English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm black

I'm black translate Turkish

3,879 parallel translation
I'm gonna be hiding in this black hole here, and we'll put Josh up on the balcony and have him start throwing some shit down.
Ben burada, şu kara delikte saklanacağım. - Josh balkona mevzilenecek ve gelenlere sürpriz yapacak.
And- - and maybe I can deal with your black soul better when I'm older, but I can't handle it now.
Belki yaşlanınca karanlık ruhunla başa çıkabilirim ama şu an kaldıramam bunu.
Personally, I went on sad drugs when I got here, and they worked for a while, but now I just cheek'em and trade'em for black eyeliner.
Kişisel olarak, ilk geldiğimde uyuşturucu kullanmıştım ve bir süre işe de yaradılar ama şimdi siyah göz kalemi için takas yapıyorum.
Did I mention I'm black? Several times.
- Siyah olduğumdan bahsetmiş miydim?
I got a black eye playing hockey when I was his age, too.
Onun yaşında hokey oynarken gözümü morartmıştım.
I'll turn Snow White's heart black as coal.
Pamuk Prenses'in kalbini kömür kadar kara yapacağım.
I'll get black bagged like Sarah and carted off to God knows where.
Sarah gibi kaçak hayatı yaşamaya mahkum kaldım.
I told you I done things... Horrible things. But I never told you how I sunk a man, was shot right in front of me, down a splinter shaft off Black Lick Road.
Sana bazı şeyler yaptığımı söylemiştim, korkunç şeyler ama daha önce sana gözümün önünde vurulan bir adamı Black Lick Yolundaki bir maden kuyusundan aşağıya attığımı söylememiştim.
I sunk a man was shot right in front of me down a splinter shaft off Black Lick Road.
Gözümün önünde vurulan bir adamı Black Lick Yolundaki bir maden kuyusundan aşağıya attım.
So, if I see a snake, my black ass is running.
Yılan görürsem zenci götümü kaldırıp kaçarım.
I am here to tell you about a black-tie gala fund-raiser for Pawnee Commons happening tonight.
Bu gece smokin giymenin zorunlu olduğu ve tüm gelirin Pawnee Ortakları'na gideceği şenlikten bahsetmek için buradayım.
I used to date my female karate instructor, but I never got my black belt.
Eskiden bayan karate eğitmenimle çıkardım ama asla siyah kuşağa ulaşamadım.
Why, because I'm black, or because I'm a woman?
Siyahiyim diye mi kadınım diye mi?
You know, I have a black belt in karate.
Benim karatede kara kuşağım var, sen onu biliyor musun?
At first, I'd black out for ten minutes, and then it was 1 / 2 hour, and then an hour, and slowly, over time, it was half of my life.
İlk önce, on dakika baygın kalıyordum, sonra yarım saat, sonra bir saat, ve yavaş yavaş, zamanla, hayatımın yarısı oldu.
Right now I'm all about giant black millionaires.
Şu anda tek derdim devasa zenci milyonerler.
I did shoot one last week, in honor of Black History Month, but I was informed by my roommate that my spot-on portrayal of George Washington Carver could be considered "wildly racist."
Zenci Tarihi Ayı şerefine, geçen hafta bir bölüm çekmiştim ancak ev arkadaşımın söylediğine göre George Washington Carver'a dair yaptığım kusursuz betimleme ciddi ölçüde ırkçı olarak kabul edilebilirmiş.
When do I get my black belt?
Siyah kuşağımı ne zaman takacaksın?
I could cry thinking about that sweet black ass of hers.
Onun o güzel siyah götünü hatırladıkça ağlayacağım tutuyor.
I DON'T KNOW IF YOU NOTICED, BUT I'M A BLACK GUY, AS WELL.
Dikkat ettiniz mi bilmem, ama aynı zamanda siyah bir adamım.
And I will be playing the role of the black plague... the evil, malignant foe of love, intent on destroying the earnest heart of the unsuspecting Clete.
Ve ben de Kara Veba karakterini canlandıracağım... Aşkın şeytani ve kötücül hasmı. Saf Clete'nin içten kalbini yok etmeye niyetli...
I mean, black plague?
Yani, Kara Veba mı?
I'm having Andre's whole family over, though he'll be stuck working at the stereo store for Black Friday.
Andre'nin bütün ailesi bize geliyor ancak kendisi Kara Cuma * yüzünden ses ekipmanı dükkanından çıkamıyor.
