I am not sure translate Turkish
878 parallel translation
I think i know this person, but i am not sure
Sanırım, bu şahsı tanıyorum ; ancak pek emin değilim.
I am not sure but i think it could be the dishwasher there
Pek emin değilim ama, sanırım şurada bulaşıkçı olarak çalışıyor olabilir.
- Got on to anything? - I am not sure.
- Bir şey bulabildin mi?
I am not sure.
Emin değilim.
In my head are many facts, but I am not sure.
Kafamda bazı gerçekler var, ama emin değilim.
I am not sure I was right.
İyi mi yaptım bilmiyorum.
You won't be lonely after you get married, though I am not sure about it.
Biliyorum kulağa hoş gelmiyor, ama o vakit sizi dert etmeden evlenebilirdim.
I am not sure now
Şu anda emin değilim.
I am not sure exactly.
Tam olarak emin değilim.
But I am not sure.
Fakat emin değilim.
I am not sure yet.
Pek emin değilim.
I am not sure.
- Hiç bilmiyorum.
I am not sure that is true.
Bunun gerçek olduğundan pek emin değilim.
I am not too sure.
Pek emin değilim.
P.S. I am sure you will because I have a good-luck charm... which has already changed my luck. "
Not : Geleceğine eminim, çünkü bana şimdiden uğur getiren bir şeyim var. "
No, I do not know, but I am sure it is something very bad, oui?
Evet, bilmiyorum. Ama eminim ki kötü bir şey, değil mi?
Prince, I'm not sure if I am born for victories, but certainly not for intrigues.
Prens, ben zaferler için doğduğuma emin değilim, ama kesinlikle entrikalar için doğmadığıma eminim.
I'm not as much interested in the woman getting married as I am in making sure that she marries the right man.
Bu arada, kadınları evlendirme heveslisi değilim doğru kişi olduğuna emin olup, evlenmesinden yanıyım.
I'm not sure I am living.
Yaşadığımdan emin değilim.
Not even sure what I am hoping for.
Neyi umduğumu bile bilmiyorum.
It speaks a knowledge of the savage Indian which I am sure you did not acquire at the military academy.
Vahşi kızılderililer hakkında askeri akademiden edinmediğine inandığım birçok bilgi barındırıyor.
I didn't think you were a saint. I sure as hell am not.
Günahsız bir melek olmadığı zaten biliyorum ki ben de öyle olmaktan çok uzağım.
She has spoke what she should not, I am sure of that.
Söylemese daha iyi ederdi söylediklerini.
But I am sure I'm not going to stay here and dry up... like the other women in this filthy town.
Ama bu pis kasabanın diğer kadınları gibi burada kalıp... kuruyup gitmeyeceğimden eminim.
Gentlemen, with the regiment leaving for a winter campaign in the morning, and the women and children being sent to Fort Bliss, I am sure you have many arduous and difficult tasks to perform. Please do not let me keep you from them.
Beyler, alay bu sabah, kışın olacak çatışma için yola çıkacakken, kadın ve çocuklar Fort Bliss'e gönderilmek üzereyken, eminim yerine getirmeniz gereken hayli zorlu işleriniz vardır, lütfen sizi işinizden alıkoymama izin vermeyin.
You're sure you're not saying this because you think... that I am guilty after all?
suçlu olduğumu düşündüğün için... bunları söylemiyorsun değil mi?
I know not what you mean by that, but I am sure Caesar fell down.
Ne demek istediğini anlamadım, ama Sezar bal gibi düştü yere.
Searching the window for a flint, I found this paper thus sealed up, and I am sure it did not lie there when I went to bed.
Pencerenizde çakmaktaşı ararken şu kağıdı buldum, böyle mühürlü. Ben yatmadan yoktu orada, eminim.
Big Jule, I am sure that you did not misunderstand my kidding remarks.
Koca Jule yaptığım şakaları yanlış anlamadığını umarım.
I am sure you do not wanna cause me embarrassment.
Beni utandırmak istemeyeceğinden eminim.
I am sure the House will bear with me... if I do not publicly proclaim... what that something else will be.
Bunun ne olduğunu açıkça ilan etmemem konusunda Parlamentonun beni hoşgörüyle karşılayacağına inanıyorum.
LET ME PUT IT TO YOU THIS WAY : I'M NOT SURE WHO I AM.
Şöyle söyleyeyim, kim olduğumdan emin değilim.
I am not a madam, a calibre of woman I'm sure you know well and do business with.
Ben madam değilim iyi tanıdığınız ve iş yaptığınız yetenekli bir kadınım.
Well, I'm not so sure I am.
Ben bundan o kadar emin değilim.
But even so, I am quite sure that Lieutenant Cantrell does not dare have him testify.
Ama öte yandan eminim ki, Teğmen Cantrell onun tanıklığına aldırmayacaktır.
I'm not quite sure, ma'am.
Pek emin değilim bayan.
I know he's not without faults, but they're those of wildness and youth, and I am sure many of us have worse.
Onun hatasız biri olmadığının farkındayım... Ama bunlar hep gençliğinden. Eminim aramızda daha kötüleri vardır.
Old Shafterhand, I will not older than I already am, that's for sure.
Old Shatterhand, artık daha fazla yaşlanmayacağım kesin.
I'm not sure where I am.
Nerede olduğuma bile emin değilim.
I am not exactly sure.
Pek emin değilim.
You're so certain about everything, not one of your certainties is worth a strand of a woman's hair, you're not even sure if you're alive because you act like a dead man, and I, I look like I have nothing, but I'm sure of what I am, sure of everything,
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
I am sure you will not.
Olmayacağınızdan eminim.
- I'm not sure if I am or not, Mr Bass.
- Dinleyip dinlemediğimden emin değilim, Bay Bass.
I'm not sure where I am from
Nereliyim onu bile unuttum
Well, I'm not sure that I am really, sir. Think.
Pek sayılmaz efendim.
She has spoke what she should not, I am sure of that.
Söylememesi gereken şeyler söyledi, bundan eminim.
I am sure there will not be any problems.
Hiç sorun olmayacağından eminim.
So, I am sure you gentlemen will not mind if I want to hear his opinion on the matter.
Bu yüzden, eminim ki, konu üzerinde onun görüşünü almak istersem siz beyefendiler için bir sakıncası olmayacaktır.
I'm not sure I am yet.
Dışarıda mıyım henüz bilmiyorum.
But I am sure that, soon after, we will regret having laughed, for one does not laugh about such things.
Ama eminim, hemen ardından, güldüğümüze pişman olacağız. Çünkü bunlar gülünecek şeyler değil..
Fräulein, I am as sure you did not hide the uniform as I am sure you are a good and loyal friend to your mistress.
Bu üniformayı valizinize saklayanın siz olmadığını biliyorum. Ayrıca patronunuza kendinizi adadığınızı da çok iyi biliyorum.
i am 12154
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
i am done 94
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
i am done 94
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am trying 78
i am very busy 19
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am so sorry 2194
i am hungry 77
i am your father 86
i am sure 177
i am very busy 19
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am so sorry 2194
i am hungry 77
i am your father 86
i am sure 177