Hold the door translate Turkish
335 parallel translation
Hey, Eddie Wait a minute Hold the door
Hey, Eddie Bekle, kapıyı tut
Hold the door.
Sen kapıyı tut.
If you hold the door for a moment...
Kapıyı bir dakika tutarsanız...
- Let me hold the door for you, Ellen dear.
Sana kapıyı tutayım Ellen.
Hold the door so that nobody comes in.
Kapıyı tutun, kimse girmesin.
I'll hold the door.
Ben kapıyı tutarım.
And, um... Can you hold the door,'cause I'm trying to take a...
Kapıyı tutar mısın çünkü görüntü almaya çalışıyorum.
Theresa, please hold the door.
Theresa kapıyı kapat lütfen.
Hold the door shut.
Kapıyı açma.
Hold the door Let me go!
- Kapıyı tut. - Bırakın gideyim, lütfen.
Hold the door.
Kapiyi tut.
Hold the door!
Kapıyı tut!
Murray won ´ t even have to hold the door open.
Murray'in kapıyı göstermesine gerek bile kalmayacak.
Hold the door.
Kapıyı tutun.
Hold them back, hold the door.
İçeriye almayın, kapıyı tutun.
Hold the door!
Kapıyı tutun!
you want me to hold the door open?
Kapıyı açmamı ister misin?
Hold the door!
Kapıyı tutun.
Hold the door, Mickey.
Kapıyı tut, Mickey.
You hold the door closed so they can't get out.
Kapıyı sıkıca tutardım, dışarı çıkamazlardı.
hold the door!
Kapıyı tut.
Every evening you're waiting for me at the door, and I take you in my arms and hold you tight.
Her gece, beni kapıda karşılıyorsun.. .. ve seni kollarıma alıp, sıkıca sarmalıyorum.
Hold that the door.
Kapat şu kapıyı.
Send'em out the front door, and we'll hold our fire!
Onları kapıya yolla ve ateşi keselim.
Could you hold this for me, while I get the door?
Biraz tutun şunu. Ben kapıyı getireyim.
- The door won't hold.
- Bırak ben yapayım!
What, no man at the door to hold my stirrups nor to take my horse?
Üzengimi tutacak, atımı alacak yok mu?
You can hold this while I lock the door.
Ben kapıyı kilitlerken bunu tutabilirsin.
And if, it seemed to me, in the middle of a battle, whatever was happening, and he spied a pig, he would leap out, unscrew the great hammer you have for breaking tracks, and rush off, bash this pig on the head, drag it back, bring it in through the side pannier door, um, and get hold of these two cans of water and light up the stove, and boil the water and scrape the pig.
Ve, bana öyle gelirdi, çatışmanın ortasındaysak ne olursa olsun, bir domuzu gözetler birden dışarı fırlar, tankı durduran büyük çekicin vidalarını gevşetir aniden saldırarak domuzun kafasına vurur onu geri sürükleyerek tankın yanında bulunan kapının önüne getirir su bidonlarını alıp ocağı yakar suyu kaynatır ve domuzu temizlerdi.
Hold on while I try and crash through the door.
Sıkı tutun! Kapıya çarpacağım.
You hold up that sign in front of the door for cover.
Sen o işaretin olduğu kapıyı korunmak için kullanacaksın.
There's a sealed door between the cargo hold and here.
Burayla kargo kapısı arasında mühürlü bir kapı var.
Now, hold it, Boomer. The last thing these people may wanna find is a battlestar sitting on their front door.
Bu insanların görmek isteyecekleri en son şey kapılarının önüne park etmiş bir savaş yıldızıdır.
Now, hold it, Boomer. The last thing these people may wanna find is a battlestar sitting on their front door.
Bu insanların son isteyecekleri şey ön kapılarında oturan bir savaş yılıdızıdır...
I don't think the door of that control room back there'll hold.
Kontrol odasının kapısının dayanacağını hiç sanmıyorum.
Can you hold on a second? Someone's at the door.
Biraz bekler misin?
Close the door on your way out and hold our calls.
Kapıyı arkandan kapat ve telefon bağlama.
Hold the goddamn door!
Tut şu lanet kapıyı!
The door won't hold much longer.
Kapı, kırılıyor!
Hold the door. Hold the door!
Kapıyı tutun.
And I hold the keys and I open the door.
Anahtarlar bende. Kapıyı sadece ben açabilirim.
Hold on a sec. lt's the door.
Bir saniye, kapı çaldı..
- The cellar door won't hold them.
- Bodrum kapısı onları durdurmaz.
Before, you had to hold a door for a woman... pull her chair out, pick up the check.
Önceden kadına kapıyı tutar sandalyesini çeker hesabı öderdin.
If she doesn't, we knock down the door, grab her, hold her down, I tickle her knee, and her mouth will open. I force the potion in, get her to swallow it.
Onu tutup yere yatiracagiz, ben dizini gidiklayacagim ve agzi açilacak. iksiri zorla döküp yutmasini saglayacagim.
Hold on, I got somebody at the door.
Bekle, kapıda biri var.
Elaine, when we get up to the door you hold the cake box.
Dinle Elaine, kapılarına gittiğimizde pastayı sen tut.
You hold the door!
Kapıyı tut!
Remember that rifle Judge Moore used to hold open the door to his study?
Caroline, Yargıç Moore'un kapısını açık tutmak için kullandığı tüfeği hatırlıyor musun?
That fat woman is on hold at the school next door.
Şu şişman kadın bitişikteki okulda tutuluyor.
Hold on. There's someone at the door.
Bekle kapıda biri var.
hold the line 129
hold the phone 58
hold the elevator 73
hold them 38
hold them off 16
hold them back 19
hold there 32
hold these 24
the doors 46
the door is locked 37
hold the phone 58
hold the elevator 73
hold them 38
hold them off 16
hold them back 19
hold there 32
hold these 24
the doors 46
the door is locked 37
the door was open 152
the door is open 55
the door is closed 18
the door was locked 29
the door opened 17
the door 306
the door's open 68
the door was unlocked 33
the door's locked 54
doors 63
the door is open 55
the door is closed 18
the door was locked 29
the door opened 17
the door 306
the door's open 68
the door was unlocked 33
the door's locked 54
doors 63
door 437
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
door slams 187
door was open 50
doorbell rings 420
door open 23
doors closing 23
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
door slams 187
door was open 50
doorbell rings 420
door open 23
doors closing 23