Just let me be translate Turkish
630 parallel translation
Then just let me be. Stop that talk.
O zaman beni bırak.
They think we are friends for me that's not enough, just let me be in love tonight
Bizi arkadaş sanıyorlar ama bu yeterli değil Bırak da bu gece aşık olayım
They think we are friends for me that's not enough, just let me be in love tonight Good?
Bizi arkadaş sanıyorlar ama bu yeterli değil Bırak da bu gece aşık olayım İyi mi?
just let me be in love tonight
Bırak da bu gece aşık olayım.
CAN'T YOU JUST LET ME BE?
Beni bırakır mısın?
Just let me be rid of... this deadly... sickening, animal fear!
Beni hasta eden..... bu ölümcül... .. hayvani duygudan kurtulmama yardım et!
Why don't you just let me be the judge of that, okay?
Bırakın da buna ben karar vereyim, tamam mı?
If I let this chance go by, there'll never be another for me so I don't think anyone will mind if I just have a go at it, will they, Julia?
Bu fırsatı kaçırırsam başka bir şansım olmayabilir. Sanırım bunu denememin kimse için bir mahzuru olmaz, değil mi Julia?
It'd be simpler if you'd just let me fix it, son.
Benim hazırlamama izin verirsen daha kolay olur.
Because the Lord just wouldn't let it be. He made you marry me... so you could show me the way and the lif e... and the salvation of my soul.
Seni benimle evlendirdi çünkü ruhumun kurtulmasını sağlayacak yolu göstermeni istedi.
But if you just let me get the marshal out here and have Ordway thrown off, you wouldn't be in this.
Ama bana dışardaki şerifi getirdiğimde Ordway'i o araziden atarsa, bu olayın içinde olmamalısın
Let him hear me too, loud and clear, just so there won't be any misunderstanding.
O da beni çok iyi dinlesin çünkü yanlış anlaşılmak istemiyorum.
Now, if there's anything you want, you just be sure and let me know.
İstediğin bir şey olursa, çekinme, hemen bana söyle.
I imagine you are aware, but let me note just to be sure.
Farkında olduğunu düşünüyorum, gene de emin olmak için hatırlatayım.
Professor Alfonso himself will be there! Let me do it myself! Just think!
Ben takarım.
You're acting like them and you're going to be just like them, unless you let me help you.
Yardım etmeme izin vermezseniz, onlar gibi olacaksınız, zaten onlar gibi davranıyorsunuz.
Just leave me alone Oh, please, let me be
Yalnız bırak beni Lütfen bırak peşimi
Let me see! I just won't let it be!
Bir bakayım şuna!
Let me have just one thing the way I want it to be.
Olmasını istediğim tek bir şey olsun bari.
Well, the competitors will be off any moment, so let me just identify them for you.
Yarışmacılar başlamadan sizlere takdim edeyim.
And, darling, would you be an angel and just let me get some sleep?
Ve aşkım, şimdi bir melek ol ve uyumama izin ver?
I wouldn't dare bother you If anyone in my residence dares to be disrespectful just let me know
Sizi çok yoruyorum benim yerim de herhangi biri sana saygısızlık yaparsa bana söylemen yeterli
Let it be just you and me.
Sadece sen ve ben olalım.
I've got enought troube as it is! Just calm down and don't get upset, because there might be some mistake. Let me check...
Sadece sakinleşin, üzülmeyin çünkü... bir hata olmuş olabilir.
Just let me know if I could be of service, I want to make some pocket money.
Sadece bilmenizi isterim, para karşılığı her türlü servisi yaparım!
"Dear Fellow Countrymen, 'Just a few lines to let you know... " that this story is going to be all about me.
Sevgili Hemşerilerim bir kaç satırla, bilmenizi istiyorum ki bu hikâye tamamıyla benim hakkımda olacak.
Just let me stay the night and I'll be on my way in the morning.I won't trouble you again.
Sadece bu gecelik burada kalmama izin verin yarın sabah kendi yoluma gideceğim. Sana tekrar sorun çıkartmayacağım.
