Just a joke translate Turkish
1,120 parallel translation
I was just a joke.
Sadece bir şakaydı.
It was just a joke.
Sadece bir şakaydı.
It had been just a joke.
Bu sadece bir şakaydı.
Just a joke.
Sadece bir şaka.
It's just a joke, man.
Bu sadece şakaydı.
Just a joke!
Sadece şaka!
Just a joke.
Sadece bir şakaydı.
- It was just a joke to relax you.
- Seni rahatlatmak için bir şakaydı.
You'll be tickled to death. That's just a joke.
Gülmekten çatlayacaksınız.
- Valmont, that was just a joke.
- Valmont, bu sadece bir şakaydı.
He's the real champ. You're just a joke.
O gerçek bir şampiyon, sense hiçbir şey.
Nothing, it was just a joke.
Hiçbir şey, şakaydı sadece.
Just a joke.
Sadece şakaydı.
It's a joke. It's just a joke.
Şaka yaptım, sadece şakaydı.
It was just a joke.
Sadece şakaydı.
[Averman] lt's just a joke.
Sadece şaka yaptım.
- Well, I, I was just hankerin'to play a joke on somebody and...
Haklısın. Ben küçük bir şaka yapmak istemiştim.
- Guys, it's just a joke.
- Şu inekleri bitirelim.
That was a joke I just told.
Az önce yaptığım, bir şakaydı.
last supper huh sorry... bad joke it's just a laugh riot around here this all looks really good yeah it's to bad your leaving we never eat like this that's not true I cook all the time
Son yemek desenize. Affedersiniz. Kötü bir şakaydı.
Just a frog joke.
Sadece bir kurbağa şakası.
I just remembered a joke that my son told me.
Oğlumun anlattığı bir fıkrayı hatırladım.
- But it's just a joke.
Ve hazır olduğum zaman, yani buna hazır bile olsam cevabım hayır. - Ama bu bir şaka.
Now they're convinced it's just a bad joke.
Artık bunun kötü bir şaka olduğunu düşünüyorlar.
Just anything he could do to make a joke and cut up out there.
Şaka yapmak ya da ortamı bozmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
Just a little firing squad joke there, sir!
Sadece minicik bir idam mangası esprisi efendim!
But that was just by way of a joke.
Ama bu bir şakaydı tabi.
I'm just kidding. I was telling a joke there.
Sadece şaka yapıyordum.
- If it's suddenly a big deal, let's just go say hello. - Hey, hey, it's a joke!
Hey, dostum bu şakaydı.
Hey, Ray, come on. - It's just a figure of speech. - It's a joke.
Bu sadece bir şakaydı.
The night Lincoln was shot, you couldn't make a joke about it. You just couldn't.
Lincoln vurulduğu gece, bu konuda şaka yapamazdınız.
I was just having a little joke.
Sadece şaka yaptık.
It's just a little joke.
Şaka yaptım ya.
It's just a joke.
Sadece şaka.
It's just a lunch joke, you know?
Sadece öğle yemeği şakası.
That someone thinks of me as more than just a shoe salesman or the family wallet or the running joke at the beauty parlour.
Birilerinin beni bir ayakkabı satıcısından, aile cüzdanından veya güzellik salonunun alay konusundan öte görmesi.
You know, I say things like, "Oh, honey, I wasn't laughing at you. I was just thinking of a joke."
Mesela ben, "Hayır, tatlım, sana gülmüyordum aklıma bir fıkra geldi de," gibi şeyler söylerim.
I can take a joke just like anybody else.
Ben de herkes gibi şaka kaldırabilirim.
No. just congratulating the son on a fine joke about his old man.
Hayır. Sadece bu yaşlı adama yaptığı güzel şakadan dolayı tebrik ediyordum.
When you sit on the edge of that thing, you just realize what a joke we people are.
Orada kenarda otururken ne komik durumda olduğumuzu fark ediyorsun.
Until it happens to you... and until you accept God into your heart... it's like a fairy tale. It's like some joke that you just don't get.
Başına gelene dek ve Tanrı'yı kalbine alana dek... peri masalı gibidir.
It's just that I played a bad joke on him.
Sadece... ... ben ona ufak bir şaka yaptım.
And don't worry one day it won't be just a cruel joke.
Ve hiç merak etme bir gün bu, acımasız şaka olmaktan çıkacak.
Coop, you just tried to tell her a joke.
Coop, az önce ona fıkra anlatmaya çalıştın.
That's just a little joke.
Bu sadece şahsıma münhasır bir şaka.
Prime Minister. I was just... having a little joke with poor little Lucy, I didn't mean...
Sayın Başbakan, ben de küçük Lucy'ye bir şaka yapıyordum, kastettiğim kesinlikle...
- Just a joke.
- Sadece şakaydı.
A joke doesn't stop being funny just because someone's dead.
Bir kişi öldü diye espri değerini kaybetmez.
Just tell me one thing. Is this whole thing a big joke?
Bütün bunlar bir şaka mı?
- just a joke.
- Ben Philip Tan.
Mike, I think this just might be someone's idea of a sick joke.
Mike, bu birinin eşek şakası olabilir.
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a reminder 42
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just a little 454
just a man 25
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a reminder 42
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just a minute 1540
just ask 167
just ask him 36
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52
just a little tired 20
just ask 167
just ask him 36
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52
just a little tired 20