How's the hand translate Turkish
173 parallel translation
In your countries, on the other hand, how often do you hear the expression :
Oysa sizin ülkeniz gibi yerlerde şu cümleleri ne kadar sık duyuyorsunuz :
If my right hand's on the satchel and my left hand's on the saddle, how can I steer?
Sağ elim çantamın içinde, sol elim de bisiklette olacak. Hayır sağ el de bisiklette olmalı. Sol elimle çantamı tutup, sağ elimle mektubu çıkarırım.
How's the hand?
- Elin nasıl?
- Hi, boss. How's the hand?
- Selam patron, elin nasıl oldu?
How about a big hand for Odel Otis and his Kansas City Steaks, playing for your dancing enjoyment at the Moonlake Casino.
Odel Otis ve Kansas City Steak için büyük bir alkış, Moonlake Casino'da dans keyfi yaşamanız için çaldılar.
- How's the hand?
- Elin nasıl?
On the other hand, how can I turn my back on my faith, my people?
Ama öte yandan, kendi inancımdan olanlara, sırt çeviremem ki?
It does not say how, but the lines the hand never cheat.
Yanlış değil, elinizde ki çizgiler.
How's the hand?
Elin nasıl?
- Mr. McQueen, how many capital letters, each inscribed by a different hand, were contained in each of the two threatening messages you showed me on Ratchett's correspondence file?
Bay McQueen, bana gösterdiğiniz ve içinde 2 kelimeden oluşan - tehditler olan kaç tane mektup vardı?
Oh my, how they are in a hurry for asking the girl's hand!
Ayol kızı istemeye ne de çabuk geldiler?
How's the hand?
Eliniz nasıl?
How's the action hand?
Kullandığın elin nasıl?
Harry, Harry, how's the hand?
Harry elin nasıl?
Oh, you mean about how Mr. Rhoades used and left you like you were the hand wipe in the men's room at the bus station?
Oh, demek istediğiniz, bay Rhoades'sun sizi erkek toaleti temizlemiş bez gibi kullanıp attığını mı?
How's the hand?
Elin nasıl oldu?
You don't know how happy I am to have met you, to have shaken the hand that creates the world where I so enjoyed living.
İnanın bilmiyorsunuz sizin gibi insanlara yeni dünyalar açan biriyle tanışmak ve el sıkışmak beni ne kadar mutlu etti. Hem de yaşadığım bu yerde.
I have been practicing with the disruptor rifle but I need to know how to defend myself in hand-to-hand combat.
Parçalayıcı tüfekle çalışıyorum ama yakın dövüşte kendimi savunmayı da öğrenmem gerek.
- How's the action hand?
Kullandığın elin nasıl?
And, uh... how about a hand for the roast beef?
Ve kızarmış bifteğe el atalım mı?
How well do you understand the Goa'uld hand device, how it works?
Goa'uld el cihazından ne kadar anlıyorsun, nasıl çalışıyor?
Is that how you got the bite on your hand?
Elindeki ısırık da oradan mı?
How could you forget that you hand cuffed a civilian... to a fucking tree in Central Park... in the middle of the night?
Bir sivili gecenin bir yarısı Central Park'taki lanet olası bir ağaca kelepçelediğini nasıl unutabilirsin? Söyle bana!
He described the Boston Common and how on a spring day we'd walk through the park, hand in hand two anonymous people in love.
Boston Common parkını anlatırdı ve bir ilkbahar günü, sıradan iki insan olarak, el ele parkta nasıl yürüyeceğimizi.
How's the hand?
Elin NasıI?
Im sick to death of thiscenter of the universe, holier than thou nothing is ever enough, Oh, how Ive suffered fix me a drink, hand me a Nembutal, worn-out Scarlett OHarathing!
" "Evrenin merkezinden, kutsallıktan..." ... hiçbirşeyin yetmediğinden, nasıl acı çektiğinden bana bir içki hazırladan, scarlet O'Hara kıyafetlerinden " "hepsinden sıkıldım artık."
How he's hand in glove with the sheik's Mr Fix-It, Sergei Lermov.
Şeyh'in "her işi bilen" adamıyla ne kadar yakından ilişkili olduğunu, bir Rus, Sergei Lermov.
On the other hand, there's a kind of | elegance to these things, and given the history of how theoretical physics | has evolved thus far, it is totally conceivable that some, if not all, of these ideas will | turn out to be correct.
düşünüldüğünde, buna benzer bazı fikirlerin zaman içinde doğrulanabildiği de bir gerçektir. STEVEN WEINBERG : Sanırım, bundan yüz yıl kadar sonra, string teorisi üzerinde en parlak fizik teorisyenlerinin çalıştığı şu içinde bulunduğumuz dönem, doğanın tüm olaylarını kapsayacak birleştirilmiş bir teorinin geliştirilebilmesi için teorisyenlerin canla başla çalıştığı ve başardığı fiziğin kahramanlık çağı olarak anılacaktır.
You know how long it takes to get in touch with anybody at the Transportation Safety Bureau? It's way out of hand.
Ulaşım Güvenliği Bürosu'ndan birine ulaşmak ne kadar sürüyor biliyor musunuz?
Nah. If it's all the same to you, I'd like to lend a hand. Just tell me how to help.
