English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For which

For which translate Turkish

15,180 parallel translation
But yeah, she wound up marrying Steve Nunan, captain of the soccer team, for which I was the mascot.
Maskotluğunu yaptığım futbol takımının kaptanı Steve Nunan'la evlenmişti.
China provides 40 % of the bailout, the IMF provides another 40 % and a consortium of American and Chinese energy companies tackles the remaining 20 %, in exchange for which they get drilling rights.
Kurtarma paketinin % 40'ını Çin, diğer % 40'ını IMF karşılayacak. Kalan % 20'yi ise Amerikan ve Çin enerji şirketlerinden oluşan bir konsorsiyum üstlenecek. Karşılık olarak sondaj hakları alacaklar.
" Men from Missouri... who fought under Anderson... it is not because of the robberies for which they are accused.
Anderson'un komutasında savaşan Missouri'li erkekler soygun yüzünden suçlanmıyorlar.
Which is why the Hidden One is drawing monsters to Sleepy Hollow... so he can use their power for himself.
Saklı Kalan bu yüzden canavarları Sleepy Hollow'a sürüklüyor... güçlerini ele geçirmek için.
He doesn't remember much, which is probably for the best.
Fazla bir şey hatırlamaması, daha iyi.
I am clean and sober... and that small amount of heroin I recently did did not affect my ability to listen and respond, if you want to talk about what's going on, which for fuck's sake, I, uh,
Temizim ve kullanmıyorum. Geçenlerde kullandığım küçük dozdaki eroin dinleme ve yanıt verme kabiliyetimi etkilemedi. Eğer ne olup bitiyor konuşmak istiyorsan ki umarım istiyorsundur.
I left it that he would provide yams for my lube which I may or may not sell to Brianna.
Brianna'ya satacağım ya da satmayacağım kayganlaştırıcılar için tatlı patatesi sorduktan sonra ayrıldım.
Which means she might have been covering for him.
O zaman onun için yalan söylüyor olabilir.
Payton, I know about your relationship with Tracy Lassin, which compromises your alibi for the night of the murder.
Payton, cinayet gecesi barda olduğunu söyleyen Tracy Lassin ile ilişkin olduğunu biliyorum.
And which one do you work for?
- Hiçbirine.
Which is why I choose not to work for him.
Ben bu yüzden onun için çalışmak istemiyorum.
Which is why I will do whatever it takes to keep him away from her, even if it means rejoining the firm... for now.
Bu yüzden, onu Alice'ten uzak tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Bu firmayla yeniden iş yapmamı gerektirse bile. Şimdilik.
Which would make a perfect front for the Kensington Firm.
Bu onu Kensington Firması'nın yüzü yapmak için çok iyi bir sebep.
- Which I hear is due for a resurgence.
- Şehir canlanıyormuş diye duydum.
In addition to the usual plastic plates, which sell for five euro, we were thinking of something more refined.
5 avroya satılan plastik tabaklara ek olarak daha kibar bir şey de düşünüyoruz.
No one loves me, which is why I am prepared for every kind of vileness, from everyone.
Kimse sevmiyor beni. Bu yüzden hazırlıklıyım herhangi birinden gelecek her tür kötülüğe.
Revenues from religious taxes, which our bishops and dioceses depend on for their survival, have declined, tourist visits to the Vatican have declined, greatly reducing the influx of funds to Vatican City.
Piskoposların ve bölgelerinin geçimini sağlayan dini vergi gelirleri azaldı. Vatikan'a turist ziyaretleri de Vatikan Şehri'nin kaynak akışıyla beraber büyük ölçüde azaldı.
Bloomberg, line two for you, Except for CNN, which you guys don't want.
CNN dışında tabii, onları da siz istemiyorsunuz.
Now, this is considered a direct response to E Corps unpopular program, which would lower their daily cash withdrawal allowances for customers to $ 50.
Bunun E Corp'un tepki toplayan programına karşı cevap olduğu düşünülüyor. Bu program kapsamında müşterilerin günlük para çekme limiti 50 dolarla sınırlandırılmıştı.
The ones responsible for his execution, which I was forced to watch.
Benim izlemeye zorlandığım ölümüyle sorumlu olanlar.
Here which, for all we know, could be the bloody beast the prophecy said would end us!
Burada hangi bildiğimiz tüm kanlı canavar olabilir. Kehanet bize son vereceklerini söyledi!
Which works for me.
Bana uyar.
And, lord Jesus, thank you for this bacon, which, at times, can be a little salty.
İsa efendimiz, şimdi biraz tuzlu da olsa bu pastırmalar için teşekkür ederiz.
After the death of his father in five year's time, Per Degaton unleashes the Armageddon Virus, which decimates the world's population, leaving it ripe for conquest.
Babasının beş sene içerisinde gerçekleşek olan ölümünden sonra Per Degaton, dünyanın nüfüsunu kırıp geçirerek, onu ele geçirilmeye haızr hale getirecek Armageddon Virüsü'nü yayacak.
In fact, the virus, which wasn't supposed to be unleashed upon the world for another five years...
Aslına bakarsanız, bir beş sene daha dünyaya yayılmayacak olan virüsün...
Which is why I'm offering you a gift... for your sacrifice.
