Into the car translate Turkish
1,771 parallel translation
'Fire exit. Could bust out here and out into the car park.
Buradan kaçıp, otoparka gidebilirim.
What do we do, drag him into the car?
Ne yapacağız, sürükleyerek mi arabaya sokacağız?
'Just walk him into the car park and shoot him in the back of the head.
Onu otoparka götür ve kafasının arkasından vur.
Mohamed, you cover us while Ali and Sam load the dope into the car.
Muhammed, Ali ile Sam malı arabaya yüklerken bizi koruyacaksın.
I'm also envisioning him unloading all the shit into the car.
Ayrıca onun bütün eşyaları arabaya yüklerken gözümün önüne getiriyorum.
You pour gas into the car using one of these funnels, right?
Benzini huniler yardımıyla arabaya dolduracaksın, tamam mı?
And I count how much gas is going into the car.
Ve ben de arabaya ne kadar benzin koyduğumuzu sayacağım.
You knew that when you jumped into the car with us.
Bizimle arabaya atladığında bunu biliyordun.
Into the car!
Arabaya!
Then she jumped into the car, and we drove off into the sunset.
Sonra da kaçıp arabaya atladı. Günbatımına doğru basıp gittik işte.
I will never, ever... Regret getting into the car with you that night,'cause...
O akşam seninle arabaya bindiğim için asla ve asla pişman olmayacağım.
It's Testico, I think they've fucked the place into the car... hurry!
Bu Testico! Sanırım buraya geliyorlar! Arabaya git.
And then she gets into the car,
Violet, sana sahip olan adam şanslı adamdır.
We can pull in here from Glentworth Street... into the car park for dropoffs and pickups without being seen from the street.
Sokakta dikkat çekmemek için doldur boşalt işlerini Glenworth sokağından otoparka girerek halledebiliriz.
Now, please, get into the car.
Evet. Şimdi lütfen arabaya binin.
Into the car!
Hemen atla arabaya!
- Help me get his limp body into the car.
- Bu cılız vücudu arabaya koyalım.
I was talking to her right before she got into the car.
Arabaya binmeden hemen önce onunla konuşuyordum.
Now I'm gonna pull you into the car.
Şimdi seni arabaya sokacağım.
What if he'd dragged you into some cellar or done something in the car?
Ya seni bir bodruma kapatsaydı veya arabada birşey yapsaydı?
We'd arranged to meet Jay at the service station, and though Simon could just about drive a car, getting petrol into it still remained a mystery.
Jay ile servis istasyonunda buluşacaktık. Simon araba sürmeyi öğrenmiş olsa da içine benzin koymak onun için hala bir gizemdi.
On this route, axe's car must turn into the parking structure.
Bu rota ile Axe'ın aracı, park alanına doğru dönmeli.
Surveillance on the GW Bridge spotted our car moving west into Fort Lee.
Sağol, Flack. George Washington Köprüsü'ndeki güvenlik kameraları... aracımızın Fort Lee'nin batısına doğru gitiğini tespit etmiş
He pushed the car into the water to hide the bodies, mine and Derrick's.
Joe beni boğmaya çalışmıyordu. Cesetleri saklamak için arabayı suya itti. Benim ve Derrick James'in cesedini.
I admit that I keyed her car. But she purposefully parked across the line so I couldn't get into my space.
Arabasını çizdiğimi itiraf ediyorum ama kasti, çizgiye park ederdi bana yer kalmaması için.
She was pouring the sump oil from her car right into the storm drain. Okay?
Arabasının yağ karterinden, kanalizasyona döküyordu, tamam mı?
Ten pounds of manure into the dean's car.
Dekanın arabasına 45 kilo gübre döktük.
Look, Jake, I understand that you're excited about getting a car, but keep in mind the car is predicated on you getting into college.
Bak, Jake, arabanın olması seni heyecanladırıyor, seni anlıyorum, ama aklında bulunsun... üniversiteye girmene isnat arabayı alacaksın.
You planted yourself in front of my car, you insinuated yourself into my household, And you had every intention of stealing my husband from me, And with him, my future and the future of my family.
