I tried it translate Turkish
4,983 parallel translation
- I tried it.
- Ben de denedim. - Sonra?
But, I freaked out when I tried it too.
Ama denediğim zaman ben de çıldırdım.
But then I tried it on this morning and it was uncomfortable and itchy and completely wrong.
Ama bu sabah denedim. Çok rahatsızdı, kaşındırdı, hiçbir şeyi düzgün değildi.
I tried it once and, uh, hated it.
Bir kere denedim ve nefret ettim.
I tried to convince myself an angel had left it.
Bir meleğin bıraktığına kendimi inandırmaya çalıştım.
I took your life... And tried to give it back to you.
Hayatını aldım ve sonra geri vermeye çalıştım.
If someone tried to kill Myshkin, there's no reason to think he won't try it again.
Biri Myshkin'i öldürmeye kalkmışsa tekrar denemeyeceğini düşünmek için sebep yok.
Yeah, I know you tried to warn her, but it didn't work out.
Onu uyarmaya çalıştığını biliyorum ama işe yaramadı.
P.F. Chang's, it's closing, so I tried to rescue my Koi fish friends from their pond, but something's gone really wrong.
P.F. Chang, dükkanı kapatıyor, Bu yüzden Koi balıkları kurtarmaya çalıştım onlarla havuz arkadaşıyım, ama bir şeyler gerçekten yanlış gitti.
If I'd known I just had to die to drag your attention from Stefan, I would have tried it a long time ago.
Dikkatini Stefan'dan uzaklaştırmak için ölmem gerektiğini bilseydim bunu uzun zaman önce denerdim.
- I tried to get it out of her, but she said that if I knew that I would be at risk, too.
- Anlattırmaya çalıştım ama bilirsem benim de tehlikede olacağımı söyledi.
So I took more money and I tried to get it back.
Ben de daha fazla para alıp zararımı geri kazanmaya çalıştım.
I... I tried googling it, but what I read just scared me.
İnternetten araştırdım ama okuduklarım karşısında epey tırstım.
We were very distraught about it. Aaron's attorneys were very distraught about it. We tried to get Quinn to change attorneys.
Quinn'i avukatlarını değiştirmeye ikna etmeye çalıştık.
You know, I tried to explain it to my kids.
Çocuklarıma açıklamaya çalıştım.
I tried to explain it to my father and he just scoffs.
Babama açıklamaya çalıştım. Ama o sadece alay etti.
She'd whale on my left hand with a three-foot dowel every time I tried to use it.
Sol elimi her kullanmaya çalıştığımda elime üç karış sopayla vururdu.
I tried, but it's really hard.
Denedim, ama gerçekten zor.
Yeah, I went to the supermarket, tried to save a couple nickels... but hell, it's almost as expensive in the supermarket... as it is downstairs in the bar.
Evet, süpermarkete gittim. Birkaç kuruş tasarruf edelim dedim ama markette de neredeyse aşağıda bardaki kadar pahalı.
I tried... to hold on to that and feel it, too.
Ben de buna tutunup o şekilde hissetmeye çalıştım.
I'm sorry! I tried to get it over the side.
Kenara koymaya çalıştım.
As soon as I returned to the Sector, I tried to get it to your father.
Sektöre döner dönmez, onu babana vermek istedim.
I tried to convince the pilot to land on Earth, that we could use our superior technology to colonize it.
Dünya'ya inip, çok gelişmiş teknolojimizi kullanarak orayı işgal etmemiz için pilotu ikna etmeye çalıştım.
I tried to follow it. I tried.
Epey bir takip etmeye çalıştım.
I tried to break it up. Didn't work.
Ayırmaya çalıştım ama işe yaramadı.
I tried, but it won't come off.
- Denedim ama çıkmıyor.
Way I see it, they murdered their mother, and then they tried to cover it up.
Bana göre annelerini öldürdüler, sonra da örtbas etmeye çalıştılar.
I tried to make it look like a burglary, but it didn't work.
Hırsızlık olarak göstermeye çalıştım ama işe yaramadı.
I tried to figure it out with Sean.
Sean zamanında bir yolunu bulmayı çok denedim ben.
And, Hayley, when things get bad, remember, I tried to get you clear of it.
Hayley, şunu unutma ki işler kötüye sardığında seni kurtarmaya çalıştım.
I've tried it before, Mom.
Ben denedim anne.
I tried to bring it to the council, but Castor got to me first.
Konseye getirmeye çalıştım ama Castor benden önce aldı.
I already tried it the right way once.
Zaten onu bir kere denedim.
I couldn't do it like you Even if I tried.
Deneseydim bile senin gibi yapamazdım.
I tried to kill him as soon as I realized what he was doing, but it didn't work'cause he's a telepath.
Ne yapmaya çalıştığını anlar anlamaz ben bunu denedim. ama işe yaramadı çünkü o bir telepat.
I tried, but it made me crazy.
Denedim ama delirtti beni.
I tried to get it done.
İşi bitirmeyi denedim.
I thought it'd be fun if we tried out together.
Birlikte katılsak eğlenceli olur dedim.
And so when I tried to plan the perfect night out and it didn't go the way that... that I'd hoped, I-I flipped out.
- Ve sonra mükemmel bir gece geçirmek istedim ama bu da umduğum gibi gitmeyince kafayı yedim.
I tried to call it off.
Ben.. iptal etmeye çalıştım.
So I tried to make the best of it and got some curry to go, you know.
Yani bende en iyi tarafımı çıkarıp ve köri yedim, biliyor musun.
Dr Masters tried to help me with it, but I, uh... I decided it wasn't worth it.
Dr. Masters yardım etmeyi denedi ama ben buna değmeyeceğine karar verdim.
It tried to open the latch. I heard a noise.
Kapağı açmaya çalıştı.
I tried to talk her out of it.
Vazgeçirmeye çalıştım onu.
I tried to make it right. "
Düzeltmeye çalıştım. "
And I tried to get you back, but I think it just split you up inside.
Seni geri getirmeye çalıştım ama sanırım bu seni içeriden böldü.
I heard the screaming and I tried to run, but it was too fast.
Çığlıkları duydum, kaçmaya başladım. Ama çok hızlıydı.
You know, I always thought I could chug that, but I never tried'cause I figured I couldn't lift it. Until now.
Var ya, her zaman onu içebileceğimi düşünürdüm ama hiç deyemedim çünkü kaldıramam diyordum.
Well, as a matter of fact, I just got a report from my I.T. people saying that someone tried to hack into our system around about that time.
Aslında IT ekibinden daha yeni bir rapor aldım. O saatlerde birilerinin sistemimize girmeye çalıştığını yazıyordu.
Look, thankfully, my phone bore the brunt of your wrath because you made it terrifyingly clear that you did not want to be followed when I tried to stop you from going back into the lion's den.
Allahtan telefonum öfkenin şimşeğini üzerine çekti. ... takip edilmek istemediğini ürkütücü bir şekilde söylemiştin. Bense aslanın inine tekrar girmeni önlemek istiyordum.
You know, and I stopped it, and he hasn't tried to do it again.
Onu durdurdum ve bunu tekrar yapmaya çalışmadı.
i tried so hard 19
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried to tell you 96
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried to tell you 96