English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I work out

I work out translate Turkish

6,468 parallel translation
I work out of Stillwater, but I grew up here, so you have any questions - - you know, best burgers, cheapest gas - - just ask.
Ben Stillwater'da çalışıyorum ama burada büyüdüm. Yani bir sorun olursa en iyi burger nerede, en ucuz benzin gibi sorman yeter.
No, but if things don't work out with me and Leonard, I'll give you a call.
Hayır ama Leonard'la aramız bozulursa sizi ararım yani.
- I don't know - - in some unimaginable way, everything that happened needed to happen so that things work out the way they're supposed to. I don't know.
Belki de, bilmiyorum, bazı akıl almaz yollarla gerektikleri biçimde çözümleri olsun diye gerçekleşmesi gereken her şey olmuştur.
If this does not work out, I'm going back to prison soon enough anyway.
Bu işe yaramazsa, yakında yine hapishaneye geri döneceğim.
So, yeah, you know, it sucks for a minute, but then, I don't know, I get a feeling that it'll all work out.
Evet, başta iğrenç bir duygu ama sonra her şey düzelecekmiş gibi hissediyorum.
I even had a feeling things were gonna work out with Matty.
Hatta içimde Matty'yle işlerin yolunda gideceğine dair bir his vardı.
Well, I wasn't sure if the relationship was going to work out, and that ring is priceless...
Bu ilişkinin ilerleyeceğinden emin olamadım. Ve o yüzük paha biçilemez.
I'm so happy we were able to work this out.
i'm so happy we were able to work this out.
I want to work something out.
Bazı şeyleri açığa kavuşturmak istiyorum..
I am sure you can work something out.
Bir şeyler yapacağından eminim.
I ain't cut out for work.
- Çalışmak bana göre değil.
I would, Whit, if I could work out how to use this...
Şunu nasıl kullanacağımı anlayabilseydim yapardım Whit, ama...
There's just something I needed to work out.
Bir şeyleri yoluna koymam gerekiyordu.
I tried to do good. It didn't work out.
İyilik yapmaya çalıştım.
I think we can work something out.
Sanırım bir şeyler ayarlayabiliriz.
I had this sweater, and it was a work sweater because it only seemed work apropes, but then one time, I wore it out to dinner and I was like, " oh, dang!
Benim bi süveterim vardı, sadece iş süveterim. Çünkü sadece işe uygun görünüyordu, ama sonra bikere dışarda bir yemekte giydim. O zaman "dank" etti, süveterim her yerde güzeldi.
She is, but I'm kind of helping her out by doing all her work for her because she's got great...
Öyle, ama ben ona bütün işlerini yaparak yardım ediyorum diyebiliriz. Çünkü onun çok güzel- -
But I'm eager to hear more about, you know, what you and Ryan have planned, or how you're gonna work it out.
Ama daha fazlasını duymak istiyorum Ryan'la senin neler planladığınızı ya da bunu nasıl çözeceğinizi.
I really want them to work out.
İlişkilerinin yürümesini gerçekten istiyorum.
I think everything's going to work out, but I wouldn't even risk getting a parking ticket in the next six months.
Bence her şey güzel olacak ama ben olsam önümüzdeki 6 ay boyunca park cezası bile almazdım.
She's been real picky in the past, but... I think this is gonna work out.
Eskiden çok zor beğenirdi, ama... sanırım bu işe yarayacak.
I have some relationship issues to work out, some sharing-the-dog-park shit.
Halletmem gereken köpek parkını paylaşma meselelerim var.
If you're trying me out to see if I work with this team...
- Eğer ekibe uyuyor muyum diye beni deniyorsan...
And things never work out for the villain, so I...
Ve biliyorsun ki kötüler için işler asla yolunda gitmiyor.
And what if I don't want to work it out?
Peki ya ben halletmek istemezsem?
