English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just so i'm clear

Just so i'm clear translate Turkish

224 parallel translation
I'm not gonna clear out just cos you say so.
Sen dedin diye çıkıp gidecek değilim.
So, is it worth something to you, or should I just punch up "clear"?
Evet, sence buna değmez mi? Yoksa "Sil" tuşuna basmamı mı istersin?
Just so I'm clear on what today's story is would you define for me "consensual sex."
Bugünkü hikayeyi tam olarak anlamak istiyorum... bana "mutabık seks" i tanımlayabilir misiniz?
Just so I'm absolutely clear, this is about everybody wanting to be a hero, right?
İyice anlamak istiyorum, hepiniz kahraman olmak istiyorsunuz, değil mi?
Okay, honey, just so that I'm clear on this.
Tamam tatlım, emin olayım.
Just so I'm totally clear here, with this drug, you can induce a transformation at any time of the month?
Şuna açıklık getirelim. Bu ilaçla, her an dönüşüm gerçekleşebiliyor? Aman Tanrım!
So, uh, just so I'm clear... everything's back to normal, right?
Temize çıktığıma göre her şey normale döndü, değil mi?
Okay. Just so I'm clear, this is confidential, right?
Tamam. bunun gizli olduğundan eminsin, değil mi?
And just so I'm clear, when Larek said that Earth was infected, wh-what exactly are we talking here?
Ve tamamen anladım Larek Yeryuzune bulaştığını söyledi, Ta.. tam olarak burada neden bahsediyoruz?
Just so we're clear, I'm talking about intercourse.
Açık konuşmalıyız, ikimizin gidişatı hakkında konuşuyorum.
And just so we're clear, I'm telling you to go fuck yourself!
Açık konuştuğumuza göre, Kendi kendini s * meni söylüyorum!
Fine. But just so we're clear, once you get The Source's powers, I never hear from you again.
Ama baştan anlaşalım, sen Kaynak'ın güçlerini aldığında bir daha senden haber almayacağım.
And just so we're clear under no circumstances will I service you or anyone who is under your employ.
Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım.
Miss Bristow, just so we're clear, I have no intention of doing your father one single favour.
Bayan Bristow açık olalım,... babanıza bir tek iyilik dahi yapmak niyetinde değilim.
GUNN : Just so I'm clear on the plan.
Sadece plana sadık kalacağım.
Just so we're clear... I'm keeping the car.
Ödeştik diye saydığımdan araba bende kalıyor.
Just so I'm clear, I should feel free to mock you.
Seninle alay etmekten çekinmemeliyim.
The armory safety doors have shut, which means we can't... just so we're clear, I know you're lying.
Silah deposunun emniyet kapıları kapandı, bu da demek ki biz... Bir şeyi açıklığa kavuşturayım, yalan söylediğini biliyorum.
Just so I'm clear : You're telling me that even if by some miracle we are able to get up on a drug dealer's disposable cell phone in time to catch him talking you're gonna take as much as a month to activate our tap.
Sadece emin olmak için diyorsunuz ki, bir mucize eseri de olsa bir uyuşturucu tacirini kullan-at telefonu konuşurken yakalasak bile bize dinleme izni vermeniz bir ay kadar sürecek.
But just so we're clear, Bruner if you put that priest on the stand again, I will fire you.
Ama madem açık konuşuyoruz, Bruner eğer o rahibi bir daha kürsüye çıkarırsan seni kovarım.
i'm sorry, just so i'm clear - - are you a heterosexual or aren't you?
Bilmek istiyorum - - heteroseksüel misin, değil misin?
Great. Great.'Cause, you know, I'm not okay with slavery. Just so we're clear.
Harika.Harika.Bilirsin.Kölelikle aram pek iyi değilir.Hiç sevmem.
Oh, just so I'm clear- - If he was a janitor, that would be okay?
Merakımdan soruyorum. Müstahdem olsaydı sorun olmayacak mıydı?
So, just so I'm absolutely crystal clear on this, yeah... a shag is definitely out of the question?
Şimdi tam emin olmak için bunu soruyorum, seks söz konusu bile olamaz mı?
Well, just so we're clear, if I don't have answers by 3 : 00 p.m., I'm putting out a warrant.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Saat üçe kadar bir yanıt alamazsam arama emri çıkarttırırım.
Look, just so everyone's intentions are clear- - when this evening rolls around, if you still don't have enough evidence to charge my son, I will be filing a lawsuit against you and the City of Phoenix for wrongful arrest.