Just you let me out or it'll be the worse for you!
Çıkar beni, yoksa senin için çok daha kötüsü olur.
Let me be free. I just want the key.
Ben anahtarı istiyorum.
Good, good, jolly good, well, let me offer you this... Why-why, what's the point of going abroad, if your just going to be treated like a sheep?
Koyun muamelesi göreceksek katılmanın anlamı ne?
- Well, let me just show you. - Carla, don't be ridiculous.
Carla, saçmalama lütfen!
If ever I can be there for you, just let me know and I'll be there.
Yapabileceğim bir şey olursa lütfen söyle. Ben de sana destek olmak isterim. - Aslında...
That's right. I don't wanna be the kind of guy who rubs it in, so just let me say... I have a little bad news for you.
Doğru. Sana kötü bir haberim var Cliffie.
So if you'd just let me make this phone call you'd be doing me such a favor, you really would.
Yani bu telefonu etmeme izin verirsen bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın, gerçekten.
After I'm through, just let me shape this a little bit and I think you're gonna really be happy with what we've got here.
Bitince biraz da şöyle düzeltirsek sanırım sonuçtan memnun kalacaksınız.
Well, just let me say there's a lovely young lady in the City Planner's office who will be my guest for dinner at La Palm.
Şey sadece, şehir planlama ofisinde çalışan genç bayanın..... La Palm'da akşam yemeği misafirim olacağını söylemeliyim.
Just be quiet and let me think.
Biraz sus da, düşüneyim.
Let me just be your most trusted friend now, .. the one that gets to say all the awful stuff ok?
Şimdi sadece, sana tatsız şeyleri söyleyen güvenilir dostun olarak konuşayım, tamam mı?
That'd be great. Let me just check my diary.
Ajandama bir bakayım.
I think it would only be just to let me know... which of your friends has blackened my name.
Sadece adımı arkadaşlarınızdan hangisinin... karaladığını öğrenmek istiyorum.
Just let me take a quick leak and I'll be out of here.
Bir tuvalete gireyim sonra giderim.
If you let me out, I'll be as quiet as a mouse, and just as small.
Beni çıkarırsan bir fare kadar sessiz ve ufak olacağım.
Just let me say one thing, so there can be no misunderstanding.
Sadece tek bir şey söylememe izin verin böylece yanlış anlaşılma olmasın.
But I'm not a schmuck, Bob, and I'm not gonna let you breeze into town and take my family away from me just because you're crazy enough to be fun.
Saf değilim Bob. Ve ailemi almana izin vermeyeceğim, çünkü eğlenceli olmak için yeterince delisin.
Let me just be.
Rahat bırakın beni.
Let me just tell you one more thing. I might not be all glamorous, and I don't have hair down my back, but let me tell you one great thing about me.
Sana birsey daha söyleyeyim, çok gösterisli olmayabilirim, belime kadar saçlarim olmayabilir, ama kendimle ilgili güzel birsey söyleyeyim.
My boss just wanted me to call you folks and let you know we're going to be making... a very important announcement today at the clean air hearings.
Patronum sizi arayıp bugün temiz hava oturumlarında önemli bir açıklama yapacağımızı bildirmemi istedi.
I don't know what you want me to be but, please, just let me go, okay?
Benden ne istediğinizi bilmiyorum. Lütfen gitmeme izin verin, tamam mı?
Anyway, listen, I was just calling to let you know that if you... you know, need any help with anything... I've got some pull with the manager, so... don't be afraid to give me a call.
Her neyse, dinle, diyecektim ki... apartman yöneticisiyle aram iyi... yani herhangi bir şeye ihtiyacın olursa... beni aramaktan çekinme.
Let me just say something, sir. This is where I've always wanted to be.
Şunu söylemek isterim ki efendim, hep burada olmayı düşlemişimdir.
You just lie back and let me be the boss.
Sen sadece uzan, bırak ben patron olayım.
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let me die 21
just let it go 244
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let it out 33
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let me die 21
just let it go 244
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let it out 33