Front and back translate Turkish
867 parallel translation
Have him stabbed front and back and in the side!
Önden, arkadan ve yandan bıçaklansın!
- Front and back, Mac.
- Sakin ol bakalım, Asker.
- Only the front and back doors.
- Sadece ön ve arka kapı.
We got that whole stable covered, front and back.
Adamlarımı ahırın hem önüne, hem arkasına yerleştirdim.
Front and back.
İki tarafından da vurulmuş.
Get around to the side where you can see front and back.
Yan tarafa geç, oradan önü de arkayı da görebilirsin.
In the front and back bumpers.
Ön ve arka tamponlarında.
Outside, front and back.
- Dışarı. Ön ve arka.
Moreover, she asked to be tattooed on both her front and back!
Ayrıca, hem önüne hem de sırtına dövme yapmamı söyledi.
Front and back follow one another.
Ön ve arka biri diğerini takip eder.
Boxed in, Hogger - out of track front and back.
- Sıkışıp kaldık, Hogger - Önde de arkada da raylar tıkalı.
Uh... I'm going back to the front lines tomorrow and I was wondering... You look beautiful.
Yarın ön sıralara geri döneceğim de merak ediyordum...
Miss Barkley, permit me to present to you my friend and war brother Lt. Henry. He has just returned back from the front.
Bayan Barkley, izin verirseniz size, dostum ve savaş kardeşim yüzbaşı Henry'yi tanıtmak istiyorum.
All you have to do is go and talk to those men in the front... while I let Baby out the back.
Dinle. Tek yapman gereken ben Bebeği dışarı çıkarırken onlarla ön tarafta konuşmak. İpi bana ver.
So, you draw down on the last turkey here, and then the next one, see? Kind of coming from back to front.
Bu yüzden önce en sondakini vurursun sonra hemen önündekini arkadan öne doğru gelirsin.
With Cemetery back in our hands and Sickles'front restored but...
Cemetery'yi aldık, Sickles cephesi kuruldu ama...
It's a great thing to sit back in an armchair... and watch the world go by in front of you.
Koltuğa güzelce yayılıp dünyanın gözünüzün önünden geçişini izlemek harika bir duygu.
I start to figure maybe they won't take me... and some cold sweat runs down the middle of my back, and my head begins to buzz... and everything in the middle of the room begins to swim... and I get black spots in front of my eyes... and they say I've got high blood pressure again.
Belki de beni hiç almayacaklarını anlamaya başlarım ve sırtımdan aşağı soğuk terler akarken, beynim çınlamaya başlar ve odanın ortasındaki her şey havada yüzerken gözüm kararmaya başlar ve gene tansiyonumun yükseldiğini söylerler.
Then I could sit in back and sort it, instead of sitting up in front staring into the overcast.
Yağmurlu, kasvetli havalarda yolculuk etmek yerine arkamıza yaslanır otururduk ve iş hallolurdu.
Well, I guess I better get back up front and give Bullets a hand.
Sanırım öne gidip Bullet'e yardım etsem iyi olacak.
And when I come back it'll be through the front door, Julia.
Ve geri döndüğümde ön kapıdan gireceğim Julia.
Then I was supposed to drop back a step, turn and join Ellie in the front pew.
Sonra bir adım geri atmalı ve ön sırada bulunan Elli'ye katılmalıydım.
That night in front of the nurses'quarters and then again at the pier I forgot for the moment why we split up but you reminded me, and the trouble came charging back.
O gece, hemşireler evinin önünde, sonra yine iskelede bir an için neden ayrıldığımızı unutmuştum ama hatırlattın, meselenin ne olduğunu bir anda anladım.
There's a front moving in but you ought to have time to get there and back.
Gelecek bir tugay var ama gidip gelecek zamanın var.
She'll be back of the curtain singing, and I'll be in front...
O perdenin arkasında şarkı söylüyor olacak, ve ben de önünde...
When you walk and walk through the woods and then suddenly they dangle a General in front of you like magic, and you know it's only for this once, you can't turn your back on'em.
Ormanda onca yürüdünüz sonra bir sihir gibi önünüze bir general çıkardılar bunun bir kereliğine olduğunu da biliyorsunuz arkanızı dönüp gidemezsiniz.
Throw some flares out in the front and put some in the back there!
Öne ve arkaya birkaç işaret koyun!
We're all driving together, but there's a front seat, a back seat and a window in between.