I've been developing the black and white films, so I have about a couple of hundred left to develop.
Siyah-beyaz filmler üzerinde ben çalıştım. Bitirmem gereken birkaç yüz film kaldı geriye.
They followed me assuming that I would steal something cos I was black.
Beni kovaladılar çünkü siyah olduğum için bir şey çalacağımı varsaydılar.
Yeah. Yeah, I'm black.
E siyahım sonuçta.
I am so tired of poor white people wanting handouts from hard-working black folks like me.
Fakir beyazların benim gibi çalışkan zencilerden yardım istemesinden bıktım.
Except the black sesame rice crackers and garlic hummus,'cause I was in the mood for them.
Siyah susamlı pirinç krakerler ve sarımsaklı humus dışında çünkü canım çok çekmişti.
That's at a wavelength that my eyes are completely insensitive to, so as far as I'm concerned, it is pitch black.
Bu da benim göremediğim bir dalga boyu. Bu yüzden algıladığım kadarıyla her yer zifiri karanlık.
I'm gonna guess black, since your husband is black.
Kocan siyahi olduğu için siyah diyeceğim.
Ashley mentioned that you'd received a disquieting correspondence this morning, and I'm assuming that this was accompanied by the bouquet of black roses I found in the garbage downstairs.
Ashley bu sabah rahatsız edici bir yanıt aldığından bahsetti sanıyorum ki buna alt katta çöplükte bulduğum bir buket siyah gül eşlik ediyordu.
And now I've got green in the bank and a black friend named Rocky.
Şimdi bankada param ve Rocky adında zenci bir arkadaşım var.
I'd like you to meet Maxwell Black.
Maxwell Black ile tanıştırayım.
Whoa! This is exactly the kind of black-and-white Holstein shit that I'm talking about.
iste bu tam da dedigim siyah beyaz Holstein durumu.
I'm free. And my toe nail was black already so...
Ayak tırnağım da şimdiden kan topladı.
But you don't know, and I'm telling you something else- - people are talking about the wild blue yonder, they don't know- - it's black.
İnsanlar mavi boşluktan bahsediyorlar. Ama bilmiyorlar. O siyah.
I'm the black sheep.
- Ben kara koyunum.
I'm sorry, Mr Black...
Üzgünüm, Bay Black...
The A.C.'s busted, and I'm in this giant black Snuggie.
Klima bozuk ve üzerimde kocaman siyah bir battaniye var resmen.
I thought I would black out.
Bayılacağımı sandım.
I don't know if it's so black and white.
Durum o kadar siyah beyaz mı bilmiyorum.
I'm going to need access to the Black Archive.
Kara Arşiv'e erişmem gerek.
What I'm looking for is hard, black nodules, kind of black lumps of shale that's fallen out of the cliff and then been washed around and I'm hoping that at the heart of one of these nodules
Siyah deniz kabuğu yığınlarına benzeyen sert ve siyah boğumlar arıyorum. Bu kayalıklardan koparak buraya sürüklenmiş olan bu boğumlardan birinin içerisinde bir tane saligram bulmayı umuyorum çünkü boğumlar çoğu zaman saligramların etrafını çevreliyor.
I could cry thinking about that sweet black ass of hers.
O güzel siyah götünü ne zaman düşünsem ağlayacağım tutuyor.
Good for nothing, I'll thrash you black and blue and throw you out of Delhi.
Seni gereksiz. Senin kafanı ezip Delhi'den dışarı atacağım.
Get a line on Amanda, and Owen, the Black Box, and I'll be back with Alex as soon as I can.
Amanda, Owen ve kata kutu hakkında bilgi toplayın. Ben de en kısa sürede Alex'le beraber dönmeye çalışayım.
Ja, I have the Black Box.
Evet, kara kutuyu aldım.
I put up with all their weird questions and made them feel comfortable around a black guy.
Bütün garip sorularına ben katlandım ve siyah elemanın yanında rahat hissetmelerini sağladım.
I wonder if Barbie's, like, Black Ops.
- Barbie Black Ops'tan falan mı acaba.
Let me guess, next, you're gonna give'em a little black market to occupy their time, am I right?
Dur tahmin edeyim, sıradaki hamleniz vakit geçirmeleri için karaborsa yaratacaksınız, haksız mıyım? Biraz içki?
Agent Black, I asked her to be here.
Ajan Black, o burada olacak mı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]