Kendini arabamın önüne attın, sinsice evime yerleştin ve aklındaki tek düşünce kocamı benden çalmaktı benden, geleceğimden ve ailemin geleceğinden.
The kind of guy who'd know how to break into a car.
Arabaya nasıl gireceğini bilen biri.
- into the trunk of his own car.
-... girmesi için onu zorlamamdı.
Just get him out of the car and into the bar, Charlie.
Onu direk arabadan çıkart ve bara götür, Charlie.
It's a pedal car that Bart drove into the river.
Pedallı araba ve Bart onu nehre doğru sürdü.
A police car came in the morning into the village and arrested all the gang.
Sabah köye bir polis arabası geldi ve tüm çete tutuklandı.
The bitch broke into my car.
Seni sürtük arama zorla girdin.
Change the car into one that's all black.
Her yeri siyah olan bir arabayla değiştir.
Do you want me to be able to drive the car or do you want me to, like, go into cardiac arrest?
Arabayı kullanmamı mı istersin, kalbimin durmasını mı?
Look, I need to know if Fiona Ankany is the girl who crashed into my parents'car 18 years ago.
Bak, öğrenmek istediğim şey, Fiona Ankany 18 yıl önce bizim arabaya çarpan kız mı?
It plugs into the cigarette lighter in the car.
Araba çakmağına takılıp çalıştırılan cinsten.
This guy here, dragging Daddy's car into the driveway.
Babanın arabasını garaja doğru sürükleyen bu adam var ya...
Jerry Springer got into a car accident on the Columbia Parkway and they all got called away to cover it.
Öğrendiğim kadarıyla Jerry Springer, Columbia yolunda bir kaza geçirmiş. Bu yüzden bütün haberciler oraya çağrılmış.
He sees where the money is, goes to the restroom or out to his car... only takes a second... whispers into a microphone, it goes right into Buck's ear.
Parayı görüyor tuvalete ya da arabasına gidiyor birkaç saniyeliğine Buck'ın kulağındaki cihaza söylüyor.
Rex Racer, driving the black-and-red Uniron car... ... got into a tangle with Richenbach, who was favored to win.
Kırmızı siyah Uniron marka arabalı Rex Racer yarışın favorisi Richenbach ile başa baş bir mücadele içinde.
So the killer found a way to get Carla Castillo into his car and he drove her to Churchville.
Katil, Carla Castillo'yu arabasına almayı başardı ve onu Churchville'e getirdi.
Our man surveying hears a gun shot, sees the guy wrestles something into his car, follows him :
Gözetleme yapan adamımız bir silah sesi duymuş. Arabasına birşey yüklediğini görmüş ve takip etmiş.
Now, why don't you pile back into your piece-of-shit car... and get the fuck out of my mall?
Şimdi, siz çocuklar neden şu pislik parçası arabanızı geri çekip alışveriş merkezinde si.ktirip gitmiyorsunuz?
That's just it, André, getting into the institute is very difficult, there's a car arriving.
İşte böyle, André, enstitüye girmek çok zor, bir araba geliyor.
The black car piles into it.
Siyah araç ona çarpmış.
Plus what we dipped into for the car.
Artı araba için verdiğimiz.
I went into the bathroom, and when I came out Tom, the car, just vanished.
Tuvalete gittim ve geri döndüğümde Tom ve araba gitmişti.
Kind off, he fell asleep and we hit a telephone box and the car went into a ditch
O uyuya kaldı ve bir telefon kutusuna çarptı. Oh, çocuklar.
into the woods 38
into the fire 18
into the light 23
into the 22
into the house 19
the card 32
the car is here 16
the cars 36
the cards 33
the car 277
into the fire 18
into the light 23
into the 22
into the house 19
the card 32
the car is here 16
the cars 36
the cards 33
the car 277
the caretaker 29
the cardinal 25
cara 425
carter 1970
care 163
carmen 647
carolina 55
carla 487
cars 252
carrie 1796
the cardinal 25
cara 425
carter 1970
care 163
carmen 647
carolina 55
carla 487
cars 252
carrie 1796