English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Alone at last

Alone at last translate Turkish

156 parallel translation
Well, I guess this is what's known as being alone at last.
İşte buna yalnız kalmak denir.
Alone at last.
Sonunda yalnız kaldık.
Alone at last. Let's celebrate our 10th anniversary.
Nihayet 10. yıldönümümüzü kutlamak için başbaşa kalabildik.
Alone at last.
Nihayet yalnızız.
- We're alone at last.
- Sonunda yanlız kaldık.
Alone at last, sister.
Nihayet yalnızız rahibe
- Alone at last.
- Yalnızken hiç olmazsa.
Alone at last.
Sonunda yalnızız.
Well, she's alone at last, brother.
Sonunda yalnız kaldı kardeşim.
- We're alone at last.
- Nihayet baş başayız.
Alone at last.
Nihayet yalnız kaldık.
Alone at last.
Sonunda yalnız kalabildik.
We're alone at last, my love.
Sonunda yalnız kaldık, aşkım.
I can't believe we're alone at last.
Sonunda yalnız kalabildiğimize inanamıyorum.
Alone at last.
Sonunda kendi başımayım.
Alone at last.
Sonunda baş başayız.
- Alone at last.
- Sonunda yalnızız.
Alone at last.
- Sonunda yalnızsın.
Alone at last.
Sonunda baş başa kaldık.
Alone at last. - I've heard a lot about you.
Sonunda yalnızım.
Well... alone at last.
Şey sonunda tek başıma kalabildim.
Alone at last.
Nihayet baş başa kalabildik.
Alone at last.
Sonunda yalnız.
Well, here I am... alone at last.
İşte... sonunda yalnız kalabildim.
"At last, fate lets us be alone for a while"
"Sonunda kader, bir süreliğine yalnız kalmamıza izin verdi."
Alone are we at last tonight
Bu gece en sonunda yalnız kaldık.
I alone decided that this abominable affair should see the light so that France might at last know all and voice her opinion.
Ben kendim, bu tiksinç vaka gün yüzüne çıksın tüm Fransa bilsin, duysun istedim.
Suzanna, at last we're alone.
Suzanna, nihayet yalnız kaldık.
It's good to be alone with you at last, darling.
Nihayet seninle yalnız kalabildim sevgilim.
Now, go ahead and talk, honey. Well, Mr. Your Honor, when my daddy ran to the fire last night, I was scared to be alone, so I went to the window to look at the fire... and saw Mr. Cole running out of the house across the street.
devam et konuşalım tatlım. bu yüzden ateşe bakmak için pencereye gittim...
At last we are alone and unobserved.
Sonunda yalnız kalabildik.
Until at last I'm alone with you
Ta ki seninle yalnız kalana kadar
At last we're alone.
Nihayet yalnız kaldık.
Somebody had to die first, but Toby was sent to me at last, and I wasn't alone anymore.
Önce birinin ölmesi gerekiyordu, sonunda Toby bana gönderildi, artık yalnız değildim.
But I do not care. It's wonderful, at last, to be alone with you.
Ama umurumda değil, sonunda seninle yalnız kalmak harika.
He saw Catherine alone... but the two friends met at the gymnasium.
Catherine'le yalnız görüşüyordu... Ama doğal olarak iki arkadaş jimnastik salonunda karşılaştılar.
Oh, Margaret, my precious. At last we're alone. We can speak.
Margaret, sevdiğim, sonunda konuşabiliyoruz.
Uh, Connie, at last we're alone.
Connie, sonunda yalnızız.
Last night I was at home, not alone.
Geçen gece evimde yalnız değildim.
- Alone, at last.
- Sonunda yalnızız.
This is the moment that you must face at last to be king alone.
Tek başına kral olma sorumluluğunu üstlenmenin... zamanı geldi artık.
Last time we saw each other, I left you alone sitting at a counter at Schwab's.
En son görüştüğümüzde, Schwab'ta tek başına otururken bırakmıştım seni.
At last mad, no longer alone.
En sonunda çılgın, daha fazla yalnız olmadan.
Now, Princess Vespa, at last we are alone.
Şimdi, Prenses Vespa, sonunda yalnızız.
Leave me alone. - the white rabbit said at last.
"Beni yalnız bırak" diye sertçe emretti Beyaz Tavşan.
Like from the first second I met you when you were sitting alone in that restaurant and I looked at you and I said, "That's her."
Mesela... seninle karşılaştığım ilk anda... sen o lokantada tek başına otururken... sana baktım ve dedim ki : "İşte hayatımın kadını."
Put pain from your mind. And on the last day, when all will run at night... you alone will be friendly with the dark.
Acıyı aklından çıkar ve son gün tüm gece boyunca koşacağın zaman... karanlıkla başbaşa kalacaksın iki dost gibi.
At last we are alone.
Sonunda yalnız kalabildik.
And she sleeps alone, at last.
Sonunda yalnız uyuyacak.
After a series of lies the defendant at last admits he was there alone on the boat in the fog.
Sanık, bir dizi yalandan sonra orada, sisin içinde yalnız olduklarını itiraf ediyor.
In my case it was Enid, my editor at "Vogue", also alone.
Ben de Vogue'dakı editörüm Enid Frick'le karşılaştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]