I thought that translate Turkish
30,061 parallel translation
That day, I thought that, " I have to be the best chef in India.
O gün dedim ki, "Hindistan'ın en iyi şefi olmam lazım."
I thought that if they could conquer a dish, which was very Spanish, and every Spanish would accept it,
Düşündüm ki, eğer onlar... İspanya'ya özgü bir şeyi fethedip İspanyollara kabul ettirebiliyorlarsa... ben de aynı şeyi Hindistan'da yapmalıyım.
- I thought that psycho had you.
- O sapık seni kaçırdı sandım.
Oh, I thought that was you.
Oh, sen olduğunu sanmıştım.
Prisoner got out last week and just left it behind, so I thought that maybe, you know, you could...
Bir mahkum geçen hafta çıktı ve bunu arkasında bıraktı... yani düşündüm de, bilirsin işte...
- I thought that would be good.
- İyi olacağını düşündüm.
When Diane said that they elected you to be the boss, I thought that was a big joke.
Diane lider olarak seni seçtiklerini söylediğinde şaka yapıyor sandım.
- I thought that would work...
- Bunun işe yarayacağını düşünmüştüm.
I thought that ´ s why you were here.
Bu yüzden geldiğini düşünmüştüm.
I thought that we were helping by testing Cam's DNA.
Cam'in DNA'sını test etmekle iyi yaptığımızı düşünmüştüm.
I thought that, too, but every time I had the dream, the dead man's boots... as he was being dragged down the stairs... his boot snapped a spindle.
Bunu ben de düşündüm ama o hayali her gördüğümde ölü adamın botları, merdivenden sürüklenirken merdiven direklerinden birini kırıyordu.
So I thought that if I powered it up again, then it would... It would come out of you and go all the way back up, right?
Yani düşündüm ki eğer tekrar açarsam tekrardan ortaya çıkıp o yolu geri gelirdi değil mi?
I thought that was Dana.
Dana yapar sanmıştım.
Sebastian said, um- - Well, I thought that you were gonna be in Prague.
Senin Prag'da olacağını sanıyordum.
I thought of three bottles from my cellar that matched perfectly.
Mahzenimden yemeğe mükemmel uyan... üç şişe aklıma geldi.
When I left that job, I came back home and I thought,
O işten ayrıldığımda eve geldim ve düşündüm...
And I thought, "How do we do that?"
"Bunu nasıl yaparız?" diye düşündüm.
And I thought, "I'm in top five at least. We've not done that bad."
"En azından ilk beşteyim, fena değil." dedim.
- I almost thought that she - was joking.
- Neredeyse şaka yaptığını düşündüm.
I guess I never thought of it like that before.
- Daha önce hiç böyle düşünmemiştim.
I thought with Elster's conscious synthetics that it was finally possible, but I can't do it.
Elster'nın bilinçli sentetikleriyle nihayet mümkün olacağını düşündüm, ama yapamam.
You know, I never thought that was possible.
Bunun mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim.
At first I thought he was an evil designer of casual coats and gifts, but I guess that's somebody else because this Paul Smith, he is nowhere to be found.
Başta çok kötü bir kaban ve hediye tasarımcısı sandım. Ama sanırım o başka biri çünkü bu Paul Smith hiçbir yerde bulunmuyor.
I thought you were off of that shit.
Bu boku bıraktığını sanmıştım.
Come on, I thought you were gonna kick that guy's ass.
Çocuğu iyi bir benzeteceğini sanmıştım.
I thought the attorney general shut that program down.
Başsavcı o programı kapattı diye biliyorum.
I kind of thought that would be a bigger deal.
Bunun daha büyük problem olacağını düşünmüştüm.
I thought I was gonna find you on here with another woman, and then I saw you talking to that man up front, and I realized that I made a...
Seni burada başka bir kadınla bulacağımı sandım sonra seni önde o adamla konuşurken duydum ve çok büyük bir hata yaptığımı anladım.
I hadn't thought of that word.
- Aklımdaki bu değildi.
I came up with a treatment that I thought was working.
İşe yaradığını sandığım bir tedavi uyguladım.
Uh, you know, I... just thought I would come down here and see if there was any way that I could help you get that diploma.
- İşte... Buraya gelip diplomanı almana yardım edebilir miyim diye düşünüyordum da.
- I never thought that you would...
- Hiç düşünmemiştim senin... - Ne?
I thought you said that it was a racket engineered...
- Bunun saçmalık olduğunu söylemiş...
I never thought that a prince like you could ever love a girl like me.
Senin gibi bir prensin benim gibi bir kızı sevebileceğini hiç düşünmemiştim.
I never would have thought that I could kill people, Matt. And you know what? It was easy.
Birini öldürebileceğim hiç aklıma gelmezdi Matt ve ne var biliyor musun, çok kolaydı.
I always thought that you guys would make the loveliest couple.
Sizin çok tatlı bir çift olacağınızı düşünmüşümdür.
I thought this year we'd be at the grown-up table. Mom, Alex is kicking me. And that's why you're still at the kids'table.
Bu yıl yetişkin masasında oluruz sanıyorum.
But I always thought that someday, he might just knock on the door.
Ama hep aklımdan, bir gün gelip kapıyı çalabileceği geçiyordu.
If I thought for a second that he was right, I'd... I'd put a bullet in my own head.
Eğer bir saniyeliğine bile onun haklı olduğunu düşünseydim, kendi kafama sıkardım.
That's what I thought this might be about.
Mevzunun bu olabileceği aklıma gelmişti.
And I thought, since we're all here... or, most of us... that we could have dinner together.
Ve hepimiz burada olduğumuza göre, yani çoğumuz, birlikte bir akşam yemeği yiyebiliriz diye düşündüm.
I'm sorry if you thought it was more than that.
Daha fazlası olduğunu düşündüysen üzgünüm.
- I never thought that you... you would... - What?
Hiç düşünmemiştim senin...
Those were just some sword flourishes that I thought would translate nicely to the flags. But...
Bayraklara uyacağını düşündüğüm birkaç kılıç hareketiydi.
Hey, when you shot that guy back there, I swear, I thought I saw something come out of him, like a ghost or something.
Az önce şu adamı vurdun ya içinden hayalet ya da onun gibi bir şey çıktığını gördüğüme yemin edebilirim.
I have thought that 15 times this month, and, so far, nothing's happened.
Bunu bu ay 15 kez falan düşündüm ve şimdiye kadar hiçbir şey olmadı.
That's what I thought.
bende öyle düşündüm.
You know, I always thought that when you got started, it would be, like, some math guy or something, not some fling.
Her zaman böyle bir şeye başladığında matematikçi biri olacağını düşünürdüm kısa süreli bir şey değil.
I never thought of that.
Bunu hiç düşünmedim.
I thought it was unconventional, but that's very much Rodrigo, and that's why I love him.
Alışılmadık olduğunu düşündüm. Ama bu Rodrigo tarzı, ve bu yüzden onu seviyorum.
Look, I accepted that interview request because it's what I thought I should do for a friend...
Röportajı kabul ettim çünkü bir arkadaş için yapılır dedim.
i thought that was you 98
i thought that you 19
i thought that was 18
i thought that's what you wanted 31
i thought that maybe 17
i thought you were mad at me 17
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought that you 19
i thought that was 18
i thought that's what you wanted 31
i thought that maybe 17
i thought you were mad at me 17
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought i was going to die 44
i thought about it 224
i thought you were someone else 53
i thought i'd lost you 79
i thought you 107
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought i was going to die 44
i thought about it 224
i thought you were someone else 53
i thought i'd lost you 79
i thought you 107