English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leave her alone

Leave her alone translate Turkish

2,609 parallel translation
- Leave her alone!
- Rahat birak onu!
I love it when he does that tall, dark hero, "Leave her alone!"
Bunu yapmasina bayiliyorum. Uzun, karanlik kahraman, "Rahat birak onu". - Birak iste!
Leave her alone!
Bırak onu!
Leave her alone.
Onu rahat bırak.
- Leave her alone, Ok?
- Onu yalnız bırak, tamam mı?
Leave her alone!
Bırakın onu!
Hey. You want to leave her alone?
Onu yalnız bırakır mısın?
So leave her alone.
Rahat bırak.
Leave her alone, Bart.
Dokunma ona, Bart.
I lied when I said we might be getting back together, and I lied when I told you she wanted you to leave her alone.
Ve yeniden birara gelmeyi düşündüğümüz, Ve senin ondan uzak durmanı istemesi hep yalandı.
I don't know what to do. Should I leave her alone?
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Leave her alone, Max.
Onu rahat bırak, Max.
And he's crying, going to the bathroom all over himself. Swearing to God he's gonna leave her alone.
Ağlamaya başladı altına pisliyor, kızı yalnız bırakacağına dair yeminler edip duruyordu.
No, leave her alone.
Hayır, onu yalnız bırakın. Şok geçirdi.
Leave her alone! Sir...
Onu rahat bırak.
Go on, I'll claw your eyes out. Sir, please. Leave her alone with me for a moment.
Bana bir dakika izin verin lütfen efendim.
What did you mean, "Leave her alone?" Leave who alone?
"Onu rahat bırakın" derken kimi kastettin?
If she was your "girl," Why'd you leave her alone at the end of the night, Cole?
Madem sevgilindi, niye gece bitince onu yalnız bıraktın Cole?
Leave her alone, Ice King!
- Onu rahat bırak Buz Kral!
Just leave her alone.
- Onu rahat bırak.
Just leave her alone, right?
Onu rahat bırak tamam mı?
Are you saying you'll leave her alone?
Onu rahat bırakacağını mı söylüyorsun?
I need you to leave her alone.
Onu rahatsız etmeni istemiyorum.
I'm begging you, leave her alone.
Yalvarıyorum onu rahat bırak.
I'm giving you one more chance to leave her alone.
sana onu bırakman için bir şans daha veriyorum.
Leave her alone!
Onu rahat bırak!
Please, leave her alone!
Onu rahat bırakın, lütfen!
- Leave her alone.
- Rahat bırak onu.
That's why I can't leave her alone.
İşte bu yüzden onu kendi haline bırakamıyorum.
- Leave her alone. Leave her alone. Hey, look, man.
Bak dostum, yardım etmeye çalışıyorum, tamam mı?
- leave her alone, Blair.
Blair, onu rahat bırak.
Leave her alone.
Bırakın onu!
Leave her alone! - Hey.
Bırakın onu!
Hey. Hey. - Leave her alone!
Bırakın onu!
Leave her alone.
- Stefan. - Onu rahat bırak.
How you doing back there? Leave her alone.
Nasılsın bakalım?
Just leave her alone.
Ali, kes artık! Onu rahat bırak.
Raymond, stop it! Raymond, leave her alone.
- Raymond, onu rahat bırak.
Raymond, leave her alone. She's dead.
Raymond bırak onu.
No, leave her alone.
İçeri gireceğim. Hayır, onu yalnız bırak.
Yeah, okay, seriously, leave her alone.
Ciddi misin sen? Rahat bırak onu.
She told you twice to leave her alone!
Sana iki kere onu rahat bırakmanı söyledi!
- Just leave her alone.
- Onu rahat bırak.
Leave her alone!
Onu rahat bırak.
Alex, leave your sister alone.
Alex, ablanı rahat bırak. Her şey yolunda gidecek.
I've done whatever you've asked for, why don't you leave me alone?
Her ne istersen yaptım, niye beni rahat bırakmıyorsun?
Leave her alone, Tom.
Ne? Birak kizi, Tom.
- He's just trying to be nice. - Just leave her alone.
Neden onu rahat bırakmıyorsun?
Then the ghosts never leave her alone, Then there's the shadows.
Bir de gölgelerle uğraşıyor bütün bunlardan bunalmış olabilir.
The mother of one of your students filed a complaint with the school board, claiming that you wouldn't leave her husband alone.
Öğrencilerinizden birinin annesi, kocasını rahat bırakmadığınıza dair okul yönetimine şikayette bulunmuş.
I couldn't leave Cody alone there with her.
Cody'i onunla bırakamazdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]