Just talk to her translate Turkish
979 parallel translation
You just talk to her now about everything.
Onunla konuşun. Her şey hakkında.
Just talk to her.
Sadece onunla konuş.
Just talk to her, tell her what happened, that`s all.
Bir konuş onunla, neler olduğunu anlat, hepsi bu.
Let me at least just talk to her will you? She'll come around.
Yapma ama önce onunla konuşmama izin ver.
Let me just talk to her.
Onunla konuşmama izin verin.
Can I at least just talk to her so I can apologize?
En azından özür dilemek için onunla konuşabilir miyim?
And tell Jennifer I'll just talk to her later.
Tamam. Jennifer'a sonra görüşeceğimizi söyle.
We just want to talk to her.
Onunla sadece konuşmak istiyoruz.
Before you take her away, I must talk to you about something she said just now.
Onu almadan, sizinle az önce söylediği bir şey hakkında konuşmam gerek.
Oh, Gil, it won't do any harm just to talk it over with her.
Bunu onunla konuşmak bize zarar vermez.
I've just got to see... I've got to talk to her!
Karımı görmeliyim, onunla konuşmalıyım.
Look, she ain't coming down and she ain't gonna talk to you neither... so you might just as well not call her!
Ne aşağıya geliyor, ne de seninle konuşuyor, tamam mı?
It's just that my mother always told me... that if a girl could be at a party for 30 minutes... without getting a man to talk to her... she might just as well go on home and shoot herself.
Annemin bana her zaman söylediği bir söz vardır... eğer bir kız bir partide 30 dakika içinde... kendisiyle konuşan bir adam bulamadıysa... en iyisi evine gidip kendisini vurmalıdır.
Just wanna talk to her.
Sadece onunla konuşmak istiyorum.
I just want to go in there and talk to her.
Sadece içeri girip onunla konuşmakistiyorum.
Just explain to her that I will phone the Post Exchange at Awasi and I will see if I can't get some... I'll get some talcum powder, and some shaving lotion.
O'na de ki, Awasi'deki Posta Merkezini arayıp bir miktar talk pudrası ve... traş losyonu temin etmeye çalışacağım.
In just a moment, we'll meet Miss Clarke and her fiancé, Mr. Nickie Ferrante, and talk to them about their wonderful romance, which has gotten headlines in papers all over the country, a romance which has captured the imagination of the whole world.
Birazdan Bayan Clarke ve nişanlısı Bay Nickie Ferrante ile tanışacağız. Ve onlarla ülkenin dört bir yanındaki gazetelere manşet olan büyük aşklarını konuşacağız. Tüm dünyanın düşlerini süsleyen bir aşk.
I just wanna talk to her for a little while.
Onunla sadece biraz konuşmak istiyorum.
Just talk to her and watch her, and don't use your temper.
Yalnızca onunla konuşun ve izleyin.
Tomorrow morning when you're sitting down drinking your coffee, just sip on your coffee, real easy like, and talk to her like what you're saying ain't really that important to you.
Yarın sabah kahve içmek için oturduğunuzda, kahvenden bir yudum al, sanki senin için gerçekten önemsiz bir şey söylüyormuş gibi konuş onunla.
Well, she's just not used to having her sweet little boy talk back or have an idea of his own.
Tatlı küçük oğlunu dinleyip ne düşündüğünü hiç sormaz ki.
But she - she said she had him so scared... he was even making with the wedding talk... just to keep her quiet.
Ama sırf susması için evlenmeye bile razı olacak kadar korkmuş olduğunu söyledi.
Nothing much. I just wanted to talk to her about that evening.
Sadece o akşam hakkında konuşmak istiyorum.
- I want to talk to her, I just can't.
- Onunla konuşmak istiyorum, ama yapamam.
Sheriff in Rio Lobo just wants to talk to her, so I'll take her along with us.
Rio Lobo şerifi onunla konuşmak istiyor, onu yanımda götürüyorum.
If you'd let me talk to her for just a few minutes she might convince Spotted Wolf to give up without a fight...
Onunla konuşmak için izin ver... ... sadece bir kaç dakika.. Benekli Kurt teslim olmaya ikna olabilir.
I just want to talk to her for a moment.
- Sadece onunla konuşmak istiyorum - Oh.
I've just got to talk to her about this gardener.