And then I told you that we moved in together too quickly and it's just not gonna work out. "
Sonra yazdım ki, aynı eve taşınmakta acele ettik ve bu iş yürümeyecek.
For all I know, that's why it didn't work out for him up there and it's...
Bu yüzden orada işleri iyi gitmedi ve bu...
I don't need to make things work out with Peter.
Peter'la işlerin yolunda gitmesine ihtiyacım yok.
- But... how are you gonna get home from Connecticut? I'll work it out.
- Connecticut'tan eve nasıl gideceksin?
- I can't work you out. - [Chuckles]
Seni çözemiyorum.
Sometimes when a child is acting out, it can be the expression of other crises in the family system. I'm wondering if you... well, the two of you might be interested in doing some work as a couple.
Çift olarak bazı seanslara katılsanız sizin için hiç fena olmaz.
I guess things didn't work out back at the 2-7.
ben 2-7 de bir şey olduğunu sanmıyorum.
I really thought it was going to work out.
Gerçekten işe yarayacağını düşündüm.
I'll give him the weekend to miss my cleavage and then when he gets back from the awards show, we'll work it out.
Göğüs dekoltemi özlemesi için ona bir haftasonu vereceğim ve sonra ödül töreninden geldiğinde bunu yürütmeye çalışacağız.
Sarah, I just wanted to say, it's a shame our dinner over the holidays didn't work out.
Sarah, tatilde yemeğimizin yolunda gitmemesinin çok yazık olduğunu söylemek isterim.
Margaux, I don't ask about your work, so stay out of mine.
Margaux, ben işine karışmıyorum. Sen de benimkine karışma.
I just stayed at home and..... tried to work out how to make amends.
Evde kaldım ve kendimi nasıl affettirebileceğimi bulmaya çalıştım.
Hey. I just missed an important meeting because I was babysitting Todd, who's too drunk to work, because you switched out the prop bourbon with the real bourbon.
Önemli bir toplantıyı kaçırdım çünkü sarhoş Todd'a bakıcılık yapıyordum.
I'll just take my non-hierarchical data paradigms out of your hair... and leave you to your work.
Hiyerarşik olmayan veri dizimlerimi alıp seni işinle baş başa bırakayım ben.
If it doesn't work out, I'll make sure you don't come back.
Eğer işe yaramazsa geri gelmene izin vermem.
- Get out! I told Chas this wouldn't work.
Chas'e kapıyı çalmak işe yaramaz demiştim.
If this doesn't work out, I hear radioshack's hiring.
Bu işi alamazsam, radyoda çalışacak eleman aradıklarını duydum.
I took on an apprentice once didn't work out so good.
Bir zamanlar bir çırağım vardı. Sonuçları pek iyi olmadı.
I go to work all day, I've been out all day and when all you have to do is to lay around in this big house and live easy and at least you can have my meal on time.
Tüm gün işteydim. Tüm gün dışarıdaydım. Sen ise bütün gün evde dolanıp keyif çattın.
I'm sorry Joe's dream didn't work out for you, Peter.
Joe'nun hayali sende işe yaramadığı için üzüldüm Peter.
I hope things work out.
umarım işler yoluna girer.
♪ It's hard to look right ♪ Um... I really need to work out more.
Gerçekten çok çalışmam lazım.
I will do my best to work this thing out.
Bu işi çözmek için elimden geleni yapacağım.
I think the most important thing is to work for a company that gives out free pens with the logo on it.
Önemli bir şirket için çalışırsan üzerinde logoları olan kalemlerden verirler. Pekala, yardımcı olmuyorsun.
But I couldn't do anything. I couldn't even get out of bed to go to work.
Yataktan kalkıp işime bile gidemedim.
If I can clean it up again maybe we can get Clarence to take a look and work out who is so desperate to make this disappear and why.
Ama yeniden toparlayabilirsem, belki de Clarence'ı bakması için getirebiliriz aklı fikri bunun kaybolmasında olan kişiyi ve nedenini bulabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]