English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Look at me now

Look at me now translate Turkish

919 parallel translation
Friends, you wouldn't "tink" to look at me now that I once was as wicked as you.
Arkadaşlar, bana bakınca bir amanlar sizin kadar kötü olduğum aklınıza gelmeyebilir.
You look at me now as if you wanted to kill me.
Şimdi beni öldürmek istersen bana bak.
You can look at me now. I'm all right.
Artık bana bakabilirsin.
And look at me now.
Bana bir de şimdi bak.
You'd never think it to look at me now.
O günkü halim olsa yüzüme bile bakmazdın.
Don't look at me now.
Bakmayın bana!
In my youth I excited some admiration, but look at me now.
Gençken bayağı ilgi çekerdim, ama şimdi halime bak.
Look at me now.
Şimdi bana iyi bak.
Look at me now.
Şimdi bana bak.
He's the "I sold newspapers as a kid but look at me now" type.
"Çocukken gazete satardım bir de şu halime bakın" tipinde biri.
But just look at me now!
Ama şimdi bana bir bakın!
I was just a plain, simple baby-sitter. But look at me now.
Ben sadece basit sıradan bir bebek bakıcısıyım.
But look at me now.
Ama şimdi halime bak.
Look at me now.
Şimdi halime bak.
Look at her now... she's trying to pour that hot soup again on me.
Bu haksızlık. Şuna bak. Suratıma onu da atmaya çalışıyor.
She says she's okay now... but she wouldn't look at me straight in the eyes.
Daha iyi olmuş ama gözü beni görmüyor.
Oh, Mr. Zanfield, pardon me, will you take a look at the Mahoney Sisters right now?
Bay Zanfield, af edersiniz, Mahoney kardeşlere bir göz atabilir misiniz?
Now let me have a look at you.
Dur da sana bir bakayım.
Now look at me.
Şimdi halime bak.
Now look at me.
Şimdi şu halime bak.
Look, Father, just because you've got me seeing things straight now there's no reason I should wear blinders.
Sayende gözlerim açıldı diye at gözlüğü takmama gerek yok herhalde.
Now you look at me like the others do.
Bana, başkalarının baktığı gibi bakıyorsun.
Now look here, Creighton... you wouldn't accuse me of being a horse thief, would you?
Şimdi buraya bak, Creighton beni at hırsızlığıyla suçlamadın, değil mi?
Now, don't you look at me like that, major. - Georgie.
Bana öyle bakma, binbaşı.
- Now, Son, don't look at me with those big wandering eyes.
- Evlat, bana o kocaman boş boş gözlerle bakma.
Albert! Now look at me Banburys all over the floor.
Şuna bak, herşey yere saçıldı.
Now you take me, nobody ever taught me how to draw, so I just put a line around what I feel when I look at things.
Kendimi ele alırsam, kimse bana nasıl çizim yapacağımı öğretmedi ben de etrafımda gördüğüm şeylerin bana hissettirdiklerinin etrafına bir çizgi çektim.
Now, look at me intimately, caressingly.
Bana samimi bir şekilde bak, ihtiras dolu bir şekilde.
Now, let me have a look at the beautiful Mrs Holland.
Dur da şu güzel bayan Holland'a iyice bir bakayım.
Now, sonny, let me have a look at that eye.
Pekala evlat, bir gözüne bakalım.
Oh, my darling. Now, let me look at you.
Dur da sana bir bakayım!
Miss Cardew seems to me to be a most attractive young lady... now that I look at her.
Şimdi bakınca Bayan Cardew son derece çekici genç bir bayan olarak göründü gözüme.
Now, calm down and sit there, and let me look at you.
Sakinleş ve şuraya otur. Sana bir bakayım.
Now, you didn't drive here in a rainstorm "not" to look at me
Yapma, bu yağmurda yüzüme bakmamak için gelmedin herhalde.
And now you look at me with those great big cow eyes, point at that phoney arm, and I melt and go along!
Şimdiyse bana şu sığır gibi kocaman gözlerle bakıyorsun, şu kolu işaret et, eriyeyim ve de gideyim!
Now you look at me like I was something dirty.
ªimdi bana pis bir ºeymiºim gibi bakiyorsun.
Alexander... now look at me.
Alexander... bana bak hemen.
Well, don't worry, you're not gonna have to look at me anymore from now on. Hm?
Merak etmeyin, bundan sonra bana bakmak zorunda kalmayacaksınız.
- Now you look here at me, mister.
Bak, bayım.
Now look at me!
Şimdi şu halime bak!
Now, you look at me, ma'am.
Bana bir bakın, hanımefendi.
Now look at me, I'm completely cured.
Bir de şimdi bak. Tamamen iyileştim.
Now, just look at me.
Şimdi bir de bana bak.
Look at me, I'm depressed now.
Bana bak. Üzgün mü görünüyorum?
Now, look at me.
Bana baksana.
Now, don't look at me.
Bana bakmayın öyle.
Now, look at me.
Şimdi bana bak.
And will you look at me now?
Büyük adam olmaya kalkıştım.
That daddy of mine... i can see him now, the way he used to look at me, his face all squinted up like a persimmon.
Wow. İyi, huuh?
Now, look at me, I'm a bum.
Bana bak. Ben bir berduşum.
I hadn't worn a skirt forfour months and now, just look at me!
Dört aydır etek giymiyorum. Bir bak bana!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]