English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He saved you

He saved you translate Turkish

390 parallel translation
Don't you realize he saved your life?
Hayatını kurtardığının farkında değil misin?
- Well, he saved you a lot.
- Sana bir hayli para kazandırmış.
It means either you saved his life, or he saved yours, or both.
Ya sen onun hayatını veya o seninkini kurtardı ya da her ikisi.
He saved your life and you don't remember.
Hayatını kurtardı ve sen hatırlamıyorsun.
He saved you too.
Seni de kurtardı.
We were attacked in the hospital. He saved you.
Hastanede bize saldırdıklarında hayatını o kurtardı.
And he waded in there with a lead pipe and he saved your ass and now you're going to deny him over his dead body?
Tony imdadına yetişip senin hayatını kurtarmıştı. Adam öldükten sonra, onu tanımadığını mı söylüyorsun?
- He saved you.
- O sizi kurtardı.
He saved you, right?
Seni kurtardı, değil mi?
You don't know he saved the princess's life during the war?
Babanızın, savaş sırasında Prensesin hayatını kurtardığını bilmiyor musunuz?
If your husband had saved for you some of the love he lavished on carburetors...
Eğer kocan karbüratörlere duyduğu sevginin bir kısmını sana harcamış olsaydı...
He saved my life, did you know that?
O benim hayatımı kurtardı, bunu biliyor muydun?
He respects you. lf you want it, Raj can be saved ls Raj not at home?
Sana saygı duyuyor. Eğer sen istersen Raj kurtulabilir. - Evde değil mi?
I wouldn't crowd him. He's pretty sore. Figures you could've saved Gigi's hand.
Ben olsam onun başını ağrıtmazdım Keşke Gigi'nin elini kurtarsaydın.
You've saved every letter he wrote as...
Yolladığı her mektubu sakladın...
Is it not enough to know that he has saved you from the Pharaoh's anger?
Seni Firavun'un öfkesinden kurtardığını bilmek yetmez mi?
It was not he who saved you just now.
Az önce seni kurtaran o değildi.
Jake. you saved his life. he wouldn't kill you.
Jake, Onun hayatını kurtardın, Seni öldürmeyecektir.
Without a doctor, how do you know he couldn't have been saved?
Doktorunuz yoksa kurtarılamayacağını nasıl biliyordun?
Blaisdell saved you from that lynch mob and he could've killed you that night in the French Palace.
O, gece Blaisdell senin hayatını kurtardı, eğer O gelmeseydi, French Palace'da seni linç edeceklerdi
He has saved a lot of girls like you.
Senin gibi pek çok kızı kurtardı.
If he is saved, you will be protected, too.
Eğer o kurtarılmış olursa, sen de kurtarılmış olacaksın.
I shared the popular belief that you can only execute a man once, and if you screw up, he's saved.
... bir insanın sadece bir kez infaz edilebileceğine,.. ... beceremezseniz kurtulmuş olacağına inananlardandım.
The mute almost killed him He saved me and you know it Yes, I did
Dilsiz adam onu öldürmeye çalıştı hayatımı kurtardı, biliyorsun işte evet, biliyom ama ne önemi var ki onun
Only one word from you and he'll be saved.
Tek bir sözünüz onu kurtarmaya yetecektir.
If you say yes, our lives will be saved.
Bir "he" desen, bir "he" desen, hayatımız kurtulacak, lan!
Can't you swallow the fact that he saved my life?
Hayatımı kurtarmasını kabullenemiyor musunuz?
I was almost like you, but he saved me.
Ben de az daha sizin gibi oluyordum. O beni kurtardı.
You should've told me sooner, or he won't be saved
Aslında o para kaydedilmeden, benim hesabıma geçebilir.
He says you saved his life.
Hayatını kurtardığınızı söylüyor.
He helped you and saved you
O sana yardım etmiş!
As long as you haven't succeeded in elevating your dear husband to this nonsensical emancipated condition of yours, then you can be sure he has been saved just in time.
Özgür görünme takıntın yüzünden onu yüceltemedin ve adam tam zamanında kendini kurtardı.
On his way he unintentionally saved you
Tesadüfen yoluna çıktın ve seni kurtardı
Yes, father, it is he who saved me from the great danger I ran in the waters and to whom you owe the life of that very daughter who...
Evet babacığım, o büyük kazada beni suyun içinden çekip çıkaran kendisidir, kızınızın hayatını bu adama borçlusunuz!
But learn to your confusion that his son, seven years of age, was, with a servant saved from the wreck by a Spanish vessel and that this son is he who now speaks to you.
Evet ama siz de şunu iyi öğrenin. O zaman 7 yaşında olan oğlu, uşağıyla birlikte bir İspanyol gemisi tarafından kurtarıldı. Kurtarılan bu çocuk şu anda karşınızda konuşuyor.
Do you realise how much money he just saved us?
Bize ne kadar para kazandırdığının farkında mısın?
- And do you know how much he saved?
Onun ne kadar var biliyor musun?
I went up to Dutch and got a job. You saved his ass, he saved mine.
Dutch'a, "Ağabeyim kıçını kurtardı, sen de benimkini kurtar." dedim.
I know how you feel, Johnny, he saved my life too.
Ne hissettiğini biliyorum Johnny, benim de hayatımı kurtardı.
Why else would he have twice saved you from your own desperateness?
Yoksa sizi çaresizliğinizden neden iki kere çekip kurtarırdı?
I am sorry for your young man in the States but if you showed him what he saved monthly on candy bars and cigarettes not to mention lipstick and shampoo, his disappointment would be tempered.
Amerika'daki genç beyiniz için üzgünüm ama ona aylık şeker ve sigara giderinden, ruj ve şampuan da cabası, ne kadar tasarruf ettiğini gösterirseniz, üzüntüsü hafifleyecektir.
So, if he saved Abraham's son, don't you think he'd want to save his own?
İbrahim'in oğlunu kurtardıysa sence kendi oğlunu da kurtarmaz mı?
You live with an old tailor who saved your life in Poland... and he desperately needs your rent money to live.
Polonya'da hayatını kurtaran yaşIı bir terziyle yaşıyorsun. Hayatta kalmak için, kira vermeni bekliyor.
Would not Satan have saved you were he thus inclined?
Seni kurtardığımıza o kadar emin değiliz. İyiki sadece müvekkilimiz var
But you saved him so he is very much your servant.
Ama hayatını kurtardınız.
Did you watch him when he made that ballsy jump and saved...
Gözünü kırpmadan alevlerin ortasına atlayıp o çocuğu kurtarırken onu seyrettin mi?
He saved our lives, if you ask me.
Bana soracak olursan hayatımızı kurtardı.
Have you ever, in your past, saved patients as barely alive as he?
Bugüne kadar, hiç onun kadar "güç bela" hayatta olan birini yaşatmayı başardınız mı?
And he said, "Dr. Fleischman, you saved my life."
Ve o "Dr Fleischman, sen benim hayatımı kurtardın." Dedi.
He just saved you.
O az önce seni kurtardı.
If he wasn't dead his kung-fu would have saved you
Eğer ölmeseydi, O'nun Kung-Fu su seni kurtarabilirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]