English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He'll do it

He'll do it translate Turkish

974 parallel translation
Oh, he's not my Team Leader anymore. I'll just ask Kang Woo to do it for us.
Artık şef olmadığına göre Kang Woo abiden bunu yapmasını isteyeceğim.
He can take his old show and put it where it'll do him the most good!
Gösteriye tamam dedi, uygun bir araya sıkıştıracakmış öyle mi?
If he tells me to do it, I'll get a new lawyer.
Taraftar olursa işten atılır.
Of course, when a fellow wants to ditch a girl he'll do most anything... providing it doesn't land him back in the chain gang... where he probably belongs.
Elbette, bir adam bir kızı başından atmak istediğinde, elinden gelen her şeyi yapar tabi bu onu, muhtemelen ait olduğu pranga kampına geri göndermediği sürece.
If you promise not to do it, I'll pay you as much as he will.
Ona söylemeyeceğine söz verirsen, ben de sana onun kadar para veririm.
He'll do it beautifully.
O başının çaresine bakar.
He died fighting for Ireland to be free and every man here should do the same thing and I'll do it when my time is called, and so will King Gypo.
İrlanda'nın bağımsızlığı için savaştı ve buradaki herkes de aynı şeyi yapmalıdır ve vakti geldiğinde ben de aynı şeyi yapacağım, Kral Gypo da yapacaktır.
Don't do it, he'll kill you.
Sakın yapma, seni öldürür.
- Maybe he'll do it too.
Belki gene de yapar.
Harris out at Watford, says he'll do it cheaper than they will in town.
Watford'taki Harris buradakilerden daha ucuza yapacağını söyledi.
It'll get the little gangster before he can do more harm than this.
O haydut bir başkasına daha zarar vermeden yakalanacak.
He'll do it for me.
Benim için yapar.
He's in for 10 years, and I know what it'll do to him.
10 yıl hapis yatacak, bunun onu ne hale getireceğini biliyorum.
He'll do it too. He'll laugh at them.
Onlara gülecektir.
You just tell Lennie what to do and he'll do it.
Sen Lennie'e istediğin işi söyle.
That's more than I'd ask for... but it will do no harm for your son to learn the ways of the white man. And you may be sure he'll have the best treatment that we can offer.
Bu benim istediğimden de fazlası Oğluna hiç bir zarar gelmeyecek ve bunun yanında beyazların yaşama biçimini de öğrenecek.Ve emin ol ki bu bizim en iyi anlaşmamız olacak.
He'll do it for you.
Senin için yapar.
He'll do, then. But it's beyond me to say why.
Ama bu zaman alır.
He'll do it all right if you keep after him.
Ona göz kulak olursan, başarır.
I say he'll do it, and he will.
Ben diyeceğim ve o yapacak!
How do you know he'll give it to you?
Size vereceğini nereden biliyorsunuz?
It takes time, but he'll do it.
Biraz zaman alıyor, ama bunu bulacağını söylüyor.
He won't quit till he's got me and he'll kill you both to do it.
Onlar beni öldürmek için buradalar. Sizi de öldürebilirler.
If he do bleed, I'll gild the faces of the grooms withal, for it must seem their guilt.
Kanı akıyorsa hala, alır sürerim uşakların suratlarına. Onların suçlu görülmesi gerek.
Just a minute and he'll do it.
Sadece bir dakika, yapacak.
Leave it, he'll do it.
Bırak onu, o halleder.
If he doesn't do it now he'll make it from under a table.
Şimdi yapmazsa, bir masanın altında yapacak.
He'll do it again.
Tekrar yapacaktır.
He'll do it.
Bunu yapacaktır.
He'll sweat, but he'll do it.
Terleyecektir, ama yapacaktır.
He'll let us do it. What's the matter with you?
Denememize izin verecek.
I don't know what I'll do yet but I'll see to it he never finds me.
Daha ne yapacağımı bilmiyorum. Ama beni bir daha bulamamanı sağlayacağım.
That means he'll do it before the relief column gets here.
Bunun anlamı, destek kıtası buraya gelmeden, o bunu yapacak.
Think he'll do it?
Bunu yapacağını düşünüyormusun?
You know, I think he'll do it.
Biliyor musun, bence başaracak.
When it'll no longer do what he wants it to do, he grows to hate it.
Artık daha fazla yapmak istemediklerinde, ondan nefret etmeye başlarlar.
It just shows you what a boy can do if he'll work at it.
İnsanın başı nasıl belaya giriyormuş, gör işte.
And he'll do it too.
Ve kırdıda.
Mostly, if you let the horse alone, he'll do it right.
doğru yapacaktır.
Only way he'll do it.
Yapmasının tek yolu bu.
He'll never do it in 80 days.
Asla 80 günde yapamayacak.
I bet he'll still do it, in spite of that holdup.
Bence adam kaçırma olayına rağmen yine de unutur.
He'll do it for you, you know that.
Bunu senin için yapar biliyorsun.
He'll never do it.
Asla yapamayacak.
Well, a chap can't pick the way he'll die, or we'd all do better at it.
İnsanlar nasıl öleceklerini bilemez, elimizden geleni yaparız sadece.
Lucas stole my money and he'll do it again.
Lucas paramı çaldı.
He'll do it!
Yapacağım!
He'll do it very well.
Çok iyi becerir.
- He'll never do it.
- Asla başaramaz.
If anybody in this world can give them the slip, he'll do it.
Bu dünyada onlara papucu ters giydirecek biri varsa odur.
I'll admit it's nice, but maybe he'd really like to get out of here and do a little something for himself.
Güzel bir şey ama belki çıkıp kendisi bir şeyler yapmak ister.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]