Eğer fark etmezse ben de yardım etmek istiyorum, iste yeter.
That's how much time you have after the ball leaves the pitcher's hand to decide whether it's a fastball, a split-finger.
Top atıcının elinden çıkınca nasıl vuracağına karar vermek için - bu kadar zamanın kalır.
Castro gave us hope he did oh yes, he's better than the Pope... I'd love to shake his hand - You heard me, Cuba I'd love to see the place, the people the reality of how it all turned out
Küba.
How's the hand feeling?
Elin nasıl?
- How so? You don't even shake my hand the first time I see you.
Seni ilk gördüğümde elimi bile sıkmamıştın.
How's the left hand?
Dövüşün ertelenme ihtimali var mı?
Starts with a profound misunderstanding of how the human body works, and winds up with you shattering some old man's hand.
İnsan bedeninin nasıl çalıştığıyla ilgili derin bir yanlış anlamayla başlıyor ve yaşlı bir adamın ellerinin parçalanmasıyla sona eriyor.
- How's the hand? - Okay.
- Elin nasıl?
How did you end up working for the Emperor's Hand?
İmparatorun Eli'nin çalışmasından nasıl sorumlusun?
This confronts us furthermore with the paradoxes of today's superego. Which is how, on the one hand, permissivity ends up in its opposite.
Dahası bu bizi günümüz süperegosunun, bir yandan müsamahakarlığı zıttıyla sonuçlandıran paradoksları ile karşı karşıya getiriyor.
[Chuckles] Something like that. How's the hand?
Öyle bir şey Eliniz nasıl?
Number 102... "Armed and possibly killed innocent people with second-hand smoke." Now, how in the world, are you going to fix these things Earl?
Sigaramın dumanıyla masum insanları sakatlamış, hatta öldürmüş olabilirim. " Tanrı aşkına, bunları nasıl düzelteceksin, Earl?
Look, I feel just awful about the poor man's hand, but how can I be held liable?
Bakın babanız adına çok üzüldüm, ama ben sorumlu olamam.
- How's the hand?
- Elin nasıl oldu?
On the other hand... it's good to be alive, to know how to live.
diger yandan... hayatta olmak guzel, hayat nasil bir sey bilmek.
On the other hand, I found myself wondering how Roslin's arguments against settlement could possibly win.
Diğer taraftan, gezegene yerleşmeye karşı Roslin'in argümanının nasıl kazanabileceğini düşündüğünü merak ediyorum.
So in other words, Paul Richmont fired the gun somewhere else after Rachel Jeffries was murdered, and that's how he got the GSR on his hand and his shirt?
Diğer bir deyişle, Paul Richmont Rachel Jeffries öldürüldükten sonra... başka bir yerde ateşledi ve bu da ellerinde ve gömleğindeki atış artığını mı açıklıyor?
The girl in the ambulance put her hand inside him, that's how he's doing!
Ambulanstaki kızın eli içinde, nasıl olmasını bekliyorsun?
Do you have any idea how hard it's going to be to get volunteers if they can't lend a hand here without getting a visit from the FBI?
Katkıda bulunan. Burada gönüllüler olmasa işleri ne kadar zor yapabileceğimiz hakkında bir fikriniz var mı? FBI'ın ziyareti sonrasında onlara ulaşabilecek miyiz sizce?
How's the hand of God this morning? Nah, ain't the hand of God.
Tanrı'nın eli bu sabah nasıI?
You know, I was the only officer in here who she trusted enough not to hand her over to Warren, so how funny's that?
Bilirsin, ben burada onu Warren'a vermeyecek onun güveneceği tek polisim. Bunun nesi komik?
you basically have to last yourself like that for 5 minutes so that's why, if you have your hand incooperate at the same time you are maintaining the sensations so that is how you give your man the best oral sex he has ever had
5 dakika yapmanız yeterli olacaktır. Yani, elinizi de ağzınızla ortaklaşa kullanırsanız... uyarımın dozunu koruyabilirsiniz. Erkeğinize o ana kadar yaşadığı en iyi orgazmı yaşatmanın yolundan bahsettik
how's the ankle 16
how's the weather 17
how's the knee 18
how's the wife 28
how's the family 56
how's the arm 43
how's the patient 43
how's the 63
how's the job 19
how's the head 24
how's the weather 17
how's the knee 18
how's the wife 28
how's the family 56
how's the arm 43
how's the patient 43
how's the 63
how's the job 19
how's the head 24
how's the baby 73
how's the food 29
how's the shoulder 23
how's the pain 22
how's the water 28
how's the girl 21
how's the kid 25
how's the leg 53
how's the investigation going 17
how's the case going 23
how's the food 29
how's the shoulder 23
how's the pain 22
how's the water 28
how's the girl 21
how's the kid 25
how's the leg 53
how's the investigation going 17
how's the case going 23
the hand 48
the handcuffs 17
the hands 26
handsome 790
hand 531
handle 38
hands 577
handy 35
handcuffs 78
handed 1098
the handcuffs 17
the hands 26
handsome 790
hand 531
handle 38
hands 577
handy 35
handcuffs 78
handed 1098
handyman 20
handled 28
handles 20
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
handled 28
handles 20
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288