In the background translate Turkish
1,077 parallel translation
You do not hear music playing in the background.
Arka planda müzik sesi yok.
And they'll stay completely in the background.
Tamamen arka planda kalırlar.
"... because, in the background, there was always Dr. Graham.
" çünkü arkalarında daima Doktor Graham vardı.
Music is a wonderful thing in the background.
Arka fonda müzik çalması harika olur.
Better keep him in the background.
En iyisi onu pek ön plana çıkarmayalım.
And Sheriff, in the background I could hear a clock striking.
Ve Şerif, arkadan saat sesi geliyordu.
We knew you had closer family and friends... and we kept in the background for that reason.
Yakın akraba ve dostlarınız olduğunu bildiğimizden geri planda kalmaya devam ettik.
I heard something in the background, too, and I managed to get it on tape.
Arkadan da bazı sesler geliyordu ve bunları kaydetmeyi başardım.
Every time the camera would catch her in the background, she was doing this.
Kamera ne zaman kendisine yönelse, şöyle yapıyordu.
D'yeh not think it better to have the Customs House in the background?
Gümrük Binası'nı arkamıza alsak daha iyi olmaz mı sence de?
A sloping road in a small town... lined on both sides by houses... with a church in the background.
Küçük bir kasabada meyilli bir yolun her iki tarafında sıralanmış evler ve arkasında bir kilise.
And way back when they're giving us that "One giant step for mankind" bit... another astronaut's in the background yelling his fool head off... saying, " Oh, my God.
Ve geri dönüşte bize "İnsanlık için büyük bir adım." şeyini veriyorlar... öbür astronot arkada avazı çıktığı kadar bağırıyor... Bu ne... be? " Aman tanrım.
Way in the background, out of focus?
Arka planda, dikkatlerden uzak yerde.
There's a bell in the background.
Arkadan bir zil sesi geliyor.
Noticed in the background?
Dibe baktın mı?
- Just put him in the background.
- Arkaplana koyuver gitsin.
- He's in the background in the far right.
- Resme göre sağ arka plandaki.
What's that noise in the background?
Arkadan gelen o sesler de ne?
Aline screamed in the background, " What are you doing, Robert?
O reddederken Aline arkadan bağırıyordu : "Ne yapıyorsun sen? Paraya ihtiyacımız var!"
But he put these pasties on her tits... and then started drawing these weird, psychotic characters in the background.
Ama göğüs uçlarını kapatmıştı ve arka planda tuhaf ve psikotik karakterler çizmeye başladı.
Then I ´ ll hang about in the background and enjoy it when the Minister is impressed by it all...
Ben geriden geleceğim ve herşeyin keyfini çıkartacağım.
It's always in the background, smaller than the others.
Her zaman geri planda, diğerlerinden daha küçük.
Throughout the film, you could hear the gods laugh in the background, a cruel laugh that spelled the doom of all the protagonists... and of the Roman Empire.
Film boyunca arka planda Tanrı'nın gülüşünü duyabilirdiniz. Roma İmparatorluğu'nun ve ana karakterlerin kaçınılmaz sonunu hecelercesine zalimce güler.
Jeopardy! in the background.
Arka fonda Jeopardy vardı.
What is that in the background?
Arkadan gelen sesler nedir?
The young boy in the background is Teddy Holvey, aged two.
Arkadaki ufaklık, 2 yaşındaki Teddy Holvey.
In the background we have the choicest collection of modern musicians... gathered together by Barry Udinov, editor of Metronome magazine.
Fonda, Metronome magazine'in editörü Barry Udinov tarafından.. bir araya getirilen modern müzisyenlerin en seçkinleri...
- What's that I hear in the background?
- Arka planda ne duyuyorum Gil?
You can hear the band strike up in the background as Ali moves to the ring.
Bandonun arka planda çalmaya başladığını duyabilirsiniz Ali ringe doğru yürürken.
There, in the background.
Arka planda.
So, none of the background would be helpful in understanding why they continue to fight?
Yani, olayın ana hatlarının... onların savaşmaya neden devam ettiklerini anlamak için yardımcı olmayacak mı?
I can hear them in the fucking background.
Arkadan onları duyabiliyorum.
And she has the courage to stay in the background.
Arka planda kalmaya cesaret edebilen bir kadın.
In real life, you can't get a job as an executive unless you have the educational background and the opportunity.
