English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He saved your life

He saved your life translate Turkish

172 parallel translation
Don't you realize he saved your life?
Hayatını kurtardığının farkında değil misin?
I'm sure he's a wonderful boy and if he saved your life we must certainly be grateful to him and do everything to make his life as comfortable and as happy as possible.
Harika biri olduğundan eminim ve seni hayatını kurtardıysa tabbi ki ona minnettar olmalı ve hayatını olabildiğince rahat ve mutlu kılacak her şeyi yapmalıyız.
- He saved your life, lady.
- Sizin hayatınızı kurtardı o.
He saved your life!
O senin hayatını kurtardı!
He saved your life.
O hayatını kurtardı.
He saved your life and you don't remember.
Hayatını kurtardı ve sen hatırlamıyorsun.
- He saved your life.
- Hayatını kurtardı.
He saved your life?
Senin hayatını mı kurtardı?
He saved your life, didn't he?
O senin hayatını kurtardı, değil mi?
Brother, he saved your life
Abi, o senin hayatını kurtarmıştı!
He saved your life?
Sizin hayatınızı o mu kurtardı?
That happened last night, when he saved your life.
Dün akşam senin hayatını kurtarırken oldu.
I think he saved your life.
Hayatını kurtardı.
- He saved your life.
Hayatını kurtardı.
- Miles, he saved your life.
- Miles, hayatını kurtardı.
And John here, he saved your life.
Ve John burada, hayatını kurtardı.
He saved your life?
Hayatını mı kurtardı?
He saved your life, Max.
O senin hayatını kurtardı, Max.
He saved your life again.
Yine senin hayatını kurtardı.
We know he saved your life.
Onun, senin yaşamını kurtardığını biliyoruz.
He saved your life, Meichen.
O senin hayatını kurtardı, Meichen.
Max Evans changed you when he saved your life.
- Max Evan, hayatını kurtardığında seni degiştirdi.
He saved your life.
Hayatını kurtardı.
I MEAN, HE SAVED YOUR LIFE, TOOK YOU IN, HE'S PUTTING YOU THROUGH SCHOOL,
Hayatını kurtardı, seni yanına aldı, okulda kalmanı sağladı.
Lana, I know he saved your life, but I don't think that was his intention.
Lana, Hayatını kurtardığını biliyorum, Ama niyetinin bu olduğunu sanmıyorum,
He saved your life, sir.
Hayatınızı kurtardı, efendim.
Yeah, he saved your life.
Evet, o hayatını kurtardı.
Hey... He saved your life.
Hayatını kurtardı.
He saved your life.
Senin hayatını kurtardı.
You just like to pull people's eyes out and their teeth and fingernails and piss on them. He saved your life!
Hayır, hayır, sadece gözlerini çıkardınız, dişlerini ve tırnaklarını söktünüz ve üzerlerine işediniz.
He saved your life.
Hayatını kurtarmıştı!
- He saved your life!
- O senin hayatını kurtardı!
He saved your life, right?
Hayatını kurtaran bir dost, tamam mı?
- Boone saved your life, didn't he?
-... hayatınızı kurtarmıştı, değil mi?
He just saved your life, Billy.
Az önce senin hayatını kurtardı, Billy.
But he's Fu Hung-hsueh... who saved your master's life
Ama o efendinizin hayatını... kurtaran Fu Hung-hsueh'dir
I know that he once saved your life.
Senin hayatını kurtarmış olduğunu biliyorum
He's the one who saved your life?
Hayatını mı kurtarmış?
He has already saved your life.
Hayatını kurtaran odur..
Dr. Rock not only saved your brother's life, he saved his leg.
Dr. Rock, yalnızca kardeşinin hayatını kurtarmadı, bacağını da kurtardı.
You live with an old tailor who saved your life in Poland... and he desperately needs your rent money to live.
Polonya'da hayatını kurtaran yaşIı bir terziyle yaşıyorsun. Hayatta kalmak için, kira vermeni bekliyor.
- He may have saved your life.
Hayatını ona borçlu olabilirsin.
He saved your life.
O seni kurtardı.
Hey, your old man's all right. He just saved your life.
Hey baban biraz önce hayatını kurtardı.
But he was especially the donor who saved your father's life
Ama O babanın hayatını kurtaran kanı veren adam.
He just saved your life.
Az önce hayatını kurtardı.
He just saved your life.
Biraz önce hayatını kurtardı.
Arnaut, he saved the life of one of your men.
Ben İskoçum. Adamlarından birinin hayatını kurtardı. - İskoçsun demek.
- I think he just saved your life.
- Ben o sadece hayatını kurtardı düşünüyorum.
He may have saved your sons life.
Oğlunun hayatını o kurtarmış olabilir.
I believe that he saved my life more than once, and I believe that he saved yours when you made the decision to remove your arm.
Benim hayatımı çoğu kez kurtardığına, ve seninkini de kolunu kesmeye karar verdiğinde kurtardığına inanıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]