In one hour translate Turkish
1,276 parallel translation
You think you can find a virgin in one hour?
Bir saat içinde bakire kanı bulabileceğini mi sanıyorsun?
I got another load of sheets coming from county hospital... in one hour.
Bir saat içinde, başka yüklemem var.
In one hour, a single virus has invaded, multiplied and killed the cell.
Bir saat içinde tek bir virüs hücreyi ele geçirdi, çoğaldı ve onu öldürdü.
We've arranged for a meeting of the various ambassadors in one hour... in the Zen Garden.
Bir saat içinde çeşitli gezegenlerin büyükelçileriyle Zen bahçesinde bir toplantı ayarladık.
They'll leave this ship in one hour.
Gemiden bir saat içinde ayrılacaklar.
I'll be back in one hour.
Bir saat sonra geri döneceğim.
He says be at Memorial Bridge in Bethesda in one hour.
Bir saat sonra, Bethesda'taki Memorial Köprüsü'nde olmanı söylüyor.
If this is not done in one hour, one of these people will die.
"Bir saat içinde yapılmazsa " bu insanlardan biri ölecek.
We'll send it to you in one hour.
Bir saat içinde size yollayacağız.
Yeah, yeah, in one hour.
Evet, evet bir saat içerisinde.
The next scheduled departure to LA is in one hour.
LA'ye bir sonraki programlı kalkış bir saat sonra.
Meet me on top of Stone Mountain in one hour.
Bir saat sonra Stone Dağı'nın tepesinde buluşalım.
We have a test scheduled in one hour.
Bir saat içinde planlanmış bir testimiz var.
If I don't get the cash in one hour, this kid is dead!
Parayı bir saat içinde almazsam, çocuk ölecek!
In one hour, he'll be out cold.
Bir saat içinde malak gibi kalacak.
I should be able to come up with some kind of plan in one hour.
Bir saat içinde bir çeşit plan hazırlamış olmalıyım.
please return in one hour.
Lütfen bir saate kadar dönün.
I want to see you in my ready room in one hour.
Bir saat içinde sizi kabul odasında görmek istiyorum.
Now, your audience with His Excellency is in one hour.
Şimdi, Majesteleriyle görüşmeniz bir saat içinde olacak.
In one hour tell me how she eats, she sleeps, her kindergarten teacher's name.
Bir saatte kız ne yer, ne içer, kimdir, hepsini öğreneceksin.
" Thou mighty city, in one hour has thy mighty judgement come.
" Sen güçlü şehir bir saat içinde yargılanacaksın.
Meet me there in one hour.
Bir saat sonra orada buluşalım.
I have friends who can double your best offer... on deposit in Zurich... within one hour of delivery and confirmation.
Kaparo, teslimden ve teyitten sonra bir saat içerisinde Zürih'de olacak.
Have the captains of the remaining ships meet me here in one hour.
Diğer gemilerin kaptanlarıyla bir saat içinde görüşmek istiyorum.
I'm playing in one hour.
Bir saat sonra çalacağım.
We'll make the trade in one hour.
Takası bir saat içinde gerçekleştireceğiz.
Meet me in my office in one hour and we'll discuss your needs.
Bir saat içinde, benimle ofisimde buluşun, ve ihtiyaçlarınızı konuşalım.
Computer, end log and code for delivery to Captain Janeway in one hour.
Bilgisayar, kaydı bitir ve bir saat sonra Kaptan Janeway'a iletmek üzere kodla.
In one hour, you will go through the Gate to the planet represented by these symbols.
Bir saat içinde, geçitten geçip bu sembollerle ifade edilen gezegene gideceksiniz.
I've arranged for your arraignment in one hour.
Mahkemeni bir saat sonraya ayarladım.
Okay, we've got an faa charter leaving in one hour.
Tamam, 1 saat içinde kalkacak bir FAA çartır seferimiz var.
