Look at these translate Turkish
3,468 parallel translation
- Look at these eyes!
- Baksana şunun gözlerine!
And I thought you might like to take a look at these.
Ve bunlara biraz bakmak istediğinizi düşündüm.
Colleges look at these grades.
Üniversiteler bu notlara bakacaklar.
Look at these little mini pizzas.
Şu küçük pizzalara bak.
Look at these pictures.
Baksana şu resimlere.
Look at these scratches!
- Şu çiziklere bakın!
Here, look at these marks.
Şu izlere bakın.
Look at these uninhibited outpourings of love.
Sevginin şu sınır tanımayan taşkınlıklarına bak.
Look at these wonderful exhibits.
- Muhteşem sergiye bakın.
Look at these things.
Şunlara bakın.
Would you take a look at these and tell us if you know them?
Şunlara bir bakıp tanıdığın var mı söyler misin?
I mean, look at these people.
Yani, baksana şu insalara.
Ooh, look at these oranges.
Şu portakallara bakın.
Look at these holes!
Şu deliklere bak!
- Look at these.
- Şunlara bak.
Oh, yeah. Look at these spatters, Mike. Interesting, huh?
Şu kan izlerine bak Mike, ilginç değil mi?
Look at these cool bikes!
Şu güzel bisikletlere bak.
Look at these pictures.
- Şu fotoğraflara bir bak.
I mean, look at these.
Yani, şunlara bak.
Look at these markings.
Şu işaretlere bir bak.
All right, let's take a look at these codes.
Pekala, şu kodlara bir bakalım.
You look at these and tell me they're not perfect!
Şunlara bir bak ve bana mükemmel olmadıklarını söyle!
Look at these nurses.
Hemşirelere bakın.
Take a look at these.
Bir göz atın.
I mean, it's- - look, if you just take a look at these numbers on here, okay, we're talking 3,000 square feet of prime real estate.
Şuradaki sayılara bakın. 914 metrelik bir mülkten bahsediyoruz.
Take a look at these longitudinal fractures to the femur.
Kalçadaki şu uzunlamasına çatlaklara bir bakın.
Look at these marriage photos... both of you are looking so cute together.
Şu düğün resimlerine bi bak... ikinizde çok tatlı görünüyorsunuz.
Wow, look at all these fingerprints.
Vay, şu parmak izlerine bak.
To look after all of these habitats, the Great Barrier Reef Marine Park sits at the heart of a network of protected areas.
Tüm bu yaşam alanlarından sorumlu Büyük Set Resifi Deniz Parkı korunmuş alanlar ağının kalbinde yer alıyor.
Nathan, I'd love to have a look at whatever you have concerning these encrypted phone numbers.
Nathan, şu bahsettiğin şifrelenmiş telefon numaralarından... -... bulduklarına bir bakmak istiyorum.
I mean, look at all of these amazing raffle prizes.
Şu mükemmel çekiliş hediyelerine bir baksanıza.
Look at all these beautiful ladies.
su güzel bayanlara baksana bir.
Take a look at these.
Al bunlara bir bak.
Look at this, these are just spectators, you or me.
Şuna bir bakın, bu kişiler sadece izleyiciler, siz ya da ben.
But look at it this way. In just five years, China has gone from making that, whatever it is, to making these.
Fakat olaya şöyle bakarsak yalnızca beş yıl içinde, Çin, bunu yapmaktan her neyse, bunları yapmaya geçti.
Look at all these blankets.
Şu battaniyelere bak.
I mean, look at all these posts.
Tüm şu iletilere baksana.
Wow, look at all these weapons charges.
Şu silahlı suçlamalara baksanıza.
Look at these.
Şunlara bak.
Can I also get, um... a packet of those? These? Let me have a look at them.
Şunlardan da bir paket alabilir miyim?
All these solar systems that we're seeing in outer space, we find that they don't look like our solar system at all.
Uzayda gördüğümüz tüm bu güneş sistemlerinin hiçbiri kesinlikle bizim güneş sistemimize hiç benzemiyor.
Mr. Bryden, these two need a warrant. If they want to look at my data, don't they?
Bay Byrden, bu iki kişi bilgilerime bakmak istiyorsa, yetki almaları lâzım, değil mi?
Oh, look at this. Any one of these creatures could have authored his demise.
Ölümünün arkasında bu yaratıklardan birisi olabilir.
Look at all these kids.
- Şu çocuklara bak.
Well, you should look for these oil workers while you're at it, working in the bay in a couple of zodiacs.
O zaman hazır buradayken şunlarada bak. Koyda zodyakla ( * ) çalışan bir çift...
[beeping] These are the M.E. files that Frost asked me to look at.
Bunlar Frost'un bakmamı istediği dava doslayarı.
Look at all these people.
Belki bir bıçağı var. Şu insanlara bir baksana.
When I look back at what I did, it's like I'm looking at this whole other person doing these inexplicable things with the absolutely last person on God's Earth I'd ever want to do them with.
Ne yaptığıma şöyle bir bakıyorum da kesinlikle dünyadaki yapmayı istediğim son insanla asla kabul edilemez şeyleri yapan bambaşka bir insan görüyorum.
My God, look at all of these people.
Tanrım, şu insanlara bak.
Look at that, different sections have different engines, but these look like the primary clusters.
Teşekkürler bilgisayar. Şuna da bak her bölümün kendi motoru var,... ancak bunlar ana kümeler olmalı.
Look at all the money these people are giving to the church.
Bu insanların kiliseye verdiği paraya baksana.
look at these guys 41
look at these people 32
look at these two 20
look at me 7366
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at these people 32
look at these two 20
look at me 7366
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at it 733
look at them 596
look at my face 104
look at us 558
look at you go 18
look at this guy 173
look at him go 61
look at the bright side 75
look at yourself 268
look at it 733
look at them 596
look at my face 104
look at us 558
look at you go 18
look at this guy 173
look at him go 61
look at the bright side 75