Onunla su bahçivan hakkinda görüsmek ¡ st ¡ yorum.
A little too cool, I thought. So I asked Dr. Birkin to talk with her, just for an opinion.
Onu biraz fazla sakin buldum ve Doktor Burkin'dan, sadece fikrini alması için onunla konuşmasını istedim.
I don't find it easy to talk at a time like this, but I got to say something about that guy up there, and I can sum it all up in just one word... courage, dedication, daring, pride, pluck, spirit, grit, mettle
Böyle bir anda konuşmak hiç kolay değil ama yukarıdaki adam hakkında bir şey söylemeliyim ve her şeyi tek kelimeyle özetleyebilirim... Cesaret kararlılık, cüret, onur, moral, metanet, şevk ve...
She came to the phone, but I just couldn't talk to her.
Telefona geldi, ama onunla konuşamadım.
My people just want to talk to her, Professor.
Bizimkilerin bütün istedikleri, sadece onunla konuşmak, Professör.
( Sniffs ) Jack... if you can't sleep or you're having a nightmare Or... ( stammers ) or you just need to talk
Jack... uyuyamazsan ya da kabus görürsen ya da... ya da konuşma ihtiyacı duyarsan geceleri, ben... her zaman benim kapımı tıklatmalısın.
I just want to talk to her for a few minutes,
Sadece onunla konuşmak istiyorum.
Just hold her and talk to her.
Sadece saril ona ve onunla konus.
I'm just gonna talk to her.
Onunla konuşmak istiyorum.
- Mrs. Whitney, I just want to talk to her.
- Bayan Whitney, sadece konuşmak istiyordum.
You think there's anywhere we could go to just sit and talk... and not have to scream and get run over by garbage trucks? - Hey, want to throw her in? - How you doing?
Bağırmadan konuşabileceğimiz ve çöp kamyonları tarafından ezilmeyeceğimiz bir yer biliyor musun?
He didn't wanna talk to her, so I just...
Buck konuşmak istemedi, ben de...
WELL, ACCORDING TO HER, IT WASN'T JUST ONCE, AND YOU DID A LOT MORE THAN TALK.
Ona sorarsan bir kezden fazlaymış ve konuşmaktan fazlasını yapmışsın.
- We're just gonna talk to her.
- yalnızca, onunla konuşacağız.
If you need to talk to me at any time, just call.
Benimle konuşma ihtiyacı duyduğun her an arayabilirsin.
But they know she's like an impossible dream and are happy just to talk about her.
Ama onun imkansız bir rüya olduğunu bilirler ve onun hakkında konuşarak mutlu olurlar.
I just want to talk to her.
Sadece konuşmak istiyorum.
$ 20.Just go talk to her.
Sirf konusman için 20 dolar.
Look, just go talk to her.
Git konuş onunla.
I just want an opportunity to talk to her and Margie, that's all.
Sadece onunla ve Margie ile konuşmak için bir fırsat istiyorum, hepsi bu.
Why don't you just go talk to her?
Neden sadece onunla konuşmuyorsun?
Why don't you just go over there and talk to her?
Yanına git ve konuş onunla.
Maybe he just didn't want to talk about her.
Belki de sadece ondan bahsetmek istememiştir.
She just wanted to have a serious talk with Ted but the way he acted practically forced her into Ramon's arms.
Ted ciddi bir konuşma yapmak istedi ama o davranışlarıyla, tam anlamıyla onu Ramon'un kollarına itti.
just talk to me 109
just talk 87
just talking 61
just talk to him 60
talk to her 263
to here 31
to her 130
just come home 43
just eat it 38
just do it 1237
just talk 87
just talking 61
just talk to him 60
talk to her 263
to here 31
to her 130
just come home 43
just eat it 38
just do it 1237
just be cool 104
just so you know 1100
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just let it be 17
just bear with me 31
just kidding 689
just so you know 1100
just relax 1151
just breathe 514
just me 553
just be yourself 145
just go 1748
just let it be 17
just bear with me 31
just kidding 689
just be honest with me 16
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just be patient 84
just eat 44
just a man 25
just a joke 49
just us 261
just like that 1429
just answer the questions 19
just a little 454
just be nice 17
just be patient 84
just eat 44
just a man 25
just a joke 49
just us 261
just be quiet 102
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27
just beautiful 39
just before 43
just because 150
just be 37
just be there 28
just answer me 27