Hep birlikte gidiyoruz, ama ön koltuk var, arka koltuk var..... ve arada cam var.
There's a front seat and a back seat and a window in between.
Ön koltuk var, arka koltuk var..... ve aralarında cam var.
There was a kid in the front seat with a lollipop, a kid in the back seat with a lollipop and a dog. And good evening.
Ön koltukta elinde lolipop olan bir çocuk vardı,... arka koltukta da elinde lolipop olan bir çocuk ve bir de köpek.
Step back behind the white line and face front.
Beyaz çizginin arkasına geçin ve yüzünüzü öne dönün.
No more pussyfooting', no more holding'hands... and squeaking'that front porch swing back and forth.
Artık korkak korkak yürümek, el ele tutuşmak ve verandadaki salıncağı ileri geri gıcırdatmak yok.
I'm supposed to go back to the front in ten days, and if I go, she'll be alone.
On gün içinde cepheye dönmem lazım ve gidersem eşim yalnız kalacak.
I'll get me some men and help move the shoe department back front.
Ayakkabı reyonunu öne taşımama yardım edecek bir kaç adam tutacağım.
That's for sure! Here we stand in this crummy little shop, with the whole world out in front of us, with anything to wish for that we want, and you just stay on my back...!
Önümüzde tüm dünya dururken biz burada süprüntülerle dolu bu küçük dükkanda ayakta dikiliyoruz istediğimiz her şeyi dileme hakkımız varken senin tek yaptığın arkamda dikilmek!
I will go to the front to have a look and get back soon
Ben cepheye bir göz atıp tekrar döneceğim.
You are. I want a system of stooges covering this compound from front to back, checking every goon in and out.
Sen. Bu tesisi önden arkaya kavrayacak, içeride ve dışarıda her gorili kontrol edecek bir emir - komuta sistemi istiyorum.
They've even got eight musket men, four in front and four in back, with their matches burning.
4 tanesi önlerinde ve 4 tanesi arkalarında olmak üzere 8 tane de tüfekli adamları var.
There's only one door, in the front, and no back door.
Sadece önde bir kapı var, arkada yok.
Next three ladies, front and centre! Hold the wagons back!
Diğer üç hanım, ileri ortaya çıksın!
Stand back from the doors, please, and face the front of the car.
Kapılardan çekilin ve yüzünüzü ön tarafa dönün, lütfen.
The man in front had his hands on her chest, and she was kicking her legs up and down because the man in back was trying to tickle her and he kept on laughing!
Öndeki adamın elleri kızın göğsündeydi, ve kız bacaklarını yukarı aşağı sallayıp duruyordu, çünkü arkadaki adam kızı gıdıklamaya çalışıyorken, adam da kahkahalar atmaya devam ediyordu!
Liangtong, you deal with them from the front And I'll bring my men to attack from the back
Liang tong, sen önden saldır bende arkayı tutarım
When you're finished there... you can help me by pulling... this painfully barbed savage's arrow... first by snipping the head off in the back... and then pulling it from the front, quickly so that it doesn't hurt me.
İşin bitince barbarların şu acı veren okunu çıkarmama yardımcı olabilirsin. Önce sırtımdaki ucunu kes sonra da önden hızlıca çek ki canım çok yanmasın.
All right, now listen... there's a front door that way, back door that way, and some windows.
Pekala, şimdi dinle... şu tarafta ön kapı var, şurada arka kapı ve pencereler.
One in front and one back here.
Bir önde bir arkada.
I was in front and you were behind with a gun in my back.
Ben öndeydim, sen de arkada sırtıma silah dayamıştın.
Chief Hong, there's no one at the back And no one in the front
Şef Hong, burda kimse yok etraftada yoklar
I tattooed a Mountain Witch on her back, and a Kintaro groping for a nipple in front!
Sırtına bir Dağ Cadısı önüne ise göğsünü elleyen bir Kintaro çizdim.
I pulled them up to here and they covered the back and the front.
Buraya kadar çekmiştim, hem arkayı, hem önü örtüyordu.
the front, the back, the top and the bottom.
önü, arkası, üstü ve altı.
front and center 56
and back 42
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
and back 42
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to school 26
back in business 17
back soon 22
back to square one 51
back door 80
back in 260
back in the day 245
back me up on this 16
back home 188
back to school 26
back in business 17
back soon 22
back to square one 51
back door 80
back in 260
back in the day 245
back me up on this 16