Just let me out translate Turkish
855 parallel translation
Just let me out here!
Bırakın gideyim!
Just let me out here, please!
Lütfen inmeme izin verin, Lütfen!
Just let me out of this house.
Bırakın da bu evden gideyim.
Just let me out of this house.
Bırakın buradan gideyim.
Please, just let me out of this house.
Lütfen, sadece bırakın gideyim.
Just let me out.
Hemen indir beni.
Will you just let me out of here?
Beni dışarı çıkartacak mısınız?
- Will you just let me out of it?
Anlat bana, ne oldu?
Just let me out, please Mom.
Ne olur çıkar beni anne, lütfen! Canavardan bahsetmeyeceğim anne.
Just let me out here. I can run, okay?
Beni burada indirin, koşacağım.
Just let me out of here. Please!
Lütfen beni buradan çıkarın
Let me point out just two items.
İki konu üzerinde durmak istiyorum.
Now, if you have any more trouble, Just let me know, and I'll try To straighten it out for you.
Başka sorununuz olursa haber verin, çözmeye çalışayım.
I just know on top of all that, you wouldn't take away my nice, warm bed, and let me spend the night out here in a draughty old club car.
Benim için hepsinden önemlisi ise benim güzel, sıcak yatağımı elimden alıp, beni cereyanlı eski bir klüp vagonuna getirme hakkın yoktu.
But if you just let me get the marshal out here and have Ordway thrown off, you wouldn't be in this.
Ama bana dışardaki şerifi getirdiğimde Ordway'i o araziden atarsa, bu olayın içinde olmamalısın
- Just get out. - Let me tell you...
- Şunu söylememe izin -
You may leave after classes if you want to, just so long as you let me know when you're going out.
İstersen derslerden sonra gidebilirsin. Uzun süreli yürüyüşlerini bana haber vermen koşuluyla.
Could you just let me stop and get out?
Burada durup beni indirseniz?
Just let me find out.
Müsaadenizle öğreneyim.
Just please let me out of this house.
Sadece beni bırakın bu evden gideyim.
Just help me out of here and let me go.
Burdan çıkmama yardım et ve bırak gideyim.
Look, let me just get this out.
Bak, şunu bırakalım artık.
- Just let me go out a little longer.
- Lütfen biraz daha kalayım.
I don't let anyone make a fool out of me, not even for free just imagine what I'll do for 800,000 liras.
Beni kimse mal yerine koyamaz, öyle bedavadan hayal et bi 800 bin kaymeyle napabilirim.
Why don't you just get out of that big, upside-down bathtub... and let me see who you really are?
Neden o ters dönmüş küvetinle çekip gitmiyor..... ve kim olduğunu görmeme izin vermiyorsun?
Just don't let me look foolish out there.
Ama rezil olmama izin verme.
Just let me figure out what's happened to me, please.
Yalnızca başıma ne geldiğini çözmeme izin ver, lütfen.
Like they'd really let me just walk out the door.
Tabi, kapıdan çıkıp gitmeme izin verirlerdi...
I'd like to take you out tonight but I got some business to do with some people so why don't you just let me borrow your car for a while?
Bu gece seni dışarı çıkarmak isterdim ama birileriyle yapacak bazı işlerim var bu yüzden neden bir süreliğine arabanı bana ödünç vermiyorsun?
Why don't you just unobtrusively... see if you can find out who they are, how they got here... who invited them, and come back and let me know.
Neden göze batmadan... kim olduklarını ve buraya nasıl geldiklerini... kimin davet ettiğini öğrenip bana bildirmiyorsun?
My folks won't let me drive'cause they caught me drinking, they just don't let me out of the house any more,'cause I'm a jerk, they said.
Ailem içki içerken yakaladığı için araba kullanmama izin vermiyor. Aptal olduğum için dışarı çıkmama da izin vermiyorlar.
Just you let me out or it'll be the worse for you!
Çıkar beni, yoksa senin için çok daha kötüsü olur.
Just cut out the bullshit, let me have the money.
Kes zırvalamayı da paramı ver.
Honey, let me just get him out of here.
Canım, onu çıkartacağım.
Just let me get out of the way first.
Önce ben şu tarafa geçeyim.
It helped me control this urge to... Just let it all out
Bu dürtüyü kontrol etmek için yapmam gereken tek şey, bütün duygularımı dışa vurmaktı.
It helped me control this urge to... Just let it all out.
Bu dürtüyü kontrol etmek için yapmam gereken tek şey, bütün duygularımı dışa vurmaktı.
So if I'm out of line, you just let me know.
Yani çizgi dışıysam, bileyim.
Just let me work out the logistics.
Sadece bana biraz zaman ver.
Now just step aside and let me out of here.
Şimdi çekil de çıkayım.
Let me... let me just test it out.
İzin ver... izin ver deneyeyim.
But just hear me out, see my little gift, - and then if you're not interested, let me know.
Ama beni sonuna kadar dinle, küçük hediyeme bir göz at ve eğer ilgini çekmezse, söylemen yeter.
Let me just pay the check and I'm out of here.
Hesabı ödememe izin verin de gideyim.
Let me just check out the wiring.
Elektrik tesisatına bir göz atayım.
Just let me spread out some paper, and we can all sit down.
Biraz gazete kağıdı sereyim de hepimiz oturabilelim.
Look, let me just check this out with someone.
- Bir sorayım...
Just pull over and let me out, all right?
Sadece kenara çek ve inmeme izin ver, tamam mı?
And let me just do my job, and get out of here.
Sadece bana bırak bu benim işim ve şimdi git buradan.
You let me come up here just so you could kick me out.
Sırf beni kovmak için içeri aldın değil mi?
Just let me take a quick leak and I'll be out of here.
Bir tuvalete gireyim sonra giderim.
Doctor, I was just thinking. You know, I don't eat, and I got no reason to smile. Why don't we let them drop out naturally, I'll mail them to you you drill them, fill them, mail them back to me.
Bak doktor, düşündüm ki zaten yemek yemiyorum, gülümseme içinde nedenim yok, bırakalım dişlerim doğal olarak dökülsün.Düşeni sana postayla gönderirim.
just let me out of here 17
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me help you 19
just let me die 21
just let me go 210
just let me 104
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me help you 19
just let me die 21
just let me go 210
just let me 104