Bu yüzden fedakarlıkların için sana bir hediye sunuyorum.
First, I had to photocopy, and alphabetize, all of the W2s for the new guards, which I then had to fax to some chick named Heather at MCC and then some other chick named Tonya at the BOP,
Önce yeni gelen gardiyanların ücret raporlarını fotokopiledim ve alfabetik olarak dizdim. Sonra da bu raporu yönetimde Heather adında bir kıza yollamak zorunda kaldım. Bu da yetmedi, Hapishane İşleri'ndeki Tanya adındaki bir kıza daha yolladım.
Which won't be used in medical treatments for another 70 years.
Bu ilaç önümüzdeki 70 yıl boyunca kullanılmayacak.
It's not uncommon for criminal posses such as Mr. Stillwater's to sack and pillage towns which they find uncooperative.
Bay Stillwater gibi suçlu serserilerin gelip böyle kasabaları yağmalaması nadir rastlanan bir durum değildir.
Which is more than can be said for the rest of us.
Biz fazla rahat edemeyeceğiz ama.
Which for us is always.
Bizim için her zaman öyledir hem.
Which is why I'm going to have to apologize for my friends.
Bu yüzden arkadaşlarımın yapacakları için özür dilemek istiyorum.
I have no skeletons in my closet, which is more than can be said for you nasty little humans.
Benim hiçbir gizli saklım yok. Siz aşağılık insanlar içinse aynısını söylemek mümkün değil.
I mean, it's a long story, but I survived, which is more than can be said for my Armani.
Neyse, uzun hikaye ama atlattım. Armani'm içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Which you helpfully delivered to me for my perusal.
İncelemem için yardımsever şekilde bana vermiştiniz hani?
The reason we came for the loan in the first place was because Richie lost $ 90,000 of our company's money in Las Vegas, which he then tried to blame on me.
Size borç için gelmemizin sebebi... Richie'nin Las Vegas'ta şirketin 90 bin dolarını kaybetmiş olması. - Bunu da benim üzerime yıkmaya çalıştı.
"The Bits may be short on experience, but they more than make up for it with swagger and the fucking music, which, let's face it, is what it's all about."
"Bits'in tecrübesi az olabilir ama havalarıyla ve müzikleriyle bunu fazlasıyla telafi ediyorlar ve kabul edelim önemli olan tek şey bu."
Found underneath the baby's car seat, which is the last place we'd look for drugs if we pulled her over.
Bebeğin araba koltuğunun altında bulundu. Kadının aracını kenara çekseydik, uyuşturucu arayacağımız son yer orası olurdu.
The Captain gave Mike a pass for his run-in with you, which means I get one, too, because you're so toxic.
Bu da demektir ki beni de bağışlıyor. Çünkü sen öylesine zehirlisin. - Evet.
Which father would Greetje rather have for Robbie?
Greetje Robbie'ye kim babalık etsin ister sence?
I'd also like to state for the record my personal debt with Mr Noonan which currently stands at £ 325.
Ayrıca kayıtlara girmesi için, Bay Noonan'a toplam 325 £ kişisel borcum olduğunu belirtirim.
A fancy place like this keeps really tidy records, and all sheets and other sort of linens are accounted for, which means that the killer brought the sheets with him.
Böyle şık bır yer çok detaylı kayıt tutuyor ve eksık çarşaf ya da örtü yok, yanı katıl çarşafları yanında getırmış.
Which is funny because I been lookin'for you.
Çok ilginç çünkü ben de seni arıyordum.
No one is ever brought to trial for the murder of Jesse's half brother, which, again, gives Jesse a reason to seek his own justice.
Jesse'nin üvey kardeşinin cinayeti ile ilgili olarak kimse yargılanmadı. Artık Jesse'nin kendi adaletini uygulaması için bir sebep daha vardı.
Billy the Kid found the one thing that he was good at, which was killing other people, and he got a lot of attention for it and he embraced it.
Billy the Kid çok iyi olduğu bir alan bulmuştu. Diğer insanları öldürmek. Dikkatini bu alana yöneltti ve benimsedi.
There are certain energies, certain spells, which are far too powerful for one magician alone.
Tek bir sihirbaz için çok güçlü olan bazı belirli enerjiler, büyüler var.
Which means that part of us together is over... for good.
Bu da demek oluyor ki ; bu noktada birlikteliğimizin bitmiş olması yararımıza oldu.
And she'd always make me break the news, which was hard, you know, for a ten-year-old, but at least she was around.
Ve ayrılık haberini her zaman bana verdirirdi ki bildiğin gibi on yaşındaki bir çocuk için zor bir durumdu, ama en azından ortalıktaydı.
Which is more than can be said for the lot of you.
Ki bu çoğunuz için söyleyebileceğimden daha fazlası.
Now... which of these should we use for the receiver?
Şimdi bunların hangisini alıcı olarak kullanmalıyız?
These babies will put you in juvenile detention till your 18th birthday, which I'm guessin is gonna take several long years for you, so you want to do yourself a favor and tell me who gave you that shit?
Buradaki bebekler seni 18. yaş gününe kadar ıslah evine tıkar, ki bence bu senin için birkaç yıl daha sürecektir ondan dolayı kendine bir iyilik yap ve bunları sana kimin verdiğini söyle?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]