English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grab

Grab translate Turkish

21,817 parallel translation
I'm just gonna just grab... grab some coffee.
Önce bir kahve alayım.
Grab a drink.
İçki de al.
- Yep. - Lila, grab your coat, sweetie.
Lila, paltonu al, tatlım.
We were just paid for a smash-and-grab job.
Kap kaç işi için tutulduk sadece.
I knew we'd be divided, undermined, kept in the dark, so I have been clawing for as much power as I can possibly grab to keep a modicum of control over any of this.
Bölüneceğimizi, umursanmayacağımızı ve bilgisiz bırakılacağımızı biliyordum. Ben de biraz olsun kontrolü elimde tutabilmek için yapabildiğim kadar güç edinmeye çalıştım.
I just needed a place to stay for a minute, but I'm gonna grab my stuff and I'm gonna go now.
Bir süreliğine kalacak bir yer gerekiyordu. Eşyalarımı alıp hemen gideceğim.
Male announcer : So grab a friend and make some plans.
Bir arkadaş bul kendine ve plan yap.
- Okay, well, I'm gonna grab a coffee.
Ben bir kahve alacağım.
Well, when she comes back down here, can you let her know that Dan ran out to grab more milk? I'll be back in, like, ten minutes.
Tamam, buraya gelirse ona Dan'in dışarıya süt almaya gittiğini on dakikada burada olacağını söyler misiniz?
- Okay, um, I need some gauze or, like, grab some toilet paper, and I need some pliers.
Gaz bezi lazım bana veya birazcık tuvalet kağıdı. Bir de kerpeten lazım.
- Actually, do you want to grab some breakfast?
Kahvaltı etmek ister misin?
- Yes. Hey, guys, can I grab a ride?
Merhaba, beni de alır mısınız?
- Kev, grab our cleaning shit.
- Kev, temizlik malzemelerini al.
- Okay. Liam, grab my ankles.
Liam, bileklerimi tut.
Okay, I'm gonna grab the others and we'll start searching where you scripted the sine curves of the sound waves.
- Tamam, ben gidip diğerlerini getireyim ses dalgalarının sinüs eğrilerini kodladığın yerde aramaya başlayalım.
Knockout gas gives us 30 minutes to get into the vault, crack it, grab the scepter and exit.
Bayıltma gazı, bize kasaya girip, kırmak ve kral asasını alıp çıkmak için 30 dakika verir.
I'm grab us some, uh, guac and chips.
Gidip bize biraz meze ve cips alayım.
Grab your toothbrush.
Diş fırçanı unutma.
Let's grab your lunch.
Yemeğini alalım.
And although Primus is very suave and has the most charming yacht, I really need him to grab the bull by the horns before I start taking out my urges on the staff!
Primus çok tatlı dilli ve çok fiyakalı bir de yatı var ama, ben dürtülerimi eşyalarla geçiştirmeye başlamadan önce boğayı boynuzlarından tutsa iyi olur.
You know, we could go grab some coffee?
Kahve almaya gidelim mi? Yürüyüşe çıkarız hem?
Well, grab a beer.
Bir bira alın.
So maybe we could grab dinner some time.
Yani, belki beraber yemek yeriz.
- I'll grab a cooler.
- Soğutucuyu alayım.
I'm gonna go grab a quick shower before I take off.
- Gitmeden duşa gireceğim. - Tamam.
I'll grab the alley.
Ben sokağa bakarım.
I'm gonna grab some air and I'll try her again.
Çıkıp biraz hava alayım. Tekrar ulaşmayı deneyeyim.
- Come on. Let's go and grab a coffee.
- Gel bir kahve içelim.
I'm going to grab a smoke.
Sigara içeceğim ben.
I just gotta go grab my jacket.
Nasıl gidiyor? İyi. Gidip ceketimi almam lazım.
You guys all good while I go grab a salad?
Salata almaya gitsem sorun olur mu?
Plenty of neighborhoods to grab somebody from. Feed at your leisure.
Açlığını gidermek, boş zaman öldürmek için avlanmaya müsait bolca komşu da var.
Let's grab Caroline and Alaric and get the hell out of here.
Hadi Caroline ve Alaric'i de alıp gidelim burdan.
Did you grab those scented candles?
Mum mu getirdin?
Technically, she only needs two, but grab the third in case the surgery goes awry.
Teknik olarak sadece iki tane lazım ama olur da ameliyatta bir terslik olur diye üçüncüyü de al.
Yeah, don't grab your phone, make any sudden movements.
Telefonunu almaya çalışma, ani hareketler yapma.
All you have to do is jump into your biplane and pilot it toward this ramp, where you'll make an immediate impossible ascent to the top of that tower, where Drella will grab onto the wing and you'll swerve out of the soundstage and into the open sky.
Tek yapman gereken uçağına atlamak ve bu doğrultuda pilotluk yapmak. Kulenin tepesine imkansıza yakın bir tırmanış yaptığından dolayı da Drella uçağın kanadına tutunacak ve platonun dışından geniş gökyüzüne birden direksiyon kıracaksınız.
You know what, honey, um, why don't you grab your coat and I'll drop you at home before work?
Bak ne diyeceğim tatlım... ceketini al da işe giderken seni eve bırakayım.
Hey, you mind if I grab a beer?
Bir bira alsam olur mu?
Grab the pork and go.
Domuzu al ve git.
Well, I'm free the rest of the night if you want to grab a drink or something.
Gecenin geri kalanında boşum, birşeyler içmek ister misin?
Come on, grab a bottle of champagne in the fridge.
Dolaptan bir şampanya getir.
Hell, let's grab a cup of coffee sometime, Mani-pedis.
Ne olmuş arada bir kahve içip, manikür-pedikür yaptıralım.
I would say let's grab a coffee, but I actually have my hands full right now.
Kahve içmeye gidelim derdim ama şu an işim başımdan aşkın.
Hey, I don't know if you have plans, but, uh, we could grab a bite.
Hey, plânın var mı bilmiyorum ama bir ısırık alabiliriz.
It's not gonna be an easy smash and grab.
Bu iş kap kaç kadar kolay olmayacak.
Looks like everybody's here and, uh, Sue's still breathing, so grab any seat you want and let's get our Stalin on.
Görünüşe göre herkes burada ve Sue hala hayatta istediğiniz bir yere oturun da Stalin'e başlayalım.
Um, let's grab a cup of tea.
Gidip birer fincan çay alalım.
Do want to grab a burger?
Hamburger yemeye gidelim mi?
Okay. Grab a pencil.
Tamam. bir kalem kap.
All right, grab your laptop.
Pekala kap dizüstünü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]