Just let it out translate Turkish
698 parallel translation
( Just let it out, dad. Cry out loud!
Daha yüksek sesle ağla!
Yeah. Just let it out.
Sadece bırakın.
Just let it out.
Sadece bırakın.
Okay okay, just let it out.
Tamam tamam bırak çıksın. İyice ağla. Hadi.
I'll just drain the water out of the pool and wait it out instead. Let's just forget it and go.
Suyu boşalttırırım, birkaç güne de tamamen kurur.
- I'll gonna give him just 12 minutes more, Then I'm gonna lay it in LeBrand's lap and let him figure it out.
- 12 dakika daha bekleyip... bunu, halletmesi için LeBrand'a havale edeceğim.
Well, I mean, just let them get one wrong one in here and it'll come out of us.
Demek istediğim, buraya yanlış birini alırlarsa, bu bizi ortaya çıkarır.
Now, if you have any more trouble, Just let me know, and I'll try To straighten it out for you.
Başka sorununuz olursa haber verin, çözmeye çalışayım.
Let us dig his gold out for him... then his Indians show up just when we find it. Maybe those folks are...
Belki onlar sülalesidir...
If your blood is so frail and so delicate... that it just calls out for Alan Stewart... amen, let it be him.
Eğer kanın kırılgan ve hassassa sadece Alan Stewart için akacak kadarsa bırak onun için aksın.
It is just waking up, rubbing the sand out of its palms, ready for another "let's be pretty for the tourists" day, a day that could never get started without the people who provide the services that are required in order that the visitor is satisfied.
Yeni uyanıyor, avuçlarındaki kumu ovalıyor ve yeni bir "turistler için güzel görünelim" gününe hazırlanıyor, misafirleri tatmin etmek için gereken hizmetleri sunan insanlar olmadan asla gerçekleşemeyecek bir gün.
We just can't let people come in and out of here without knowing whose place it is.
İnsanların kimin yeri olduğunu bilmeden buraya girip çıkmasına izin veremeyiz.
Calm down! Just let them work it out for themselves! Now, calm down.
Bırakın kendi meselelerini kendileri halletsinler.
Just tie into something nice when you're away from the action... and let it wear itself out.
Hareketten uzaklaşınca güzel bir şeye bağlan ve bittiği yere kadar gitsin.
Just let it all out and then we'll see about getting you where you want to be.
İçini bir güzel dök. Sonra da seni istediğin yere götürürüm.
Let's just hope it doesn't turn out to be fish or get your throat cut.
Ama umalım da senin işini bitirmesinler.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
Şey, demek istediğim şu, eğer o lastikte bir şey yoksa, ki o gün arabaya bakım yaptırdığında yeni kontrol edilmişti, bu demektir ki, biri lastiğin havasını indirmiş olmalı.
And when kids let the air out of the tire, they just loosen it and they run away.
Eğer çocuklar boşaltsaydı, onlar sadece gevşetip kaçarlardı.
Let's just check it out.
Hadi gidip bir göz atalım.
Well, what I mean is, if there's nothing wrong with that tire... and it'd just been checked that day when she had the car serviced, well, that means that somebody must have let the air out of it.
demek istediğim, bu lastik ile ilgili yanlış bir şey varsa araba o gün servisteydi ve kontrol edilmişti birileri onu bilerek patlatmış olmalı.
But the valve stem was nice and tight. And when kids let the air out of the tire, they just loosen it and they run away.
- Ancak supap sağlam ve sıkıydı çocuklar lastiğin havasını almak için sadece gevşetip ve kaçarlar.
It's just down the block - please, let's check it out.
Hemen aşağıdaki blokta, lütfen, git ve kontrol et.
Just gotta learn to let it come on out.
Bir şekilde öğrenip dışarı çıkartmak gerekir sadece.
That's right, just let it all out.
Iste böyle. Dök içini.
The dame seems to be eager. Just let it drop out all the things you remember.
Onu iknaya çalış, anımsadığın her şeye sadece uygun titizliği göster.
It's late now, so let's just be getting out of here.
Geç kalıyoruz. Hadi gidelim.
Let's just get it out of here, okay?
Buradan cıkalım.
Just you let me out or it'll be the worse for you!
Çıkar beni, yoksa senin için çok daha kötüsü olur.
Let's just keep it cool until the ninth inning like we said. You're out!
Sadece anlaştığımız gibi oyunu soğutalım dokuzuncu bölüme kadar.
It helped me control this urge to... Just let it all out
Bu dürtüyü kontrol etmek için yapmam gereken tek şey, bütün duygularımı dışa vurmaktı.
It helped me control this urge to... Just let it all out.
Bu dürtüyü kontrol etmek için yapmam gereken tek şey, bütün duygularımı dışa vurmaktı.
And the crime to Meccacci. And then, I just let it all work out.
Sonunda her şey kendiliğinden çözülüverecek.
I'm afraid it is, so let's just go inside, and have Prakha Lasa straighten out this mess.
Korkarım ki oldu. hadi içeri gidelim ve Prakha Lasa'ya bu karışıklığı düzelttirelim.
Come on, let's just forget it and get out of here.
Hadi bunları unutup gidelim.. gel çıkıyoruz buradan.
- Will you just let me out of it?
Anlat bana, ne oldu?
Now if you'd just let him finish... he'II have figured out how it all fits... how everything fits.
Çalışmasını bitirmesine izin verirsen her şeyin nasıl da birbirine geçtiğini keşfedecektir.
Just let it all out.
Hepsini yap artık, tutma.
Let's just bug out and call it even.
Haydi çekilelim, berabereyiz.
Let me... let me just test it out.
İzin ver... izin ver deneyeyim.
I just let it get out of hand.
Denetimden çıkmasına izin verdim.
Let's just think of it as looking out for our best interests.
Diyelim ki kendi iyiliğimiz için bunu yapacağız.
You can't just let go what I said tonight without checking it out.
Sana söylediklerimi kontrol etmeden vazgeçemezsin.
life is just totally unfair... if it hadn't been for pinky... he's really sweet, and he lives out here in siberia where I'll probably never got to see him again... dad won't even let me go outside,
Hayat hiç adil değil. Pinky olmasaydı... Çok tatlı bir çocuk ama artık onu bir daha asla göremem.
Let's just sit here and talk for a while... so that way when we both walk out together, it'll look like I- -
Sadece burada oturalım ve biraz konuşalım böylece birlikte çıktığımızda, yapmış gibi görünecektir... ben...
Take a slow deep breath in through your nose..... and let it out through your mouth just as slowly.
Burnundan derin bir nefes al... ve ağzından yavaşça ver.
Let's just lay it out right on the table!
Her şeyi masaya dökelim.
All right, so just take what you want, and let's get it out of here.
Tamam, ne istiyorsan al, sonra da bunu buradan çıkaralım.
Well, when they get chilly like that, it's best just let'em ride it out.
Eh, onlar gibi soğuk olsun, en iyisi sadece'em dışarı oluruna bırakmak.
Let's just go out to dinner and forget it.
Yemeğe gidelim ve unutalım.
But let's just put it out of our minds... and turn to the lamentations of Jeremiah... long version.
Ama bunu unutup, Jeremiah'nın Dövünmeleri'ni okuyalım uzun versiyonunu.
It's just people he let... Get out of there!
Benim sorunum insanlarla.
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me help you 19
just let me die 21
just let me go 210
just let me 104
just let me be 25
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me help you 19
just let me die 21
just let me go 210
just let me 104
just let me be 25