.
- Dünden beri herşey farklı.
In here, everything is different.
Burada her şey farklı.
What do you plan to do now that everything is different?
Bir planın falan var mı, yani durumu biliyorsun.
But everything is different now.
Ama herşey şimdi farklı.
I think that one day people will start saying their houses, their factory, their streets their country, are all theirs but everything is different not necessarily worse
Bence bir gün insanlar evlerinin, fabrikalarının, sokaklarının ülkelerinin kendilerine ait olduğunu ama her şeyin, kötü yönde olmasa da. ... değiştiğini söyleyecekler.
Everything is different now.
Artık her şey farklı.
Now everything is different.
Artık her şey farklı.
Everything is different now.
Şu anki herşey gibi.
- Ma, everything is different.
- Anne, her şey değişiyor.
Change nothing so that everything is different.
Hiçbir şey değişmediğinden artık her şey daha farklı.
But now everything is different. You changed that, and you can't change it back.
Sen değiştirdin ve şimdi eski haline getiremezsin.
Today everything is different.
Bugün her şey farklı.
You never listen to me, everything is different now.
Beni hiç dinlemiyorsun, her şey farklı şimdi.
And beyond that ocean everything is different, my uncle says.
Ve okyanusun ötesinde her şey farklıymış, amcam öyle diyor.
Everything is different now.
Şimdi herşey daha farklı.
Everything is different since we are here.
Burda herşey eskisinden farklı.
Everything is different. Different guy.
Bu kez farklı, başka bir katil.
Everything is different.
Her şey çok farklı.
And after everything is different for you.
Ama sonra her şey sizin için farklıdır.
No, everything is different.
Hayır, herşey farklı.
Remember, everything is different now.
Artık herşey çok farklı.
Then, suddenly, we wake up one day and everything is different.
sonra, birden, bir gün uyandığımızda her şey farklıydı.
The first thing, as in the inner solar system, is diversity - "My Lord, everything is different."
Güneş sisteminin içiyle ilgili insanın ilk aklına gelen şey "Tanrım, her şey çok farklı" demek oluyor.
'The first thing you notice is everything is different.'
İnsanın dikkatini ilk çeken şey, her şeyin farklı olduğuydu.
Everything is different now.
Her şey değişti.
How far it seems, how different everything is.
O zamanlarla bu zamanlar arasında dağlar kadar fark var.
Everything is going to be different now.
Artık her şey farklı olacak. Beyaz bir sayfa açıyorum.
Everything is new and different.
Her şey yeni ve farklıdır.
Winter, dined with different people, everything is in order.
Sen gün boyunca bu işle ilgilendin. Her şeyin yolunda olduğuna emin misin?
Everything is so different in my country
Benim ülkemdeki her şey buradakinden çok farklı.
When a person has a relative like Tosun Pasha, everything is becoming different! Hah!
İnsanın Paşa akrabası olunca, tabi başka türlü oluyor.
Right over there, across the river, everything is completely different.
Orada, nehrin diğer yakasında her şey tamamen farklı.
Why is everything so different now?
Niçin hiçbir şey eskisi gibi değil?
The police were smart. They denied everything, which is fine because now they can't hurt us. But the mother's a different matter.
Poliste sorun yok, herşeyi yalanlıyorlar, bize sorun çıkaramazlar.
Everything's supposed to be different than what it is.
Şu anda olan bütün bu şeylerin başka türlü olması gerekir.
You know what it's like when everything is suddenly different?
Herşey birden değişir, bilir misin?
I mean, Jews, everything about them is different.
Yani, Yahudiler, onlarla ilgili her şey farklı.
You don't need that now. Everything is different.
Bütün hayatım boyunca stereo olarak ağabeyim ve babamın ne kadar aptal olduğumu söylemelerini dinledim.
That explains why everything here is the same, but different.
Neden her şeyin aynı ama farklı olduğunu açıklar.
It's the same sky you've always seen, but everything... is different.
Her zaman gördüğün aynı gökyüzü. Fakat herşey farklı...
Why is everything different?
Neden her şey farklı?
Everything you did is different than what would have happened... if you would have never gotten out of that warehouse.
Düşünsene! O depodan çıkmasaydın her şey daha değişik olacaktı.
Everything already is different, Serge.
Her şey zaten çok farklı, Serge.
Everything is gonna be different.
Her şey değişmiş olacak.
Everything is gonna be different.
Her şey bambaşka olacak.
Anyway, I know that you're interviewing with a lot of different stations and everything but there is this little empty place by the river.
Bir sürü kanalla görüşmeler yaptığını biliyorum. Ama nehir kenarında boş bir yer var.
Everything is so different!
Her şey çok farklı!
Everything is so different!
Herşey çok farklı!
Everything is so different.
Her şey çok değişti.
It is, but if things go as planned, everything can be different.
Öyledir ama herşey planlandığı gibi giderse herşey farklı olabilir.
everything is fine 327
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is possible 23
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything is connected 30
everything is here 16
everything is all right 69
everything is in place 17
everything is in order 42
everything is going to be okay 28
everything is 92
everything is cool 20
everything is under control 52
everything is connected 30
everything is here 16
everything is all right 69
everything is in place 17
everything is in order 42
everything is going to be okay 28
everything is 92
everything is cool 20
everything is under control 52