Gerçek hayatta eğitimin ve fırsatın yoksa yönetici olarak iş bulamazsın. Yönetici olmaman hayattaki sosyal konumun yüzünden.
I guess one of the people who was the biggest influence in my life was an uncle who had never gone past fourth grade, had a background in crime, and let-wing politics, and all sorts of things.
ABD hükümetinde 1980'lerde ne olduğu gizlenmiştir. ABD'nin, gerçekte olduğu gibi Güney Vietnam'ı işgal ettiğini söylesem. En iyi başkanlar tembel ve ahlaksız olanlardır.
The background and the clothes are in focus.
Arka plan ve giysiler net.
I want the ID and background on every man in here.
Buradaki her adam için kimlik ve geçmiş bilgisi istiyorum.
I've only been in the US for a few months, but I have an extensive background in home care and physical therapy, as you can see from my résumé.
ABD'ye geleli birkaç ay oldu. Ama fizik tedavi ve bakıcılık konusunda çok tecrübeliyim. Öz geçmişimde de yazıyor.
Shannen Doherty, "Basic Analysis", one woman's triumph over a yeast infection, set against the background of the tragic Buffalo Bill season of 1991.
Shannen Doherty, "Temel Analiz". Bir kadının maya enfeksiyonunu yenmesinin öyküsü, arka planda Bufallo Bills'in'91'deki trajik sezonu ele alınıyor.
But with your expertise in genetics and my background in archaeology we now have the chance.
Ama senin genetikteki uzmanlığın, benim arkeoloji birikimimle şimdi bu şansımız var.
They've requested someone with a medical background to assist in the investigation.
Soruşturmada yardımcı olması için tıp geçmişi olan birini de istediler.
I'd like you to look over my résumé, which details both my educational background and my references in the media field.
Özgeçmişime bakmanızı istiyorum. Eğitim geçmişimi özetliyor ve referanslarım da altta yazıyor.
# To save us all from Satan's pow'r... ( SONG CONTINUES IN THE BACKGROUND )
# Bizi şeytandan kurtaracak...
Abusive background, these repeated blackouts, the ellipses in thought.
Küfürlü sözler, devam eden şuur kayıpları, düşüncede bozulmalar.
Paul Renauld, a multimilionaire seems to have no background or history is found stabbed in the back in a golf course.
Paul Renauld, tarihe geçmemiş bir multimilyoner ve golf sahasında sırtından bıçaklandı.
According to the mandate issued by the Security Office... your security teams should consist of those already in Nightwatch... and those who wish to join after certain background checks have been concluded.
Güvenlik Bürosu'nun verdiği emirlere göre güvenlik güçleriniz sadece Gece Bekçileri'nden ve gerekli araştırmalar tamamlandıktan sonra katılan üyelerden oluşacak.
Remember to check in with Rishi on the way out so he can finish background checks.
Çıkarken geçmişinin araştırılması için Rishi'ye uğramayı unutma.
If you wanted to expand this scene, like have the cab crash I could attend to the victims. I have a background in medical acting.
Taksiye trafik kazası yaptırarak bu sahneyi biraz büyütmek isterseniz kazazedelere müdahale edebilirim çünkü tıbbi oyunculuk konusunda bir geçmişim var.
He's had extensive background in behavioral science... and his work was directly responsible... for finding the Highway 8 Killer in San Diego.
Davranış bilimlerinde kapsamlı bir geçmişi var... ve San Diego'daki, 8 kişiyi öldüren Otoyol katilinin... bulunması tamamen onun sayesinde oldu.
A few months ago when I was commanding the Defiant on a scouting mission in the Gamma Quadrant we encountered a protostar cluster... a swirling mass of color, set against a background of glowing clouds and burning sky.
Birkaç ay önce Gama Çeyreğinde Bir araştırma görevi için Defianta komuta ederken
The messages were encoded in the waste energy from the propulsion systems, which is almost indistinguishable from galactic background noise.
Mesaj, itiş sistemlerinde bulunan fazla enerji ile kodlanarak başkaları tarafından galaktik parazit olarak algılanması sağlanır.
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the criminal justice system 149
in the ass 21
in the afternoon 211
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the afternoon 211
in the beginning was the word 18
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the beginning 230
in the future 338
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the city 96
in the future 338
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the city 96