Herkesin niyeti anlaşılsın diye söylüyorum, akşam olduğunda elinizde oğlumu suçlayacak yeterli delil hâlâ yoksa hatalı tutuklamadan sizin ve Phoenix şehrinin aleyhine dava açarım.
Just so we're clear, Kate, I didn't do any of those things.
Açık konuşalım Kate, bunların hiçbirini yapmıyorum.
Just so we're clear, I'm the one that's supposed to be getting tips.
Yeter ki açık olalım, ben ipuçlarını toplayarak tahminde bulunurum.
Okay, just so I'm clear, you see... something attack Bill's boat, sending Bill,
Benim anladığım... bir şey çok iyi bir yüzücü olan
Yeah, well, just so we're clear, I am picking up the tab tonight.
- Bir konuda anlaşalım. Bu gece hesabı ben ödüyorum.
Commander, I need you to hold off the enemy just a little longer so we can clear the station's gravity field and engage the fold system.
Komutan, düşmanı bir süre daha bizden uzak tutmanıza ihtiyacım var. Böylece, istasyonun çekim alanından kurtulup, geçiş sistemini çalıştırabiliriz.
I just couldn't get a clear picture of him on the Internet, so... ( STUTTERING ) Jesus.
İnternette net bir resmini bulamadım, o yüzden... Tanrım.
And just so we're clear, I'm not ducking a fight, I'm just protecting my kids.
Şu konuya açıklık getirelim kavgadan kaçmıyorum, sadece çocuklarımı koruyorum.
You just made it very clear you wanted Russell out of our lives, so either I give him the kids or you get rid of him permanently.
Gayet açık bir şekilde hayatımızın kalanında ya çocukları ona vermem gerektiğini, ya da onun icabına bakman gerektiğini söyledin
OK, JUST SO I'M CLEAR ON THIS,
Peki şunu açıklığa kavuşturalım.
Now tell me again, just so I'm clear, I marry her, I get to
Pürüz kalmaması için bir daha anlat.
OK, so I just need to, uh, clear my mind and, um, relax.
Pekala, sadece zihnimi boşaltmalıyım, rahatla.
Just so we're clear, the next time we meet, I'm going to kill you.
Bir dahaki karşılaşmamızda, sizi kesinlikle öldüreceğim.
By the way, Rin, do you mind if I asked you something just so I'm clear on this?
Bu arada Rin. Bana bir şeyi teyit edebilir misin?
Just so I'm clear.
Sadece anlamış mıyım diye.
Just so we're clear, you understand that me hanging back to practice with you is a pretext for letting you know that I'm sexually available.
Anlayasın diye söylüyorum : Prova bahanesiyle seninle takılmam aslında cinsel ilişkiye hazır olduğumun bir sinyali.
Just so that I'm clear- - were you or were you not outside his window?
Anlamak için soruyorum. Penceresinin önünde miydin, değil miydin?
Just so you have it clear the only reason why I'm here is because I know you don't want me to be.
Anlayasın diye söylüyorum ki burada olmamın tek sebebi beni burada istemediğini bildiğim için.
Okay, okay, just so we can both get something clear here, if I'm going to discuss my family's tragedies,
Tamam ikimiz de burada bir şeyi açıkça anladık. Eğer aile trajedilerimi tartışacaksak bunu çok yakın bir dostumla yapmak isterim.
Just so I'm clear.
Açıklığa kavuşsun istedim.
Just so that I'm clear. You did tell me that you slept together, right?
Sadece emin olmak için soruyorum, bana yattığınızı söyledin, değil mi?
Just so I'm clear, Walter the robbers have managed to violate the laws of the universe and they're also radioactive?
Tam anlamak adına, Walter. Hırsızlar evren kanunlarını çiğnemekle kalmayıp ayrıca radyoaktif de mi oldular? - Kimmiş o radyoaktif?
I know it seems so selfish to even say it but I was thinking maybe I could just take a personal leave just do nothing for a week or two and maybe clear my head.
Çok bencilce bir hareket olabilir ama düşündüm de özel izin alabilirim. Bir iki hafta hiçbir şeye karışmam. Belki biraz kendimi toparlarım.
Just so we're clear, what I'm about to throw up is a western omelet.
Sırf bilin diye söylüyorum birazdan çıkaracağım şey, batı usulü omlet.
Just so I'm clear, you want us to sell our thriving business so we can live in a bus, like carnies?
Yani diyorsun ki, muhteşem işimizi bırakalım ve Carny'ler gibi, artık bir otobüsün içinde yaşayalım. Yapma.
So how's this golf game gonna get Vince in this movie anyway, just so I'm clear?
Anlayabilmem için, bu golf maçı Vince'i filme nasıl dahil edecek?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]