I have dinner in one hour and I look a mess.
1 saat sonra yemek var ve berbat görünüyorum.
Eat one now, hungry in an hour.
Bir saatte yine acıkacak.
I'm gonna be in the airport for over an hour, reading wishing you'd played me one of your songs.
.. keşke bana şarkılarından birini çalsaydın diyeceğim.
The Klingon fleet will reach Cardassian territory in less than one hour.
Klingon filosu, Kardasya bölgesine bir saate kalmadan girecek.
- l put one in here an hour ago.
Bir saat önce buraya getirdim.
- I put one in here an hour ago.
Bir saat önce buraya getirdim.
This court will recess for one hour while I contemplate the appropriate sentence in my litter box.
1 saat ara veriyoruz ben kumumun üzerinde kararımı verinceye kadar.
One hour, in my office.
1 saat sonra, ofisimde.
Pretend that you are in the water About one hour later the smoke will be over But, no one can make it
tasla su vermeliyim bir saat sonra sigara içmiş olabilirsin ama, başka birine ver
I'll be back in about one hour, okay?
Bir saat içinde dönerim.
Thy beauty. That did haunt me in my sleep to undertake the death of all the world that I might live one hour in your sweet bosom.
O güzellik ki uykularımda yakamı bırakmayıp bütün dünyayı öldürmeyi göze almama neden oldu.
One time One time in 1965 August for about an hour
Bir sefer bir sefer 1965 yılında Ağustos ayında bir saat kadar aynı anda hem iyi hem de kusursuzdum fakat kimse nasıl olduğumu sormadı.
- Among other things, a one-hour special report on the atrocities in Bosnia.
- Diğer şeylerin arasında Bosna'daki zulümler hakkında bir saatlik özel haber yapılmış.
Okay, I can come in for one hour.
Tamam, bir saatliğine gelebilirim.
In less than one hour, the merger of realms will be complete.
Bir saatten az bir süre sonra iki dünyanın birleşmesi tamamlanacak.
We have no nurses in exactly one hour.
Bir saat içinde hiç hemşiremiz yok.
I know... a complimentary hour in one of our state-of-the-art holosuites.
Buldum... Sanat eseri holo süitlerimizden birinde bir saatlik ücretsiz ikram.
"In exactly one hour I will detonate two quantum torpedoes " that will scatter trilithium resin into the atmosphere
Bir saat içinde Solosos III'ün atmosferine trilityum reçinesi saçacak olan iki kuantum torpilini patlatacağım.
A witness said he saw a light on in this room after your usual closing time, less than one hour after the time of the attack.
Bir şahit'e göre, alışılmış kapatma saatinizden bir saat kadar sonra, burada ışıkların yandığını görmüş, yaklaşık olarak, saldırıdan, bir saatten az bir süre sonra.
Well, here's the thing, Harry. One half hour after Lester is killed... at a flophouse over on Palmetto... we find you in his apartment which had been ransacked.
Sorun şu ki, Harry Lester, Palmetto'da döküntü bir otelde öldürüldükten yarım saat sonra seni onun dairesinde bulduk.
in one day 33
in one piece 22
in one week 25
in one minute 18
in one year 18
in one month 18
in one night 32
in one 40
one hour 295
hours 6338
in one piece 22
in one week 25
in one minute 18
in one year 18
in one month 18
in one night 32
in one 40
one hour 295
hours 6338
hour 409
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hour ago 73
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hour ago 73
hours away 26
hours now 24
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hour and 17
hour shift 40
hours or so 21
hour drive 72
hour flight 49
hours now 24
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hour and 17
hour shift 40
hours or so 21
hour drive 72
hour flight 49
hour surveillance 22
hour hold 19
hour day 25
hour days 31
hour and a half 25
hour window 16
hour shifts 36
hour period 17
hour hold 19
hour day 25
hour days 31
hour and a half 25
hour window 16
hour shifts 36
hour period 17